25 Eylül 2020 Cuma

Alaska’nın ABD’ye Satılış Hikayesi

 



Alaska’nın ABD’ye Satılış Hikayesi
1800’lü yıllarda Rus İmparatorluğu sınırları içerisinde olan Alaska hem ticari hem de stratejik anlamda büyük öneme sahipti. Çin’de üretilen çay, kumaş ve baharatlar bu bölgeden Amerika kıtasına satılıyordu. Yeraltında bulunan zengin kömür yatakları tüm kıtaya pazarlanıyor, bölgede yaşayan deniz samurlarının postu ve değerli mors dişi birçok tüccarın buraya akın etmesine sebep oluyordu. Ancak bir şirket vardı ki bizzat Rus imparatorluğu tarafından imtiyaza sahipti. RAC (Russian-American Company) isimli bu şirketin ortakları arasında bizzat ülkeyi yöneten aileye mensup kimseler olduğundan ayrıcalıklarının bir sınırı yoktu. İmparatorluk için ödediği vergilerle adeta altın yumurtlayan bir tavuk halini alan şirket hızla büyüdü, gelirlerini onlarca kat arttırdı.
Bu hızlı büyüme ve devasa zenginlik bir süre sonra şirket yöneticilerinin yanlış kararları ve hırsları nedeniyle ters etki yapmaya başladı. Başa geçen yöneticiler önce kendilerine yüksek maaşlar bağlamaya başladı, sonra bölgenin yerel halkları Aleutlar ve Eskimolar ile olan uyumu yitirip sorunlar yaşamaya başladılar. Şirketin elde ettiği kar giderek düşmeye başladı. Yöneticiler kendi maaşlarını korurken asıl sorunun başka harcamalarda olduğuna kanaat getirip artık yerli halktan satın aldıkları kürkleri yarı fiyatına almayı kararlaştırdılar.
Avladıkları samurların kürklerini yarı fiyatına satmaya başlayan yerliler geçimlerini sağlayabilmek için daha fazla samur avlamaya başladı. Birkaç yıl içerisinde bölgedeki samur popülasyonu tükenme noktasına geldi. Böylece şirket en çok para kazandığı üründen olmuş, başlangıçta akıllıca buldukları fiyat indirme fikri şirketi felakete sürüklemişti. Bu büyük zarardan sonra farklı alanlara ağırlık vermeye çalıştıysalar da eski başarıyı sağlayamadılar.
Alaska’nın tümüne hakim olan şirketin işlerinin kötüye gitmesi, bölgede ona satış yapan insanların da gelir elde edemeyip yoksullaşmasına neden oldu. Ellerindeki en kıymetli gelir kaynağı olan samurları da artık bulamayan halk isyan etti. Büyük kitlelerin isyana katılmasıyla olaylar kontrolden çıktı, bölgede bulunan Rus askerleri yetersiz kalınca ana karadan yardım istendi. Bunun üzerine Rus donanmasına ait savaş gemileri Alaska kıyılarına yanaşarak isyancıları top atışına tuttu. Büyük zorlukla olaylar bastırılabildi.
Bölgenin kaderine etki eden böyle birçok iç etkenden sonra nihayet artık bir dış etken söz konusu oldu. 1853 yılında patlak veren Kırım Savaşı, Rusya’ya ağır bir darbe vurmuştu. Bu savaşta Osmanlı, Fransa ve İngiltere kuvvetlerine karşı ağır bir yenilgi alan Rusya, başkente bu kadar uzak olan ve olası bir saldırıda kolayca düşebilecek bu toprak parçasını elden çıkarmayı düşünmeye başladı. Alaska düşmanlar için, özellikle deniz gücü yüksek olan İngilizler için kullanılmaya açık zayıf bir nokta, aynı zamanda yerel halkın mevcut yönetime karşı nefret duyması sebebiyle kontrolün zor olduğu bir yerdi. Bölgede iş yapan, önceleri büyük bir zenginlik kaynağı olan şirket RAC da artık çok düşük gelir getiriyordu… Nihayetinde savaşta alınan ağır yenilgi sonucu oluşan maddi kayıplar, ülkenin hali hazırda kırılgan olan ekonomisiyle birleşince Ruslar azılı düşmanları İngilizlere karşı güvenliklerini sağlamak için o dönemde dost oldukları ABD’ye Alaska’yı satmaya razı oldular. 1867 yılında 7.2 milyon dolar karşılığında 1.5 milyon hektarlık toprak elden çıkmış oldu. Rusya içerisinde bu satışa karşı çıkanlar olduğu gibi ABD’de de koca bir buz kütlesine bu kadar para vermeyi saçma bulanlar vardı. Her iki ülkede de konu üzerine hararetli tartışmalar yaşandı. Ancak karlı çıkacak olan Amerikalılardı.
Ruslar kısa süre içerisinde bu satıştan pişmanlık duymaya başladılar. Çünkü ABD burada mevcut altın rezervlerine ulaştı, hemen akabinde bölge Amerikalı altın avcılarının istilasına uğradı. Alaska’yı satın almak için ödenen bedelin yüzlerce kat fazlası adeta oluk oluk ABD’ye aktı. Tüm bu zenginlikler yanında ülkenin kuzeyinde hakimiyet pekiştirilmiş, politik anlamda olduğu kadar ticari anlamda da çok stratejik bir noktaya hakim olunmuştu.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder