Kayıp Dünyalar
(Eskimolar, Vikingler, İnkalar, Aztekler, Mayalar, Yutalar)
(Tiahuanacolar, Keçuvalar, Çavinler, Nazkalar,
Çimular, Mikstekve Puebla Yerlileri, Zapotek ve Yopi Yerlileri, Olmek Uygarlığı,)
TARİH ÖNCESİ
(MÖ 3000 ÖNCESİ)
MÖ 18.000-13.000 Buzul Devri’nin Sonları, Bering
Boğazı’nın Geçilmeye Elverişli olduğu Yıllar
MÖ 13.000 ler 1926’da New
Mexico’daki Folsom Yakını’nda, Soyu Tükenmiş bir Bizon’un Kemikleri’nin yanında
Sivri Uçlu Mızrak Taşlar bulundu.
MÖ 07.300- 06.500 Kuzey
Kıta’da Kolorado ve Arizona’da Siteler kurulmuş
DÜN
(MÖ 3000-0500)
MÖ
3114
Mayalar’a göre kendi Tarihleri’nin Başlangıç Noktası: 4 Ahau 8 Cumku
MÖ 1500
Mayalar, Köyler’de
İlkel Tarım Yöntemleri’yle Mısır, Fasulye ve Kabak yetiştiriyordu.
BUGÜN
(MÖ 500- MS-1900)
MÖ 400-MS 600 Peru’nun Kuzey Kıyıları’nda Moche, Güney Kıyıları’nda Nazca, Kuzey
Yaylaları’nda Becuay, Bolivya’da ise Pucara ve TiahuanacoKültürleri..
Mesih Sonrası:
0100-800ler
Maya Kültürü
0200-0700ler
Teotihuacan Kültürü
0200-400ler
Eski Güney Amerika
Uygarlıkları’nın Çöküşü
0200-1600ler
Maya Hiyoroglif Yazısı
0200ler
Mayakar’ın İnşa ettikleri Tören Merkezleri, Tapınakları, Piramitleri, Sarayları
ve Meydanları bulunan Kentler’e dönüştü
0250
Maya Uygarlığı’nın en Parlak Dönemi’nin Başlaması
400ler
Maya-İndianer Orta Amerika’da Mısır, Tatlı Patates yetiştirdiler.
Şehirler, Saraylar, Tapınaklar İnşa ettiler.
Fecr Vakti:
0600-1000 Tiahuanaco Kültürü Bolivya’ya, Kuzey Şili’ye ve Peru’nun
Kızı ve Yüksek Alanları’na yayıldı.
Duha Vakti
0800ler
Eski Güney Amerika Uygarlıkları’a Ait son Yıkıntılar
0900 Klasik
Maya Uygarlığı’nın en Parlak Dönemi’nin Sona ermesi.
0900-1519 Klasik
Sonrası Maya Dönemi
0900-1100 Toltek Kültürü
0975
Mayalar Savaş ve
Yoksulluk Nedeniyle Evlerini bırakıp Kuzey’e, Yucàtan Yarımadasına’a Göç etmeye başladılar
0900ler Kızıl Erik Viking
Önderi
Görönland’ı Keşfetti
09??-10?? Leif Eriksson İlk
Hristiyan Viking Önderi
Kuzey Amerika’ya çıktı
1000ler Dresten
Codexi (Maya Hiyoroglifi)
1100ler
İnkalar’ın Cuzra Vadisi’ne Gelişleri
1100ler Manco Capac
İnkalar’ın Atası
1200ler Sinchi Roca İnka
İmparatoru
Peru Güney Amerika
Zuhr Vakti
1300ler
Paris Codexi (Maya Hiyoroglifi)
1325
Aztekler, Tarihleri boyunca başlıca Merkezleri olan Tenochtitlan’ı kurdular.
1300ler Mayta Capac
4.İnka İmparatoru
Peru Güney Amerika
1300ler Capac Yupanqui 5.İnka İmparatoru
Peru
Güney Amerika
1400ler Viracocha
Inca 8.İnka
İmparatoru Peru Güney Amerika
1400ler Inca Urcon İnka İmparatoru
Peru Güney Amerika
1400ler Pachacuti İnca Yupanqui İnka İmparatoru
Peru Güney Amerika
1400ler Topa Inca Yupanqui İnka
İmparatoru (1471-1493) Peru Güney Amerika
1400ler
Madrix Codexi (Maya Hiyoroglifi)
1400ler
Geç Maya Dönemi
14??-15?? Il. Montezuma
Son Aztek Imparatoru (hd 1502-20),
1400-1500 Başları Meksika’nın Orta ve Güney
Kesimleri’nde Aztek Devleti kuruldu.
1400ler
İnkalar Çevrelerindeki Güçlü Kabileler’e Boyun eğdirdiler.
1400ler Itzcoatl
Aztek İmparatoru (hd 1428-1440)
1400ler Axayacatl
Aztek İmparatorui (Hd 1469-1481 )
1438
Viracocha İnca’nın Oğullarından Pachacuti İnca YupanquiTahtı Kardeşi Inca Urcon’dan aldı.
1450
Mayalar’ın son Başkenti yokoldu
14??-15?? Huayna Capac İnka İmparatoru (hd 1493-1525)
Peru Güney Amerika
1492-1504 Cristoforo Colombo Yeni Kıta’ya yaptığı Geziler
1497 Tüccar
ve Denizcisi Amerigo
Vespucci Kuzey Amerika Kıtası’na
ulaştı
1498 Kolomb’un Yenidünya’ya 1498’de yaptığı 3.Sefer sırasında, Bugünkü
Venezuella’daki Orinoco Irmağı Ağzı’nda Kara’ya çıkmasıyla, Kıta’nın
Avrupalılarca İstilası başladı.
Asr Vakti:
1500 ler
Huascar İnka
İmparatoru
Peru Güney Amerika
1500 ler
Atahualpa İnka
İmparatoru
Peru Güney Amerika
1500ler
Mayalar’ın Uygarlığı
yıkıldı Orta
Amerika Yerlileri
1504 İlk
kez Vespucci’nin 1504’te yayınlanan Mektupları’nda ‘ Yeni Dünya’
Adını kullanıldı.
1509
Rio de la Plata’ya kadar Güney’de Tüm Doğu öğrenilmişti.
1513 Vasco Nunez de
Balboa’nın Panama Kıstağı’nda Büyük
Okyanus’u keşfetti.
1519
Aztek İmparatorluğu yıkıldı. (400-500 Küçük Devlet’ten oluşan, 5-6 Milyonluk
Nufusuyla 207.200 km2’lik Alan’a yayılan )
1520 Fernao de Magalhaes (Macellan) kendi Adını
taşıayacak olan Boğazı dolaştı.
1524
İspanyollar Maya kültürünü yok etti.
1527 Pizarro Peru Kıyıları’na çıktı.
1533 Pizarro, 1533’te İnka Krallığı’nı Ele geçirdi.
1535 Pizarro Lima’yı kurdu.
1535 Diego de Almagro, Şili’yi Ele geçirdi, Pedro de Mendozaise Buenos Aires’te bir Yerleşme kurdu.
1537 Jimenez de Quesada, Çıpçalar’ı Egemenlik altına
aldıktan sonra Kolombiya’da Bogota’yı kurdu.
1541
İspanyollar Maya kenti Yucatan’ı aldılar
1541 Pedro de Valdivia, Santiago de Chile’yi kurdu, Francisco de Orellana Ekvator’un Doğu’sundan Yol’a çıkıp Amazon
Irmağı’nı izleyerek Atlas Okyanusu Kıyısı’na ulaştı.
1500lerin Ortaları Avrupalılar Yerleşme Amacıyla
Kıta’ya gelmeye başladılar.
1600lerin Başı Kıta’nın
Güneyi’ndeki daki Başlıca Kentler’in Temeli atılmış bulunuyordu.
23.Saat:
1790
Mexico'da yapılan Kazılar’da Bazalt’tan yapılmış, Ağırlığı 25 Ton’u bulan, 3,7
Metre Çap’ında Daire Biçimi’nde bir Takvim Taşı ortaya çıkarıldı.
24.Saat:
1830lar
Eski Maya Yerleşmeleri’nde İlk Sistemli Araştırmalar’ın başlaması.
1830-1848
Kingsborough Vikontu Dresten Kodexi’ni Edward King, Antiquities of Mexico (Meksika’nın Eski Eserleri) Adlı Kitabında yayınladı.
1860lar
İspanya’nın 2 ayrı Yerinde Madrix Kodexi bulundu.
1880
Dretsen Kodex’in ilk Bilimsel Yayımı Leipzig’de E.Förstmann tarafından yapıldı.
KÜRESEL DÖNEM
1900ler
Maya Yazı Sistemi’nin Küçük bir Bölümü çözülebildi.
1952
Palenque’de Eski Ormanlar’ın Ortasında bulunan Mayalar’ın 10 Piramd’in birinde
Gizli Kryp’ta bulundu. 18 Metre Derinliğinde Büyük Taş Zeminde Sarkophag
bulundu. Bu 2x4 Metre Büyüklüğünde Büyük Kapak Plate
UZAK BATI YERLİLERİ’NİN BÖLGESEL DAĞILIMI
Kuzey- Pasifik Yerlileri:
Apache
Kuzey-
Atlantik Yerlileri: Mohican
Delawera
Huron
Iroquois
Sioux
Cheyenne
Güney-Pasifik
Yerlileri: Aztekler (Nahaular )
Mayalar
Aymarlar
Quichualar
İnkalar
Arokanlar
Güney-Atlantik
Yerlileri: Jivarolar
Karaipler
Çağdaş Maya Halkları :
Dil
ve Coğrafya Temelinde şu Gruplara ayrılıyor :
1.Yucatan Mayaları (Yukatekler) :Meksika’nın Yucatan Yarımadası
ile Belize’nin Kuzey, Guatemala’nın Kuzeydoğu
Kesimleri
2.Lakandonlar: Meksika’nın Güneyi’nde, Usumacinta Irmağı ile Guatemala Sınırı
Arasındaki Topraklar’da, daha az bir Bölümü de Belize ile Guatemala’da yaşar ve çok küçük bir Nufus oluştururlar
3.Kiçe Halkları (Keççiler, Pikomohiler, Pokomamlar, Ustanpekler, Kiçeler, Kakçikeller, Tsutuhiller, Sahapultekler ve Sikapanalar: Guatemala’nın
Doğu ve Ortakesimleri’ndeki Dağlık Bölge’de yaşarlar
4. Mam Halkları (Mamlar, Tekolar, Aguakatekler ve İksiller) :Guatemala’nın Batısı’ndaki Dağlık Bölge’de yaşarlar
5. Kanhobal Halkları (Motozintlekler, Tuzantekler, Hakaltekler, Akatekler, Toholaballar ve Çuhlar): Aynı Bölge’deki Huehuetenangoİli’ndeki ve
Meksika’nın buraya bitişik Yöreleri’nde yaşarlar
6. Tsotsiller ve Tseltallar: Meksika’nın
Güneyi’ndeki ChiapasEyaleti’nde yaşarlar
7. Çol Halkları :Chiapas’ın Kuzeyi
ile Tabasco’da, Çontal ve ÇolDilleri konuşurlar.
Çortiler:Guatemala’nın Doğu ucunda yaşarlar,
8. Huastekler: Meksika’nın Ortadoğu Kesimi’ndeki VeracruzEyaleti’nin Kuzeyi’nde ve Bitişiği’ndeki San Luis Potosi’de yaşarlar.
Kutsal
Ruh'a Dua
"Ulu Tanrı ,
Rüzgar’ın içinde duyduğum Ses Kimin Sesi, bütün Dünya’ya Hayat veren kimin
Nefesi -duy Beni-. Sen’den önce geldim. Senin Çocukları’ndan biriyim. Ben Küçük
ve Güçsüzüm , Senin Gücüne ve Bilgeline İhtiyacım var. Güzellikler içinde
yürüyelim ve Gözlerim hep farkına varabilsin Kırmızı ve Mor Günbatımı’nın.
Ellerim Saygı göstersin Senin yaptığın ve yarattıklarına, Kullaklarım açıkca
duyabilsin Sesini. Beni öyle Bilge yap ki Ben benim İnsanlarıma öğrettiklerini
anlayabileyim ve Kayalar’a ve Yaprakların arasına gizlediğin Derslerini
anlayabileyim. En Büyük Düşmanım olan kendimle savaşıp kendi içimdeki Gücü
bulabileyim ve Hazır olayım Sana gelirken; Temiz Eller’e ve Saf gözler’e , öyle
ki Hayat batan bir Günbatımı gibi solmaya başladığında Ruh’um sana Saf ve
Lekesiz gelebilsin."
Ant Dağları
İnkalar’ın Yaşadığı Topraklar
Keçuva Dili
Peru’da Yaşayan İnka Dili
Peru
İnka İmparatorluğu
Bolivya
İnka İmparatorluğu
Ekvador
İnka İmparatorluğu
Arjantin
İnka İmparatorluğu
Şili
İnka İmparatorluğu
Tiahuanacolar Bolivya’nın Yüksek Dağlık Bölgeleri’nde
,Titicaca Gölü Yakınında yaşar
Keçuvalar And Dağları’nın
Ekvador’dan Bolivya’ya kadar uzanan Yüksek Yayları’nda yaşar
Çavinler
Peru’nun Kuzeyindeki Dağlar’da yaşar
Nazkalar
Peru’nun Güney Kıyısı
Çimular Kuzey’de Kıyı
Mikstek ve Puebla Yerlileri
Zapotek ve Yopi Yerlileri’nin Tanrısı
Toltek Uygarlığı
Texcoco Devleti
Tlacopan Devleti
Tenoch
Aztekler’in (Tenoçka) Ataları.
Amerika
Yenidünya da denir. Batı Yarımküre’de yer alan,
Yeryüzü’nün sırasıyla 3.v3 4. Büyük Kıtaları olan Kuzeu ve Güney Amerika’dan
oluşan Kara Kütlesi. Toplum Yüzölçümü 42.044.318 km kare’dir.
‘Amerika’ Adı, Bazı Tarihçiler’e göre
1497’de Kuzey Amerika Kıtası’na ulaşmış olan İtalyan Tüccar ve Denizcisi Amerigo Vespucci’nin Onuruna, ilk kez Alman Coğrafyacısı Martin Weldseemüller’inCosmosraphie introductio (1507;
Kozmogfrafya’ya Giriş) ad’lı Eserinde kullanıldı. O’nun Kristof Kolomb’un (Cristoforo Colombo) Amerika Karaları’na yaptığı Geziler’den (1492-1504)
Haberi olmadığı anlaşılıyor. Bazı yarımküresi’ndeki Kara Kütleleri için
kullanılan ‘Yenidünya’ (Latince Mundus Novus)
Terimi’de, ilk kez Vespucci’nin 1504’te yayınlanan Mektupları’nda yer aldı.
Amerika Adını alan ve Kuzey’de Labrador’dan Güney’de
Patagonya’ya kadar uzanan Karalar, Yakın Yıllar’a kadar Tek bir Kıta olarak
Kabul edilirdi. Ama 80 km’ye kadar daralan Panama Kıstağı’ndan Kuzey’e doğru
genişleten Bölüm’ün Kuzey Amerika, Güney’e doğru gemişleyen Bölümü’nün ise
Güney Amerika Adı’yla 2 Ayrı Kıta Biçimi’nde sınıflandırılması giderek
yerleşti.
Kuzey Amerika’nın, Meksika ile Panama Kıstağı arasında kalan kesimi Orta
Amerika olarak bilinir. Bazı Uzmanlar Kuzey Amerika Kıtası’nı, Panama Kıstağı
yerine, daha Kuzey’de Meksika İçindeki Tehuanteped Geçitleri’nden başlatırlar
ve ‘Orta Amerika’ Terimi Panama Kıstağı ile Tehuanteped Geçitleri arasındaki
Bölge’yle sınırlanır. Bu Adlandırma’ya göre Meksika’nın bir Bölümü Kuzey
Amerika’nın dışında kalır. Oysa Meksika’nın ve Panama Kıstağı’na kadar
Güney’e uzanan Topraklar’ın, Fiziksel Coğrafya Açısı’ndan Kuzey
Amerika’nın Diğer Kesimleri’yle çok Güçlü Bağları vardır. Meksika, Orta
Amerika ve Batı Hint Adaları’nı topluca adlandırmak için Mezo-Amerika Terimi de
kullanılır.
Diğer yandan Güney Amerika’nın Tümü ile Orta Amerika, Meksika ve Antil Adaları,
Ortak Tarihsel ve Kültürel Özellikleri dolayısıyla Latin Amerika olarak da
adlandırılır.
KUZEY AMERİKA YERLİLERİ:
Asya Kökenli Yerliler, Sibirya ve Alaska’dan geçmeden Kuzey Amerika’ya
ulaşamazlardı. İnsan Türü’nün ortaya Çıkışından Kısa süre sonra başlayan Buzul
Çağı, tüm Pleyistosen boyunca, Kuzey’e İlerleme’ye İmkan vermedi.Ancak
Buzularası Dönemler’de Kuzey’e yönelebilen Asyalılar y.60.Binyıl Önce Kuzey
Amerika’ya ulaşabildiler.
Paleolitik Çağ’da Kıta’ya gelen Yerliler, Avrupalılar’ın Bölge’ye
Ulaşmasına kadar Göçebe Avcılar olarak yaşadılar. Alaska’dan Aşağı inerek
Florida ile California arasındaki Geniş Alanlar’a yayılan Yerli Kabileleri,
Değişik Av Alanları’na yöneldiler. Güney Meksika ile Orta Amerika’nın iyice
daralan Toprakları’nda yeniden karşılaştıklarında, aralarında bir Yarışma
değil, İlerleme’ye Açık bir İşbirliği olurştu. Bu Bölgeler’de Büyük bir Gelişme
göstermelerine karşın, Madenler’den Yararlanma, Alet Yapımı, Ulaşım ve Ticaret
gibi Alanlar’da o Dönem’de Asya, Avrupa ve Afrika’nın bir Bölümü’nde kurulan
Uygarlıklar Ölçüsünde ilerleyemediler. Yerkeşik Hayat’a İlk geçenler Meksika
ile Orta Amerika arasındaki Stratejik Geçitler’de yaşayan Olmekler ile Guatemala’daki Yucatan Platonları’nda
yerleşen Mayalar’dı. Sonradan güçlenen Toltekler ve Aztekler de Yüksek
Meksika Havzası’nda Önemli Kentler kurdular. Bu Topluluklar Mısır, Fasulye ve
Kabak gibi Ürünler’in yanı sıra Domates, Manyok, Patates, Tütün ve kakao’ya
dayalı Zengin bir Tarım Toplumu kurdular. Ayrıca Pamuk yetiştiriyor, Deri
işliyorlardı.
Avrupalılar gelmeden Önce bu Uygarlıklar’ın çökmeye Yüz tuttuğunu,
Toprakları’nın Aşınma’ya uğradığını ve Halkları’nın da Savaşlar’la
Hastalıklar’dan kırıldığını Öne süren Araştırmacılar’da vardır. Bugünkü ABD ve
Kanada Toprakları’na yerleşen Yerliler Tarım’da Başarılı olamadıkları için,
ancak Mısır, Kabak ve Fasulye Üretimi’ni Avcılık’la desdekleyerek
geçinebilmişlerdir. Yarı Yerleşik Kabileler Bazı Köyler kurdular. Çenkiler ile Irohualar arasında
Güçlü Kabile Birlikleri oluştu. Beslenme için Büyük Topraklar’a Gereksinim
duyulan İç Bölgeler’de Temel Ekonomik Etkinlik Balıkçılık ve Avcılık’la Sınırlı
kaldı.
AVRUPALILAR:
Avrupalılar Kuzey Amerika’ya geldiklerinde Gelişme’yi bekleyen Boş bir
Kıta bulmayı umdular. Olağanüstü bir Gelişme ve Yerleşme İmkanı sunan El
değmemiş bir Bölge’ye Göç ettikleri’ne inanıyorlardı. Yerel tarım Çok Az
gelişmişti. Geyik ve Karaca dışında , Doğal Otlaklar’dan daha İyi Yararlanma’yı
sağlayacak bir hayvan Varlığı yoktu. Barınak, Çit, Yol ve Alet Yapımı için
Orman’dan yararlanılamıyordu. Demir ve Kömür Yatakları işletilmiyordu. Bütün bu
Teknikleri İyi bilen Avrupalılar için, Kuzey Amerika’nın Geriliği bir Fırsat
sayılırdı. Yerlileri sürerek onların Yurtlarına El koydular.
Yerliler’in Mülksüzleştirilmesi:
Yerliler’in Toprakları’ndan sürülmesi
Yerliler’in Topraklarından sürülmesi, Büyük Çatışmalar’a Yol açtı. Bu
Çatışmalar’ı Sona erdirmek için İngilizler’in 1763’te Belirlediği Bildirge
Hattı, Apalaş Dağları’nı Sınır olarak belirliyor, Avrupalılar’ın ancak bu
Hatt’ın Doğusuna Sahip çıkmasına İzin verirken, Batı’sının ise Yerli Toprakları
olarak Korunmasını öngörüyordu. Bağımsızlık’tan sonra da ABD, bu 2 Uluslu
Devlet Düşüncesi’ni sürdürdü. Ama Yerliler’in Sınırı Önce Ohio’ya, sonra da
Missouri’ye kadar uzaklaştırıldı. Doğu’daki Yerliler Batı’ya sürülmeye
başlandı. Yerli Toprakları yalıtılmış ‘Yerleştirme Kampları’ (Reservation)
Düzeyine indirgendi. Böylece ABD’deki Yerli Nufusu’nun Çoğunluğu, Missouri’nin
Batısına ve Batı’daki Dağlık Yöreler’e sıkıştı. ABD Hükümetleri,
Ortabatı’nın ve Batı’nın Büyük Kentleri’nde Beyazlar’la bir arada oturmaları
için Yerlileri özendirdiler. Birçokları’nın Etnik Farklılıkları ortadan
kaldırılacağına inandığı bu Gelişme, özellikle Etnik Bilince ulaşmış Genç
Yerlilerce, onları Sayısız Tehlike’nin içine atan bir Süreç olarak karşılandı.
‘Kamp’ Sistemi Kanada’da da benimsendi. Doğu’da Yerliler’e ayrılan Bölgeler
içinde, Montreal Düzlüğü ve Ontario Yarımadası gibi Zengin Tarım Yöreleri de
vardı. Avrupalılar Batı’ya yönelirken, bu Topraklar’da Yerliler’in Elinde
kalmasına pek az Özen gösterdiler. ABD’ye oranla Kanada’da çok daha Yaygın
görülen, Avrupalılar’la Yerliler arasındaki Evlilikler, daha sonra bağımsız bir
Devlet kurmak Amacı’yla Riel Ayaklanması’nı başlatacak olan Fransız-Yerli
Karışımı bir Melez Halk’ın oluşmasına Yol açtı.
Meksika’da Etnik Karışım daha da İleri Boyutlar’a vardı. Melezler’in Oranı
Nufus’un %60ına yaklaşırken, Yerliler’in Oranı %30, Beyazlar’ın Oranı %10,
Afrika Kökenli Meksikalılar’ın Oranı %1’in altındaydı. İspanyollar’ın İlk
fetihleri’nin ardından Meksika’ya ve Orta Amerika’ya Göç eden Avrupalılar’ın
Sayısı Çok azdı. De
Velasco’nun 1574’te yaptığı Sayım’a göre
Orta Amerika’da 5 Milyon Yerli’ye karşılık yalnızca 150.000 İspanyol yaşıyordu.
İspanyol Politikası:
İspanyollar, Kuzey Amerika’daki Çıkarları’nı Hristiyanlık ve Altın
üzerine odaklaştırdılar. Bunun Anlamı Yerlileri Hristiyanlaştırmak ve Altın’la
Gümüş’ten Hızla Servet edinmekti. Tarım’a açılan Topraklar , Kiracılar ya da
Serfler Eli’yle işletilen Büyük Mülkler’e bölündü. Bu nedenle Yöre’ye yerleşmek
üzere İspanya’dan Küçük bir Nufus çekilebildi. Ama Madenciler’den, Büyük Toprak
Sahipleri’nden, Tüccarlar’dan, Yöneticiler’den ve Papazlar’dan oluşan bir Grup
Yöre’ye yerleşti. Bunlar arasında Orta Sınıf’tan ve İşçi Sınıfı’ndan gelen Çok
Az’dı. Hafif Sanayi’ye Dayalı Kentler giderek birer Ticaret ve Hizmet Merkezi
Durumu’na geldi. İspanyol Soyu’ndan gelenler, bu Topraklar’da hep bir Seçkin
Grubu olarak kaldı.
Fransız Politikası:
Fransa’nın Politikası da İspanya’nınkine benziyordu. Kıta’ya İlk Kez Kürk
Tüccarları geldi. Bunlar İç Bölgeler’den topladıkları Kürkler’i Fransız Ticaret
Merkezleri’ne Taşımaları için Yerlileri çalıştırdılar. Fransızlar, Bölge’de
Tarım yapılmasına bazen Zor kullanarak Karşı çıktılar. Ama Yeni Kolonileri’nde
Güçlü bir Fransız Nüfusu bulunmasını Zorunlu gördükleri için, Toprak
Sahipleri’ne Büyük Senyörlükler (Bağış Topraklar) dağıttılar.. Senyörler de,
Fransa’da olduğu gibi, Topraklarını bölerek Kira karşılığı’nda devretmeye
başladılar. İngilizler 1763’te Kanada’yı Fransızlar’dan aldıklarında, Kıta’da
yerleşik 3 Milyon İngiliz’e Karşılık, Acadia ve Quebec’ye yalnızca 80.000
Fransız vardı. Ama İngilizler, 150 Yıl’dan beri orada bulunan Fransızlar’a Dil,
Din, Eğitim ve Hukuk gibi Konular’da Ayrıcalık tanıdılar.
Böylece Gelenekleri’ni sürdürebilen Fransızlar, bugün Kanada Nufuzu’nun %30unu
oluşturuyorlar. Yoğun olarak Quebec, New Brunswick ve Ontario’da toplanmıştır.
Anglo-Amerikan Dünyası’nda Latin Kökenli kendine Özgü bir Öğe olan
Fransızlar’ın bir Bölümü, Özgür bir Quebec’te, Fransızca konuşulan Bağımsız bir
Devlet kurulmasından yanadır. 1980’de yapılan bir Halkoylaması’nda, Eyalet
Hükümeti’ne Quebeck’in Bağımsızlığını Müzakere Etme Yetkisi veren bir Yasa,
Quebec Seçmenleri’nin %40’tan Çoğunun Desdeğini aldı.
İngiliz Politikası:
İngilizler, Siyasi Mülteciler’in , Toprak Sahipleri’nin, kendi Toprakları’nda
Bağımsız İş yapmak isteyenler’in, Tüccarlar’ın, İmalatçılar’ın, İşçiler’in ve
Zanaatçılar’ın Kolonilerine gitmelerini özendirdiler. Böylece İngiliz
Kolonileri’nde, Çok değişik Becerileri olan Geniş bir Beyaz Nufus
toplandı. Bu Koloniler, Fransa ve Almanya’daki Protestan Azınlık Gruplar’a
Kapılarını açtı. Hannover Yönetimi sırasında, çok sayıda Ücretli Alman Askeri
bu Topraklar’a yerleşti. İngilizler, Kanada’nın Batısını da Almanlar’a,
İskandinavlar’a, Ukraynalılar’a ve Lehler’e açtılar. Ardından Çin’den ve Doğu
Hint Adaları’ndan gelenleri Kabul ettiler.
ABD’nin Politikası:
ABD Bağımsızlığı’na kavuştuktan sonra birçok Konuda İngiltere’nin Eski
Politikasını izledi. Ama Bağımsız Tarım İşletmelerine, Özellikle de Güney’de
Köleliğe Dayalı Plantasyon Sistemi Yıkıldık’tan sonra, Kapitalist Girişimciliğe
daha çok Özgürlük tanıdı. Yeni Federal Devlet’in en azından Beyazlar için bir
‘Erirtme Potası’ olacağı İnancı’yla, Mülteciler’e ve Diğer Avrupalılar’a Karşı
Açık Kapı Politikası izledi. Birçok İngiliz ve İrlandalı ile diğer Avrupalılar,
ayrıca çok sayıda Ortadoğu’lu, Çinli ve Japon için bu İddialar
Çekici’ydi. Sonraları kullanılabilir Topraklar’ın Tükenmesi ve Becerikli İşgücü
İhtiyacı’nın Artması üzerine her Ülke’den gelebilecek Göçmen Sayısını, bu
Ülke’nin I.Cihan Harbi sonrasındaki Nufus Oranları’yla sınırlayan bir Kota
Sistemi’ne geçildi. Daha sonra Ulusal İhtiyaçları en İyi karşılayabilecek
Kişiler’in seçilmesine Yönelik bir Yöntem benimsendi.
AFRİKALILAR:
Afrika Kökenli Kuzey Amerikalılar, Kıta’ya Köle olarak getirilmişlerdi.
Plantasyon Tarımı’nın Hiç gelişmediği Kanada’da ve Yerliler’in Zorla
çalıştırıldığı Meksika’da Afrikalı Köle Kullanımı Sınırlı kaldı. Çok
Sayı’da Köle, Antil Adaları’na ve ABD’nin Güney Eyaletleri’ne
gönedrilerek Tütün, Pamuk ve Şeker Üretimi’nde çalıştırıldı. 1808’de Köle
İthali’nin Yasaklanmasına Karşın, Çok Ağır Şartlar’da yaşayan Siyahlar’ın
Sayısı Yasadışı Köle Ticareti’nin sürmesi ve Doğal Nufus Artışı ile giderek
çoğaldı. Afrikalılar, 1865’te Köleliğin Kaldırılması’yla Birlikte, Uygulama’da
olmasa bile Kağıt üzerinde diledikleri yerde Çalışma ve Yerleşme Özgürlüğü’ne
kavuştular. Birçokları Yoksul Kiracılar ya da Yarıcılar olarak yine
Plantasyonlar’da kaldılar. 1900ler’deki Ekonomik Gelişmeler ve Özellikle
Tarım’da Makineleşme, çok Sayıda Afrikalı’yı, Yeni bir Ayrımcı Tutum’la
karşılaşacakları Kuzey Kentleri’ninin Gettoları’na sürükledi. Bu Toplumsal ve
Etmik Kutuplaşma, ABD Toplumu’nun Kökleri’ni sarstı ve Ülke’nin Eşitlikçilik
Savları’nın İçtenliği Konusunda Kuşkular uyandırdı. Siyahlar’ın Tam Eşitlik
Mücadelesi özellikle 1950ler’den sonra Gelişme gösterdi, ama Köleliğin
Yasaklanması’ndan 100 Yılı Aşkın bir süre sonra bile, bu Mücadele kazanılmış
olmaktan çok uzaktır. Öğrenim, Barınma, Sosyal Hizmetler’den Yararlanma,
özellikle de Eşit İş Hakkı gibi Sorunlar Bugün de Ağırlığını koruyor. Belki de
bu Sistematik Dışlanma, Zengin ve Benzersiz bir Afro-Amerikan Kültürü
oluşturdu.
DEMOGRAFİK DOKU:
Yerleşme’ye Daha Geç açılmış olduğu için Kuzey Amerika’ya Avrupa ve Asya’daki
kadar Yüksek Yerleşme Yoğunlukları görülmez. Ama Doğal Zenginlikler ve İleri
Teknoloji, Nufus’un Hızla artmasına Ortam hazırlamaktadır. Yerleşim’e daha
Uygun olan Kıyılar’da, Alçak Düzlükler’de, Nemli ve Ilıman Bölgeler’de Nufus
Yoğunluğu Yüksek’tir. 6,5 Milyon km karelik Kalkan ile 5,2 Milyon km Karelik
Dağlık Arazi, Kıta’nın yaklaşık Yarısını Yerleşim Dışı bırakır. Kutup
Bölgesi’nin Donmuş Alanları ile Mackenzie ve Hudson Körfezi Düzlükleri de
Yerleşim’e çok Uygun değildir. Batı’da Sıradağlar arasında kalan Kesim’de ve
Meksika’da Kuraklık, yerleşme’i engeller. Orta Amerika’nın Hastalık Yuvası olan
Nemli Tropik Düzlükleri de oldukça Boş kalmıştır. En Kalabalık Bölgeler, Nova
Scotia’dan Florida’ya kadar uzanan Atlas Okyanusu Kıyı Düzlüğü, Kanada’nın
Güneyi’nde Yazlar’ın Sıcak geçtiği Nemli, Serin-Ilıman Bölge; ABD’de
Missouri’nin Doğusunda kalan ve Geniş Missisippi-Ohio Düzlüğü’nü çevreleyen
Nemli, Sıcak-Ilıman Bölge; İngiliz Kolumbiyası’ndan California’nın Güneyi’ne
kadar uzanan Ilıman ve Menli Büyük Okyanus Kıyısı ile Sıcak ve Sulak Meksika
Havzası’dır. Bu Bölgeler’de Nufus daha çok Büyük Kentler’de yoğunlaşmıştır. Bu
Kentler Hudson-Mohawk Ayrılığı’nda, St.Lawrence-Büyük Göller Sistemi’nde, Ohia
Havzası’nda, Missisippi’nin Orta Bölgesi’nde, Puget Denizi Çevresi’nde, Fraser
Deltası’sında ve California Kıyıları’nda yer alır.
Kanada:
Kanada’nın Kıta Nufusu İçindeki Payı Küçük’tür. 9.970.610 km.Karelik Yüzölçümü
ile bu Ülke’de Nufus Yoğunluğu da Düşük’tür (2.6). Başta Kalkan, Kuzey
Apalaşlar ve Cordilleralar ile Tundra ve Kuzey Ormanları Bölgesi olmak üzere,
Kanada’nın Büyük Bölümü Yerleşim Dışı’dır.Nufus, Güney’de Fundy Körfezi,
St.Lawrence-Aşağı Büyük Göller ve Güney Otlakları ile Columbia ve Fraser
Vadileri’nde yoğunlaşmıştır. Demir, Nikel ve Diğer Madenler ile Petrol ve Doğal
Gaz, Buğday, Et, Balık ve Orman Ürünleri Ülke’nin Başlıca Kaynaklarını
oluşturur. Makineleşme ve Otomasyon, Kişi başına Verimliliği yükseltmiştir.
Ülke, Genel Refah Düzeyi Açısından, ABD’nin hemen ardından gelir.
İngiliz Uluslar Topluluğu Üyesi olan Kanada’da Nufusunun %45ini İngiliz
Kökenliler oluşturur. Nufusun %60tan Çoğu İngilizce konuşur. Ama Kanada’nın
İngilizler’den sonra 2.Kurucu Ulusu Fransızlar’dır ve Halkın 1/4den Çoğu
hala Fransızca
konuşur.
Kanada Nufusu’nun Çoğunluğu, bu Ülke’de doğmuştur, ama dışardan gelen Göç
Önemini korumaktadır. Ülke’ye İngiltere dışından gelmiş olanları
Ülke’ye İngiltere Dışı’ndan gelenlerin (ABD Yurttaşları Dahil) Sayısı, İngiliz
Kökenliler’den Fazla’dır. Dolayısıyla Kanada, 2 Dil’in konuşulduğu, Çok
Kültürlü, İngiltere ve Batı Avrupa’yla Sıkı Bağları olan bir Ülke’dir. Ekonomik
bakımdan ise, ABD’ye bağımlı’dır. ABD, bu Ülke’deki Yabancı Yatırımlar’ın
%70’ini Elinde tutar ve Kanada’nın İthalatı’nın %70ini karşılar.
Ontario hala en Çok Nufus çeken Bölge’dir. Alberta ve İngiliz Kolumbiya’sı da
Hızla gelişmektedir. Nufus’un 3/4ü Kentler’de yaşar. Yaklaşık 1/4ü de Önde
gelen Ticaret ve Sanayi Merkezleri olan Montreal ve Toronto’nun Metropoliten
Alanları’nda toplanmıştır.
ABD:
ABD, Kıta’nın Toplam Nufusu’nun yarısından Çoğunu barındırır.
Topraklarının Büyük Kesimi Yerleşme’ye elverişlidir. Yalnızca Apalaşlar’ın
Yüksek Kesimleri ,Cordillera Sırtları ve Batı’daki Sıradağlar’ın arasında kalan
Kurak Havzalar Yerleşme’ye Elverişli değildir. Avrupa ve Asya Ölçülerine göre
Düşük olmakla birlikte, Ortalama Nufus Yoğunluğu Kanada’dakinden çok daha
Yüksek’tir (25). Nufus’un En Yoğun olduğu Bölgeler, Orta Atlantik Eyaletleri,
New England ve Büyük Göller Çevresi’dir. Florida, Arizona ve Nevada’da Nufus
Hızla artmaktadır. Bu Bölgeler’e Nufus Akımı’nın Nedenleri, Çok Sayı’da
Varlıklı Emekli’nin Yerleşmesi, Sanayi ve Hizmet Kesimleri’nin Gelişmesine
Ağırlık verilmesidir. Çalışma Çağındaki Nufus’un 2/3ünün İş Sahibi olduğu
ABD’de Hizmet Sektörü Diğer Yenidünya Ülkeleri’ndekine oranla çok daha
gelişmiştir. İşgücü’nün %30u İmalet Sanayi’sinde, geri kalan Bölümü Tarım,
Balıkçılık ve Kerestecilik gibi Temel Üretim Dalları’nda çalışır. ABD,
Kişibaşına Mal ve Gıda Tüketimi bakımından Dünya’nın en Gelişmiş Ülkeleri’nden
biridir.
Uzun Süre Avrupa’dan Büyük Göç alan ABD’de, Ülke Dışı’nda doğmuşolanlar’ın
Oranı Bugün oldukça Düşük’tür ve Nufus Artış Oranı bu Ülke’de doğanlar arasında
daha Yüksek’tir. Nufusu en Hızlı artan Gruplar Yerliler ve Siyahlar’dır.
Güney’deki Kırsal Kesim’de kalan Siyah Amerikalılar’ın Oranı %20’den Az’dır.
Büyük Çoğunluğu Kuzey Kentleri’nde, özellikle Aşırı kalabalık Gettolar’da
yaşar. Washington D.C., Detroit, Baltimore, New Orlenans, Atlanta ve Newark,
Siyaklar’ın Çoğunlukta olduğu Başlıca Kentler’dir. Cleveland, St.Louis,
Philadelfia ve Chicago’da da Siyahlar’ın Toplam Nufus içindeki Oranı
Yüksek’tir. New York , Pittsburg ve Los Angelas’ta da çok Sayıda Siyah yaşar.
Siyahlar’ın, Kentler’in Eskimiş İç Kesimleri’nde toplanmış olması Kuzey
Amerika’da Kentsel Hayat’ın en Önemli Özelliklerinden biridir. Önemli Oranda
Beyaz Nufus’un Kent Çevresinde Yeni gelişen Yerleşmeler’e kayması, bu
Özelliği daha da Belirgin hale getirmiştir.
1900ler’in Ortaları’nda yapılan Araştırmalar, Dört Geniş Kent Kuşağı ortaya
koymuştur. Bunlar, ‘Botwash’ (Boston-New-York-Philadelpia-Washington D.C),
‘Chipitts’ (Cicago- Detroit-Cleveland-Pittsles-San Diego) ve ‘Jackdal’
(Jackson-ville, Mobile, New Orleans, Houston, Dallas) Kuşakları’dır. Ülke
Nufusu’nun yarıdan Çoğu, Ülke Yüzölçümünün 1/10ndan daha Küçük bir Alan’da
yaşamaktadır.
Meksika,Antiler ve Orta Amerika:
Bu Bölge, Topluca, Kıta Nufusu’nun 1/3ünü barındırır ve Bölge’de Nufus Hızla
artmaktadır. Yüksek Doğurganlık Oranları’nın sürmesi ve Ölüm Oranları’nın
Düşmesi Nedeni’yle de bir Nufus Patlaması yaşanıyor. Yıllık %3,6 lık Artış
Hızı’yla Meksika Nufusu’nun 2000’nde 1980dekinin 2 Katına çıkması
bekleniyordu. Ekonomi, Nufus’un İhtiyaçları’nı Zorlukla karşılamaktadır.
ABD’nin Orta Amerika ve Antiller’deki Yatırımları’yla buralara verilen Hükümet
Yardımları, Bölge Ülkeleri’nin kendi kendine ayakta durabilmelerini sağlamayı
amaçlar. Yine de Kuzey’deki Dev Komşu’nun Etkisi Tartışma’ya Açık’tır. Bu Tür
Kalkınma Yardımları daha çok Mexico City gibi Bölge’yi Geliştirici Etkisi olan
Büyük Kentler’de yoğunlaşıyor.
YÖNETSEL ve TOPLUMSAL KOŞULLAR:
ABD, Kanada ve Kosta Rika ile Büyük ve Küçük Antiler’deki 10 Ada Devleti’nde
Temsili Demokrasi yürürlük’tedir. Meksika’da da Görünüş’te Temsili Demokrasi
Yürürşük’tedir. Gerçekte Tek Parti (Kurumsal Devrimci Parti) Egemen’dir. Orta
Amerika’da, Askeri Diktatörlükler’in ve Geleneksel Sağ Partiler’in Egemenliği
Yaygın’dır. Guatemala’da Yönetim Ordu’nun Eli’ndedir. El Salvador, Honduras ve
Panama gibi Cumhuriyetler’de de Ordu çok Etkili bir Konum’dadır. Küba ve
Nikaragua’da ise Solcu Hükümetler İş Başı’ndadır. Fransa’nın Denizaşırı İlleri
Guadelaupe ve Martinik en Büyükleri olmak üzere, Bazı Kuzey Amerika Toprakları
da Çeşitli Avrupa Ülkeleri’nin Siyasal ve Ekonomik Denetimi altındadır.
Kuzey Amerika’da Ülkelerinin Çoğunda Aşırı Merkeziyetçi bir Yönetim Yapısı
Yürürlük’tedir. Meksika’da Ulusal Hükümet’in, Eyalet Hükümetleri’ne her Zaman
Müdahale edebilme Yetkisi vardır. Siyasal İktidar, yalnızca, Eyaletler’in Yerel
Düzey’de Önemli Yetkiler taşıdığı ABD ve Kanada’da Merkez Dışına dağılmış
Durum’dadır.
Kuzey Amerika Devletleri, Güney Amerika’daki Ülkelerinin de katıldığı Amerika
Devletleri Örgütü’nün (OAS) Üyeleri olarak, tüm Yarıküre Ölçeği’nde bir Birlik
Arayışı içindedirler. OAS, Batı Yarımküresi’nde Güvenliği güçlendirmeyi, Üye
Ülkeleri aralarındaki Anlaşmazlıkları Barışçı Yollar’la çözümlemeye
özendirmeyi, Ortak Güvenliği sağlamayı ve Ekonomik, Toplumsal ve Kültürel
Alanlar’da İşbirliğini amaçlar. İngiltere ve İngiliz Uluslar Topluluğu’nun
Diğer Üyeleri ile Yakın Bağları olan Kanada, OAS Üyesi değildir.
Kuzey Amerika Ülkeleri’nden yalnızca 3ünün (ABD,Kanada ve Küba) Kıta dışında
Askeri Birlikleri vardır. Kanada, NATO Üyeliği’nin Gereği olarak, Batı
Avrupa’da Askeri Birlik bulunduruyor. Küba, Angola, Kongo, Etiyopya ve
Mozambik’e Askeri Birlik gönderdi. Büyük ve Gelişkin bir Nükleler Silah Gücü’nü
elinde tutan ABD’nin, Batı Avrupa, Japonya ve Güney Kore’de Kuvvetleri vardır.
ABD, ayrıca Avustralya-Yeni Zelanda-ABD Antlaşması’nın (ANZUS) Üyesi’dir.
Tüm Kuzey Amerika Ülkeleri’nde, Sosyal Güvenlik Hizmetleri’nin sağlanmasına
Yönelik Sistemler geliştirildi. En Gelişkin Sosyal Güvenlik Sistemleri,
Yoksullar’ı, Hastaları, İş Kazasına uğrayanları, Gebeleri, İşsizleri,
Yaşlılar’ı, Dullar’ı ve Mauller’i Sigorta Kapsamına alan Kanada ve ABD’dedir.
Sağlık Hizmetleri’nin Düzeyi Ülke’den Ülke’ye değişir. Kıta’daki en Gelişkin
Koyuyucu ve Önleyici Sağlık Hizmetleri yine ABD ve Kanada’dadır. Bermuda, Kosta
Rika, Küba, Grenada, Guadelope, Jamaika ve Martinik’te de Sağlık Kurumları
gelişmiştir. Guatemala, Haiti ve Mikaragua’da ise Sağlık Hizmetleri henüz Geri
Düzey’dedir. ABD ve Kanada’da başta gelen Ölüm Nedeni, Çeşitli Kalp
Kastalıkları’dır. Guatemala gibi Az Gelişmiş Ülkeler’de Solunum Yolları ve
Çeşitli Bağırsak Hastalıkları Bugün de en Önemli Sağlık Sorunları’dır. El
Salvador, Guatemala ve Honduras’ta Büyük bir Hekim Kıtlığı vardır. Çocuk
Ölümleri, Guatemala, Haiti ve Nikaragua’da en Yüksek, ABD, Kanada, Grenada, Guadeloupe
ve Martinik’de ise En Düşük Düzey’dedir. Ortalama Ömür Kanada, Küba ve ABD’de
70 Yaşın üstünde çıkarken, Guatemala, Haiti, Honduras ve Nikaragua’da 60 Yaş’ın
altındadır.
Tüm Kuzey Amerika Ülkeleri’nde Eğitim Zorunlu’dur. İlk ve Orta Dereceli
Okullar’a Kayıtlı Öğrenci Oranı Barbados, Kanada, Küba ve Panama’da %90’ı
aşarken, ABD’de %100e yaklaşır. Guatemala ve Haiti’de bu Oran %50’nin altına
düşer. Kıta’daki Yükseköğrenim Kurumları’ndan En Ünlüleri Meksika Özerk Ulusal
Üniversitesi, Kanada’da Toronto ve McGill Üniversiteleri, ABD’de Eyalet
Üniversiteleri’nin yanı sıra Harvard, Yale, Princeton, Stanford ve Michigan
Üniversiteleri’dir.
Kanada, Kosta Rika ve ABD gibi,Demokratik Rejimler’in Yürürlük’te olduğu
Ülkeler’de Basın Özgürlüğü vardır. En Etkin İletişim Düzeni, Basın
özgürlüğü’nün Anayasal bir Hak Kabul edildiği ve İletişim Araçları’nın Siyasal
İktidar üzerinde bir Baskı Unsuru olabildiği ABD’dedir. Küba’da Basın,
Ülke’deki Tek Parti İktidarı’nın Politikaları doğrultusu’nda Etkinlik gösterir.
El Salvador, Guatemolo ve Meksika’da Özel Sektör’ün Elinde bulunan İletişim
Araçları, Açık bir Devlet Sansürü olmasa da, Hükümet Uygulamaları’nı Çok Ender
eleştirebilir.
KÜLTÜREL YAPI:
Kıta,
Kuzey’den başlayarak Güney’e doğru Kanada, ABD, Meksika, Antiler ve Orta
Amerika olmak üzere 5 Ayrı Kültür Bölgesi’ne bölünebilir. Kanada’da, kendine
Özgü bir Fransız Kültürü’nün geliştiği Queneck Dışı’nda, İngiliz-Amerika
Birleşik Kültürü Egemen’dir. ABD’de, İngiliz ve Yerli Kültürleri’nin
Karışımı’ndan doğan bir Amerikan Kültürü gelişti. Bu Kültür Latin Amerika,
Afrika, Asya ve Kıta Avrupası’ndan da Ögeler taşır. Meksika Sanatı, İspanyol ve
yerli Kültürleri’nin Mirası’yla biçimlenmiştir. Kökenleri, Dilleri ve tarihleri
Farklı olmakla birlikte Avrupalı Ekonomik ve Siyasal Güçler’in Egemenliği
altında Afrikalı ve Asyalı Köle İşçileri’nkine çok benzer Deneyimler’den geçen
Antil Halkları, birçok Ortak Kültür Ögesini paylaşırlar. Orta Amerika’nın
Kültürek Hayatı’nı ise Büyük Ölçüde Yerliler, İspanyollar ve Siyah Afrikalılar
biçimlendirdi.
TARİH
Kuzey Amerika’ya yerleşen İlk Yerliler, Sibirya’nın Doğusu’ndan Bering Boğazı
Yolu’yla Kıta’ya geldiler. Kesin tarihlemesi yapılamayan bu Göçler, mutemelen
35-25 Binyıl önce, Son Buzularası Dönem’de Çok Uzun Süre Taş Çağı’nı yaşadılar.
Birçoğu İlk Avrupalılar’ca karşılaştıklarında hala o Uygarlık Düzeyi’ndeydiler.
KITA’NIN KUZEY BÖLÜMÜ’NÜN EVRİMİ
Kuzey Amerika’da yaşayan İnsan Sayısı’nın, en az 15.000 Yıl Öncesine giderek
artmaya başladığını gösteren Kesin Kanıtlar ortaya çıkarıldı. Bu Kanıtlar,
Ağırlıklı olarak, Soyu tükenmiş Memeli Hayvanlar ile Kimi Yerleşmeler’in
Kalıntıları arasında bulunan Taş Aletler’di. 1926’da New Mexico’daki Folsom
Yakını’nda, Soyu Tükenmiş bir Bizon’un Kemikleri’nin yanında Sivri Uçlu Taşlar
bulundu. Mızrak yerine kullanılan bu Yontulu Taşlar’ın Benzerlerine Büyük
Plato ve Çevresi’nde de rastlandı. Texas’ta Midland Yöresi’nde bulunan İnsan
kafatası’nın bir araya getirilen Parçalarından da Çağdaş Biçimli Uzun bir Kafa
Yapısı ortaya çıkarıldı.Avcı Kültürleri’nin Göstergesi olan bu Bulgular’ın yanı
sıra, Kıta’nın Batısı’ndaki Dağlık Bölgeler’de bir Başka Kültür’ün daha
geliştiğini gösteren İzler görüldü. Bulunan Öğütme Araçlarından Yola çıkarak,
Geniş Av Alanları olmayan Yöre’de Tarım yapıldığı Yargısı’na ulaşıldı.
10.000 Yıl Önce Buzullar’ın Çekilmesi ile Büyük Plato ve Büyük Havza’nın
ısınması, Pleyistosen Bölüm (y.2,5 Milyon-10 Bin Yıl Önce) Hayvanlar’ın buradan
Göç etmesine ya da Soyları’nın Tükenmesine Yol açtı. Bu Gelişme’nin ardından,
Missisippi Vadisi’nde , daha sonra İç Bölgeler’deki Nufus Dalgalanmaları’nın
Yön verdiği Yeni bir Kültür ortaya çıktı. En Eski Mısır Türleri’ne MÖ
2000, Fasulye Türleri’ne ise MÖ 1000’e tarihlenen Mağaralar’da rastlanır.
M:S ki Dönem’de Güney Arizona ve Meksika’da 2 Ayrı Yerleşik Tarım
Topluluğu ortaya çıktı. Mogollan ve Hohokam Adlı bu Topluluklar’ı birkaç Yüzyıl içinde, Colorada Platosu’nun
Kuzeyi’nde Sepetçilikle uğraşan Pueblo ve Anasazi Kültürleri izledi. Bugünkü Pueblolar ve Güneybatı’nın Diğer Yerlileri, Bölge’ye 1200
ve 1300ler’de Kuzey’den gelen Navaho veApaş Kabileleri’nin dışında , bu İlk Kültürler’in Uzantısı’dır.
Kıta’nın Kuzeyi’nde Avcılık ve Balıkçılık Temel Geçim Kaynağı olmayı sürdürdü.
M.S.İlk Yüzyıllar’da Eskimolar Bering Boğazı Çevresinde Deniz mememlileri’ni
avlayabilmek için Özel Yöntemler geliştirdiler ve MS 1000’de Doğu’ya,
Grönland’a doğru yayıldılar. İç Bölgeler’deki Yerliler, Büyük Okyanus
Kıyıları’na ulaşarak, Som Balığı Kaynakları’nı değerlendirebilmek için gelişkin
bir Toplumsal İşbölümü ve Eşsiz bir Beceri geliştirdiler. Ormanları ve
Bozkırları bırakarak, Ovaları yeniden dolduran Hayvanlar’ın Peşine düşen
Halklar ise, Irmaklar Boyunca Tarım yapma Çabalarını da sürdürdüler.
ORTA AMERİKA’NIN EVRİMİ:
Bu Bölge’ye İlk İnsanlar, Pleyistosen’in Son Katı’nda (Wisconsin)
geldiler. Orta meksika’daki Valsequillo ve Tlapacoya’da bulunan Kabaca
Yontulmuş Aletler’in, MÖ 40.000-20.000 Yılları’na Ait olduğu İleri sürülür. Bu
Varsayımla, Kuzey Amerika Tolu’yla Asya’dan Orta Amerika’ya gelen insan’ın,
buraya ulaştığında henüz Büyük Hayvan Avcılığı’nda uzmanlaşmış bir Kültür
ve Teknoloji’ye Sahip olmadığı düşünülebilir.
Buzullar’ın Çekilmesi’nden Sonra artan Kuraklık ve değişen Hayvan Varlığı da,
Orta Amerika’da yaşayanları, Büyük Hayvan Avcılığı’ndan Başka Geçim Yolları
bulmaya zorlamış, bu Halklar Küçük Hayvan Avcılığı’na ve Yabani Bitki
Toplayıcılığı’na yönelmişlerdir. Bu Değişimi en İyi açıklayan Bulgular,
Puebla’nın Tehuacan Vadisi’nde Elde edilmiştir.
Erken El-Riego (MÖ 7000-5000) ve Coxcatlan (MÖ 5000-3400) Dönemleri’nde
Tehuacan Vadisi’nde yaşayanlar, Yıl’ın bir Bölümü’nü Küçük Av Kampları’na, Bir
Bölümü’nü de Bitki ve Tohum toplama Merkezi olarak kullandıkları daha büyükçe
Geçici Köyler’de geçiren Mevsimlik Göçebeler’di. Bu Bitkiler arasında Çeşitli
Otlar, Maguey, Agav ve Kaktüs Meyveleri vardı. Yabani bir Ot olan Mısır
(Akdarı) bu Dönem’de muhtemelen MÖ 5000 Dolayları’nda evcilleştirildi. Avokado,
Biber, Horozibiği ve Kabak da bu Dönem’de, muhtemelen yetiştirilen Diğer bir
İlkel Bitkiler’di.Abeja Dönemi’nde (MÖ 3400-2300) Tarım’ı yapılan Bitkiler
Yabani Bitkiler’e oranla çoğaldı ve Avcılığın Önemi azaldı. Bir Tür Yabani
Çimen’le döllenerek Elde edilen Melez bir Mısır Türü İlk Kez bu Dönem’de
ortaya çıktı. Kabak ve Fasulye geliştirilmeye başlandı. Dönem’in Sonuna doğru
yerleşmeker daha Kalıcı Nitelik kazandı. Yine Abeja Dönemi’nin Son
Yüzyılları’nda yerliler, Öğütücü Araçlar’ın yanında Taş’tan Kaplar yapmayı da
başardılar. Puron Dönemi’nde (MÖ 2300-1500) ise önceki Taş Kaplar’ın benzeri
olan İlk Çömlekler yapıldı.
Oluşum Dönemi:
MÖ 2000’e gelindiğinde Orta Amerika’daki Bazı Köy Toplulukları Tümüyle ya
da Büyük ölçüde Tarım’la geçiniyordu. Bu Köyler çoğunlukla Orta Amerika’nın
Güneyinde bulunduğuna göre, Tarım muhtemelen İlk Kez Güney Bölgeleri’nde
başladı. Ama Orta Amerika Traımcılığının Çıkış Noktası olarak Tehuacan Vadisi
Tek bir Yer aramak bir basitleştirme olur. Kesin olan, Mısır’ın ilk Önce Yüksek
Kesimler’de evcileştirilmiş olduğudur. Ama Mısır’ın Genetik Gelişme
Süreci’nin Önemli Bölümünü, Kıyı Düzlükleri gibi Başka Çevreler’e taşınması ve
melezleştirilmesi oluşturdu.
Oluşum Dönemi’nin Orta Evresi’nde, Basit tarımcı Köyler’den,
Siyasal-Dinsel Merkezler ya da Çekirdekler Çevresinde örgütlenmiş olan daha
Karmaşık Toplumlar, Orta Amerika’nın Büyük bir Bölümü’ne yayıldı. Bu Dönem’de
bir Başka Önemli Gelişme, Hiyoroglifler’in ve Karmaşık Takvim Hesapları’nın
ortaya çıkması oldu. Gerçek Kent ya da Kent Merkezi de bu Dönem’de belirdi.
Kalabalık Kent Hayatı İlk Kez Meksika’da 1,5 km Karelik daha Geniş bir Alan’a
yayılan Teotihuacan Kenti’nde görüldü. Bu Kent daha sonra 10 Katı
aşan bir Büyüme gösterdi. Kolomb Öncesi Amerika’nın En Önemli Kenti oldu.
Klasik Dönem:
Orta Amerika’nın Geç Oluşum Dönemi’nde belirmeye başlamış olan Estetik ve
Dinsel kalıplar bu Dönem’de biçimlendi. MS 650’de Teohihuacan Kenti’nin
Yıkılmasıyla Klasik Dönem Uygarlıkları’nın Çöküşü de başladı. Ticari, Siyasal
ve Dinsel bir Metropol olan bu Kent, Kuzey’den inerek Meksika’yı Ele geçiren ve
Higaldo’daki Tula’da kendi başkentlerini kuran Savaşçı Toltenler gelmeden önce
gerilemeye başlamıştı. 700-900 arasında, Orta Amerika’nın Güney’i Savaşlar’a ve
Göçler’e Sahne oldu. Bölge’nin Eski Kültürleri Büyük ölçüde etkilendi. Bu
Olaylar muhtemelen Nahua (Uto-Aztek)
Kabileleri’nin daha sonra Meksika’nın Ortalarından çıkıp Guatemala
ve el Salvador’a yayılması’yla Bağlantılı’ydı.
Klasik Sonrası Dönem:
Bu Dönem,4 Ana Gelişme’yle belirlenir:Klasik Dönem’e Özgü Eski yerel
Kültürler’in, Ayırt Edici Sanat ve Mimarlık Uslupları’nın ve Dinsel
Gelenekleri’nin Parçalanması tamamlanır. Yeni Kültürler’de Dindışı Eğilimler
görülür. Müstahkem Kentler çoğalır ve Sanat Ürünleri’nde Savaş Temaları Ağırlık
kazanır. Geç Oluşum Dönemi’nde İlk Kez ortaya çıkmış olan Kent Türü Topluluklar
daha Belirgin Hale gelir.
Aztekler’in Bugünkü Mexico City’nin yerinde kurulan Başkent’i Tenochtitlan, bu
Dönem Sonları’nda Orta Amerika’ya Egemen oldu. AztekDevleti, Meksika’nın Orta ve Güney Kesimlerinde bir Kıyı’dan
Diğerine yayıldı. Bu Yapı, çok sayıda Bağımlı Ulusu Gevşek Bağlar’la bir
arada tutuyordu. Herman
Cortes, Veracruz’dan Tenochtitlan üzerine
yürüdüğü sırada, Aztekler’in Boyunduruğundan kurulmak isteyen Kabileler Ona
Yardım ettiler. Maya Toprakları’nda Toltekler’in Denetimi’nde bulunan Chichen-Itzayaklaşık 1200’de Üstünlüğünü yitirdi. Daha sonra
, Yukatekler’in Surlar’la Çevrili Mayalar bir ölçüde yeniden
canlanacaktı.
AŞAĞI ORTA AMERİKA’NIN EVRİMİ:
Burası (Honduras’ın Doğusu, Nikaragua, Kosta Rika ve Panama) Orta
Amerika Kültür Alanı’nın dışında kalır. Bölge’nin Halkları ,
Dilleri ve Kültürleri, Yukarı Orta Amerika’nın Kuzeyinden ve
Meksika’dan çok, Güney Amerika Kıtası’nın Kuzeybatı’sıyla bağlantılı’dır.
Aşağı ve Orta Amerika’da en Eski Yerleşme Belirtileri, Güney Amerika’nın
Kıyı Gleneği’ne Bağlı olan Yiyecek Toplayıcıları’nın ve Balıkçılar’ın MÖ
y.4000’de yaşadığı Panama’da görülür. Bundan Sonraki 2-3 Binyıllık sürede,
Basit ya da Oyulmuş Çömlekler yapmayı öğrenmelerine Karşın Bu Halklar’ın
Hayat Tarzı çok Az değişti.
1500ler’de Bugünkü Panama’yı , Kosta Rika’yı ve Nikaragua’nın Büyük Bölümü’nü
içine alan Bölge’de, Çıpça Dilleri’ni konuşan Kabileler yaşıyordu.
Nikaragua’nın Batı Kıyıları’nda ise, Corotega ve Nikarao gibi Orta Amerika Dilleri Konuşan Kabileler vardı. Altın
İşlemeciliği ve Ziynet Eşyası Dökümcülüğü, Aşağı Orta Amerika’da özellikle
Panama ve Kosta Rika’da Yüksek bir Nitelik kazanmıştı. Orta Amerika’da daha
Madenler bile öğrenilmemişken, Metal İşlemeciliği Güney Amerika’nın Abd
Bölgeleri’nden Buraya ulaşmıştı.
İLK VİKİNGLER:
Kuzey Amerika’ya gelen İlk Avrupalılar Vikingler’di. Vikingler, MS 700-1100
arasında Normandiya, İngiltere, İskoçya ve İrlanda ile Kuzey’deki ve Batı’daki
Adalar’a Yönelik İskandinav Göçleri sırasında Kuzey Amerika’yı buldular.
Bunlar, Verimli Topraklar’ın ve balıkçılık Alanları’nın Çekiciliğine kapılan ve
Ülkeleri’ndeki artan Nufusun Baskısından, Hükümdarlar’dan ya da Rakipleri’nden
kaçam Korsanlar, Yağmacılar, Tüccarlar ve Göçmenler’di. Yaklaşık 1070’te Bremenli Adam, Vikingler’in Kuzey Amerika’yı Keşiflerini Kalem’e
aldı. Bunu izleyen Yüzyıllar’da İzlanda Tarih Kitapları’nda da Kıta’ya İlişkin
Bilgiler’e rastlanır. Bu Konudaki Başlıca kaynaklar Kızıl Erik’in Destanı ile Grönlandlılar Destanı’dır.
Bu 2 Destan, aynı Olayları birbirinden oldukça farklı aktarır. Uzun Süre Kızıl
Erik’in Destanı’nın daha Güvenilir olduğu kabul edilmiş, ama Son Araştırmalar,
Grönlandlılar Destanı’nın daha Eski olduğunu Ortaya çıkarmıştır. Grönlandlılar
Destanı’na göre, Kuzey Amerika’yı İlk Kez, 986’da İzlanda’nın Grönland’a
yaptığı bir Yolculuk sırasında Bjarni Herjulfsson bulmuştur.
1002-1003 te Grönland’dan batı’ya Yelken açan leif Eriksson, Güney’e Doğru inerken Amerşika Kıyıları’na
Helluland, markland ve Vinland gibi Adlar vermiştir. Kışı Vinland’da
geçiren Eriksson’un kardeşi Thorvald, Dömüş
Yolu’nda yerli Halk tarafından öldürülmüştür. Yanına Evcil Hayvanlar da
alan Thorfinn
Karlsefni ise 1020’de Vinland’a
gitmek üzere 3 Gemi’yle Yola çıkmış, yeni Topraklar’da 3 Kış geçirmiştir.
KEŞİFLER ÇAĞI:
Avrupalılar,birkaç Yüzyıldır süren Ekonomik, Toplumsal ve Siyasal Gelişmeler’in
Sonucu’nda 1400ler’de Çoğrafi Keşifler Çağı’nı başlattılar.
Batı Avrupa’da , Ticaret’i geliştirmeye istekli ve Denizaşırı Yolculukları
para’yla Desdeklemeye hazır Tüccar Grupları olmuştu. Ticaret’te en değerli Mal,
Doğu’dan Kervan Yolları’yla Akdeniz’in Doğu Ucuna getirilen Baharat’tı. Ama
baharat Ticareti İtalyan Tüccarları’nın Denetimi’nde olduğu için,
Kuzeybatı Avrupa’daki Tüccarlar, Doğu’ya giden yeni Yollar bulma
Çabasındaydılar. Doğal Çevre’ye Büyük İlgi duyan ve Eski Grekliler’in Yer’e
İlişkin Düşüncelerini yeniden değerlendirerek Görüşlerini Hiç çekinmeden ortaya
atan Rönesans Bilginleri de Keşifler Çağı için Uygun bir Ortam hazırlamıştı.
Avrupalılar, Gemi Yapımcılığı’nda ilerlemiş ve Deniz Yolculukları’nı kolaylaştıracak
Araçlar geliştirmişlerdi. Matbaa da İlk Keşif Sonuçları’nın Yaygın biçimde
duyulmasına İmkan sağladı.
Portekiz, İspanya, Fransa, İngiltere ve Felemenk gibi Ulusal Devletler’in
ortaya Çıkışı Keşifler Çağı’na Katkı’da bulundu. Avrupa’daki Monarşiler hem
Ticaret’i artırmak hem de Yeni Topraklar elde etmek Umuduyla Keşif
Yolculukları’nı desdeklediler. Hristiyanlığı Yayma Geleneği’ne Bağlı
Avrupalılar ise Tüm Dünya’yı Hristiyanlaştırmak Amacındaydı. 1500ler’in
Başları’nda Reform Hareketi’nin Gelişmesiyle, Dinsel Ayrılıklar, Ulusal
Rekabetleri daha da körükledi. Protestanlar, Tordesillas Antlaşması’nı
imzalayan (1494) ve Yeryüzü’nün Yeni Keşfedilen Bölgelerini paylaşan Katolik
İspanyol ve Portekizliler’in gerisinde kalmamaya çalışıyorlardı.
İlk İspanyol Seferleri:
Kristof Kolomb, 1492’de 3 Gemi’yle Bahama Adaları’na, oradan da Küba
ve La Espanola’ya (Hispaniola) ulaştı. Cenovalı Kolomb, İspanya Adına Yolculuğa çıkmıştı. Kanarya Adaları’nın Ötesindeki
Topraklar’a İlişkin Efsaneler’den ve Doğu’nun Zenginlikleri’ni anlatan
Öyküler’den Göç alan Gezgin, Yer’in Yuvarlak olduğu Kuramını benimsemişti.
Batı’ya doğru giderek Doğu’ya ulaşmaya çalışıyordu. Kolomb’u bu Serüven’e iten
Etkenler arasında, Hristiyan Misyonerlik Duygusu, Yeni Toprakları bir İspanyol
Valisi olarak Yönetme Tutkusu, Zenginlik Arayışı ve Büyük bir Coğrafyacı olarak
Ün Kazanma Özlemi de vardı. İspanya’ya döndüğünde Kolomb, Asya’nın Doğu Kıyıları’na ulaştığını Öne sürdü. Antiller’in Büyük
Bölümünü geçmesine ve sonradan yaptığı 3 Yolculuk sırasında Honduras’tan
Panama Kıstağı’na kadar olan Kıyı Hattı’nı izlemesine Karşın, Çin’e
ulaşabileceği bir Geçit bulamadı. Antiler Valisi olarak da başarı gösteremedi;
ama bulduğu Altın ve İnciler Diğer Gezginler’i de Bölge’ye çekti. Bu
Hazineler’den Krallığa ayrılan 1/5 lik Pay, İspanya Tahtı’nın da İlgisini
çekiyordu.
La Espanola’de üslenen İspanyol Kaptanlar, Batı’ya bir
Geçit bulabilmek, Prenslikler kurmak ve Yerel Kaynaklar’dan Sonuna kadar
yararlanmak Amacıyla Antiller’i, Meksika Körfezi’ni ve Orta Amerika’yı iyice
araştırdılar. 1500’den hemen sonra İspanya Kralı V.Fernando, Mosquito Kıyıları ile Çevresindeki Güney Amerika
Kıyı Şeridi’ni İstila edip yönetmek üzere Diego de Nicuesa ve Alonso de Ojeda Adlı 2 Serüvenci’ye Yetki verdi. Başlangıç’ta
Hastalıklar’la, Bozgunculuklar’la ve Yerliler’in Karşı koymasıyla aksayan
Serüven’in Sonu’nda, 1513’te Vasco Nünez de Balboa,
Panama Körfezi’ndeki Kıstağa ulaştı. Büyük Okyanus ve Antil Kıyıları’na
yöneldiler.
1516’da Diego
Velazquez de Cuellar, Küba’yı Ele geçirdi
ve Yardımcıları’nın Dikkatini Anakara’ya yöneltti. 1519’da Hernan Cortes, 3.Seferi başlattı. Campeche Körfezi Boyunca,
kendinden Öncekilerin Rotalarını izleyerek Veracruz’a ulaştı. Burada Gemileri
yaktı ve Küçük bir Kuvvetle II.Montezuma’nın Aztek
Başkenti olan Tenochtitlan’a (Mexico City) girmek üzere Dağlar’a yöneldi.
Kurnaz Diplomasisi, Başarılı Askerliği ve Yerli Müttefikleri kullanmadaki
ustalığı ile Zengin Aztek İmparatorluğu’nu yıkıp yapmaladı. Küba’da
bulunan Velazquez’i Yok sayarak bu Yeni Bölge’nin Valisi oldu. Mexico
City’ye yerleşti ve Çevre’ye Zorla Boyun eğidirdi.
Bazı İspanyol Serüvenciler La Espanola’dan Kuzey’e çıktılar. 1513’te Juan Ponce de Leon, Bahamaları geçerek Florida Yarımadası’na
ulaştı. Alonso de
Pineda 1519’da Florida’nın
Açığındaki Adalar’dan Meksika’daki Panuco Irmağı’na kadar Meksika Körfezi
Kıyıları’nı dolaştı. 1524-25’te Portekizli Esteban Gomes,
İspanya Adına, Grand Banks’den Florida’ya kadar indi. 8 Yıl sonra,
aralarında Avlar
Nünez Cabeza de Vaca ile Esteban Adında bir Köle’nin de bulunduğu 4 Kazazede, Galveston
Körfezi’nden yürüyerek Meksika’nın Kuzeyi’ne ulaştılar. De Vaca’nın Öyküsü, Zengin İnka Hazineleri’yle İlgili Söylentiler’le ve
Yerliler’in Cibola’nın 7 Altın Kenti’ne İlişkin Masalları’yla Dolu Zihinleri
Hareket’e geçirdi.
Harnando de Soto ile Marcos de Niza’nın 1539’da, Francisco
Vazquez de Coronado’nun da 1540’ta
başlattığı Yürüyüşler, Büyük Kanyon’dan Savannah Irmağı’na ve Mississippi
Vadisi Boyu’nca Ohio’ya kadar uzandı. İspanyollar’ın İlk Büyük Keşifleri, Juan Rodriguez Cabrillo ve Bartolome Ferrelo’nun
Aşağı California’dan 42 Derece Kuzey Enlemi’nin altına kadar uzanan Büyük
Okyanus Kıyıları’nı bulmalarıyla, 1542-43’te tamamlandı. 1550’den sonra, Başka
Kaşifler de Apalaşlar’ın Doğusu ile Gübeybatı Bölgesi’ne Seferler düzenlediler.
1772 Öncesi’nde Fransız, İngiliz ve
Felemekliler’in Keşifleri:
İspanyollar Güney Bölgeleri’ni Talan ederken ,Diğer Avrupalı Denizciler
de Kuzey Kıyıları’nı dolaştılar. İngiliz Tahtı’nın ve Bristollu Tüccarlar’ın
desdeklediği Cenovalı John Cabot’un 1497’deki Yolculuğu, muhtemelen, Kuzey Amerika’ya ulaşmak için
yaptığı 2. Sefer’di. İngilizler’in, Fransızlar’ın ve Portekizliler’in daha
sonraki Seferleri 1534’te başlattığı bir Dizi Yolculuk Sonu’nda Fransız Jacques Cartier’in St.Lawrence Irmağı’ndan yukarı çıkmasına kadar pek
Az İlgi görüyordu. Cartier’in Altın bulamaması İç Kısımlar’a duyulan İlgi’yi
Tümü’yle söndürdü. 1578-79’da Sir Francis Drake,
Doğu’ya açılan bir Geçit bulabilmek için Kuzey Amerika’nın Büyük Okyanus
Kıyıları’nı 48 Derece Kuzey Enlemei’ne kadar dolaştı. Fransız ve Bask
Balıkçıları, St.Lawrence Körfezi’nde gittikçe daha çok avlanmaya ve Yerliler’le
Kürk Ticareti yapmaya başladılar. Başta Kunduz olmak üzere Amerikan Kürkleri,
1600ler’de Avrupa’da çok tutuluyordu. Fransız Kralı, Bazı Tüccarlar’la Tekel
ayrıcalığı tanıyarak Kürk Ticaretini Koruma’ya çalıştı.
Fransız Kürk Tüccarları 1605’te Port Royal’i kurdular. Ama 1608’de Quebec Kürk
Ticareti’nin Merkezi oldu. Fransız Kanadası’nın Valisi Samuel de Champlain buradan Büyük Okyanus’a açılan bir Geçit bulmayı
umuyordu. Kabileler’in Elindeki Kürkler’i önceden Satın almak çok daha Karlı
olduğu için, Kürk Ticareti Fransızlar’ı İç Bölgeler’e çekti. 1615’ten sonra
Fransisken (Recollet) Cizvit ve Sülpisyen Tarikatları’nın Yerlileri
Hristiyanlaştırma Çabası da Keşifleri hızlandırdı. Ama Direnme’yi
sürdüren Irokua Federasyonu, Hudson’un Batısı’nda ve Ontario
Gölü ile St.Lawrence’in Aşağı Kesimi’nde Fransızlar’ı durdurdu. Felemenkiler’in
Fort Orange’daki Müttefiki olan Irokualar,
Fransızlar’la İyi geçinen Kuzey Kabileleri ile Savaş’a tutuştu. Fransızlar bu
yüzden Önceleri Aşağı Büyük Göller’den Uzak durdular ve İçeriler’e ulaşmak için
Georgia Körfezi’ni dolaşarak Ottawa Irmağı’nı izlediler. Champlain’in, Etienne Brule’nin ve Misyonerler’in 1650’deki Keşifleri, Superior Gölü’nün Batı’sına
ve Michigan Gölü’nün Güney’ine Hiç gitmemiş olan Fransızlar’ın, St. Lawrence
Büyük Göller Sistemi’ni Genel olarak öğrenmelerini sağlamıştı.
1660lar’da Fransızlar’ın Etkinlikleri İngilizler’i Rahatsız etmeye başladı.
Fransız Kolonileri’ndeki (New France ya da Nouvelle France) Ticaret
Kısıtlamaları’ndan ve Irokualar’ın engellemelerinden
bunalan Pierre
Esprit Radisson ile Medard Chouart des Groseilliers, Kuzey Ticareti için bir Çıkış Limanı Kurma Konusunda
İngilizller’in Desdeğini Sağlama’ya çalıştılar. Sonuçta, İngilizler Hudson
Körfezi Kumpanyası’nı kurdular. Fransızlar, bunun üzerine Kuzey Amerika’da
Egemenlik Alanları’nı Geniştletme’yi denediler. Paul-Denis, 1671-72’de, Saguenay ve Rupert Irmakları’nı James
Körfezi’ne kadar izledi.Simon-François
Daumont 1671’de Kuzey Amerika’nın İç
Kesimleri’nde Fransız Egemenliği’ni İlan etti. Daniel Greysolon da, Bugün Minnesota’da bulunan Mille Lacs Gölü
Çevresi’nde Fransız Egemenliği’ni kurdu. Saint Croix ile Missisippi
Irmakları’ndan Wisconsin Irmağı’na indi. Fransızlar, İngiliz Yerleşmeleri’ni
Atlas Okyanusu Kıyıları’yla Sınırlı Tutmak Amacıyla, İspanyollar’ı Güney’e
doğru itmeye çalıştılar. 1673’te Louis Jollietve
Cizvit Jacquez
Marquette, Gren Bay’den Fox-Wisconsin Çaprazını izleyerek, Mississippi
Boyunca Arkansas Irmağı’na kadar indiler. Daha sonra Illinois Irmağı Yolu’yla
Michigan Gölü’ne döndüler. 9 Yıl sonra Rene-Robert Cavelier,
Mississippi’nin Ağzına kadar indi ve Louisiana Adını verdiği Bütün bu Bölge’ye
Fransa Adına Sahip çıktı.
Fransızlar, Aşağı Missisippi Vadisi’ne ulaştıktan sonra İspanyol
Yerleşmeleri’yle de Ticari Bağlantı kurmak istediler. Onlar James Körfezi’nden
Meksika Körfezi’ne doğru uzanırken, İngilizler ve Felemenkler Büyük Göller’in
Güneyi’yle Mississippi’nin Doğusunu keşfettiler. İngilizler 1707’de
Jamestowvn’ı kurdular. Felemenliler ise, Henry Hudson’un
1609’daki Keşfinin ardından Hudson Irmağı Vadisi’ni İşgal ettiler. 1650’de,
Kürk Tüccarları Apalaşlar Engelini aşacak Geçitler bulmaya çalışıyorlardı.
Büyük Okyanus Kıyısı’nda,
Kuzeybatı’da ve Kutup Bölgesi’nde Keşifler:
Çarlık Rusyası’nın Asya ve Kuzey Amerika’ya Yönelik Çıkarları, 1700lerin
Başları’nda Keşifleri hızlandırdı. Vitus Jonassen Bering, onun Adını alan Bering Boğazını 1728’de geçti. Hem Bering, hem Aleksey
Çirikov1741’de Alaska’nın Güneyi’ne
ulaştılar. Ruslar, Çin’le, Aleut Adaları’ndan Elde ettikleri Deniz Samuru ve
Fok Ticareti’ne başladılar. Ruslar’ın bu Çabaları, İspanya, İngiltere, Fransa
ve daha sonra Amerikan Kolonileri’nin benzer Girişimlerine Yol açtı.
İspanyollar, 1774-75’te California Kıyıları’ndan 57 Derece Kuzey Enlemi’ne
kadar çıktılar. 1778’de Oregon’dan Bering Boğazı’na ulaşan James Cook, Kuzeybatı’ya açılan bir Geçid’in Girişini
aradı. Cook’un Ölümünden sonra 70 Derece 44 Paralel Kuzey
Enlami’ne kadar çıkıldı. Rus, İspanyol, İngiliz ve Fransız Resmi Sefer Grupları
ile çok sayıda Tüccar, 1785’ten sonra Kuzeybatı Kıyıları’nı araştırmaya
koyuldu. Karada ise İspanyollar, 1760’lar ve 1770ler’de Kıyılar’ın İç
Kesimleri’ni keşfettiler ve Bölge’yi Santa Fe ile Taos’a bağlayacak Yollar
aradılar. Yerleşmeleri’ni San Francisco Körfezi’ne kadar genişlettiler.
1776-77’de Peder
Silvestre Velez de Escalante, Santa Fe’den başlayarak Kuzeybatı’da Utah Gölü’ne,
oradan Güneybatı’ya doğru Sevier Gölü ile Yukarı Virgin Irmağı’na Önemli bir
Sefer düzenledikten sonra Santa Fe’ye döndü.
New France’ın 1763’te İngilizler’in Eline Geçmesinden sonra, Kuzey
Düzlükleri’nde Fransız Kürk Tüccarları’nın yerini Montreal Kuzeybatı Kumpanyası
aldı. Hudson Körfezi Kumpanyası’ndan önce davranan ve Ruslar’ın Elindeki Kürk
Alanları’nı Ele geçirmek isteyen AlexanderMackenzie
Irmağı Yolu’yla 1789’da Kuzey Buz Denizi’ne ulaştı. 1793’te ise Kayalık
Dağlar’a doğru Peace Irmağı’nı izleyerek Fraser Irmağı’nı geçti ve Büyük
Okyanus’a ulaştı.
ABD’nin Louisiana’yı Satın almasından sonra Yol’a çıkan Lewis-Clark Resmi Keşif Grubu, Kuzey’e doğru Missouri’yi
izleyerek Jefferson Çatalı’ndan Büyük Okyanus Kıyısı’ndaki Yamaçlar’a geçti.
1805’te Kolombiya Irmağı’nın Ağzına ulaştı. Tüccarlar ve Kürk Avcıları kısa
sürede Katalık Dağları ve Büyük Havza’yı keşfettiler. İngiliz Tüccarları,
Kuzey’de Fraser ve Yukarı Kolombiya’yı keşfederek Yukarı Yukon Ülkesi’ne
girdiler. Bu arada, Rus-Amerikan Kumpanyası’nın Temsilcileri de Alaska İçlerini
araştırıyordu. 1850’den sonra Batı’daki ABD ve İngiliz Toprakları’nda yapılan
Keşifler, Jeolojik Araştırmalar’la Doruk Noktası’na ulaştı.
1818’den Önce Deniz Yolu’yla Kuzey’e giden Kaşifler, Barrow Burnu’na ulaşmadan
durmuş, Kara’dan gidenler ise yalnızca Mackenzie ve Coppermine Irmakları’nı
izleyerek Kuzey Buz Denizi Kıyıları’na varabilmişti. Bunu izleyen 40 Yıl
içinde, İngiliz Deniz Kuvvetleri ve Hudson Körfezi Kumpanyası ile Özel
Kuruluşlar’ın Bilimsel Girişimleri Durumu değiştirdi.Sir John Franklin ile John Rae ve Thomas Simpson’ın Kara Yolculukları, Barrow Burnu ve Melville
Yarımadası arasında kalan Kıyı Şeridi’nin Büyük Bölümü’nü ortaya çıkardı.
Deniz’de, Barrow Burnu’nun Batısı’nda kalan Boşluğu Frederick W.Beechey kapattı. Yüzbaşı William Edward Parry, Baffin Körfezi’nden Melville Adasına gitti. Sir John Ross ise Yeğeni James Clark Ross ile
Birlikte Kuzey Kutbu’ndaki Boothia Yarımadası’nı keşfetti. Sir John Franklin 1845’te Kuzeybatı’ya açılan bir Geçit ararken Galler
Prensi Adası’nın Güneyinde Buzullar’a çartptı. Bundan sonraki 10 Yıl içinde
Araştırma Grupları Kuzey Kutbu ile İlgili Bilgiler topladılar. Ama RoaldAmudsen’in Atlas Okyanusu’ndan Büyük Okyanus’a ulaşmak için
Kıta’nın Kuzeyine doğru Yelken açması, ancak 1903-06’da, Vilhjalmur Stefansson’un Kanada
Takımadaları’nın Kuzeyi’ndeki Son Büyük Adaları bulması da 1915-16’da
gerçekleşti.
AVRUPALILAR’IN KITA’YA YERLEŞMESİ:
İsveçli ve Felemenkli Tüccarlar 1600ler’de Delaware ve Hudson Irmakları
üzerinde Koloniler kurmuştu. Rus Tüccarlar da Yüzyıl’ı Aşkın süredir Kuzey
Amerika’nın Batı Kıyıları’nda Etkinlik gösteriyordu. Ama bu Ülkeler’in Kuzey
Amerika’nın Yerleşme’ye açılmasındaki Payı İspanyollar’ın, Fransızlar’ın ve
İngilizler’in Katkısına göre Önemsiz’di.
İspanyollar:
Ülke İçi’ndeki Hoşnutsuzluk, Serüven ve zenginlik Tutkusu, Hristiyanlığı ve
Avrupa Kültürü’nü yayma Çabası, İspanyollar’ı Yenidünya’ya sürükledi.
Yolculuklar’ı düzenleyen ve zaman zaman da Krallık, Kuzey Amerika’ya Nufus
Akınını desdekliyordu. Ama yalnızca Güvenilir İspanyol Yurttaşları’na Göç izni
veriliyordu. Nueva Espana’nın, Çoğunluğu Endülüs
Kökenli olan Beyaz Nufusu 1570’te 54.000 e ulaşmıştı. Zenginler’in İmkanları,
Yerli Halk’ın Becerileri ve İklim Şartları, ispanyollar’ı Büyük ölçüde
Yerli Emeği kullanmaya yöneltti. Kral bir süre sonra Yerliler’in Köle
olarak çalıştırılmasını yasakladıysa da Kölelik ortadan kalkmadı. Üstelik Zorla
çalıştırmanın Yeni Biçimleri Gelişme’ye başladı. İspanyol Silahları, Avrupa
Kökenli Hastalıklar ve Yeni Yönetim, Adalar’ın Yerli Halkını hemen Tümüyle
ortadan kaldırdı. İspanyollar, onların yerini Afrika’dan getirdikleri
Köleler’le doldurmaya çalıştılar. 1570’te Nueva Espana’da yaklaşık 93.500
Afrikalı ve Mestizo vardı. Giderek azalmış olmasına Karşın, İç
Bölgeler’deki Yerli Nufusu 1570’de 3 Milyon’a ulaşıyordu. İspanyollar’ın
Kıta’ya Yerleşmeleri, Büyük Boyutlu bir Etnik Karışma Yol açtı.
Protestan Fransızlar’ın (Huguneotlar) Florida Kıyıları’na yerleşmesi,
İspanyollar’ın Bahama Kanalı’ndaki Deniz Ulaşımı’nı Tehdit ediyordu.
İspanyollar 1560lar’da Florida’yı İşgal ettiler. Virginia’daki Misyonerlik
Çabaları Başarısız oldu. Ama Carolina ve Georgia Kıyıları’nda kurulan Misyonlar
Varlıklarını sürdürdüler. 1500lerin Sonu’nda Juan de Onate New Mexico’yu kolonileştirdi. 1610’da Santa De
kuruldu. 1700ler’de İspanyollar, Büyük Okyanus’taki Sınırları’nı, Sonora
Bölgesi’nden San Francisco Körfezi’ne kadar genişlettiler.
İngiliz Kolonileri:
Londra Virginia Kumpanyası’nın Jamestown’ı kurmasından sonra İngilizler,
Maine’den Georgia ve Batı Hint Adaları’na kadar, Kuzey Amerika Kıyıları boyunca
çok Sayıda Koloni kurdular. Kişiler ve Gruplar, İngiltere Hükümeti’nden
kendilerine Yenidünya’da Toprak ve Yönetim Ayrıcalıkları veren Beratlar almaya
çalıştılar. Virginia’daki Deneyimi’nin, Aztek Hazinesi’yle Boy ölçüleşecek bir
Zenginlik Yaratma Umutlarını Yok etmiş olmasına Karşın, Ekonomik İmkanlar
Birçok Girişimci’yi buralara çekti. Koloniler, Kumpanyalar’ın ve Mülk
Sahipleri’nin Denetimi’nde olmalarına Karşın, Sonuçta Krallığa Bağlı’ydılar.
İngiliz Kolonileri’nde Yaşayanlar, Çiftçilik, Balıkçılık, Gemi Yapımı ve
Ticaret’le uğraşıyorlardı. Güney Kolonileri’nde Tütün, Pirinç ve Çivit Üretimi,
Batı Hint Adaları’ndaki Plantasyonlar’da ise Şeker Üretimi Önem
taşıyordu. Virginia ve Plymouth’a yerleşenler arasında önceleri Ölüm Oranı
Yüksek’ti. Ama İngiltere’deki Çitleme Hareketi ,
Toprak Fiyatları’nın Yüksekliği, Stuart Hanedanı’nın Dinsel Politikaları
karşısında duyulan Hoşnutsuzluk, buna Karşılık Koloniler’deki Cömert Toprak
Dağıtım ve Yönetim Sistemi gibi Etkenler İngilizleri yine de buralara çekti.
1630lar’da Büyük bir Püriten Göçmen Grubu Massachusetts’e geldi. Bunun hemen
ardından Püriten Göçmenler Connecticut, Rhode Island ve New Hampshire’a gelmeye
başladılar. Almanlar, İskoçlar ve İrlandalılar 1700’den sonra Pennsylvania’ya
ve Güney’deki Koloniler’e yerleştiler. İskoçlar , Galiler ve Porestan
Fransızlar da Kıta’ya geldi. 1600’den sonra Güney Kolonileri’ne çok sayıda
Afrikalı Köle getirildi. 1760’ta Kuzey Amerika Sömürgeleri’nde, Avrupa ve
Afrika Kökenli 2 Milyon’u Aşkın İnsan yaşıyordu.
Yerliler’le İlişkiler,Toprak Politikası, Yüzey Şekilleri , Toprağın Verimi ve
daha bir Dizi Etken, Yerleşim Düzenini değiştirdi. 1800ler’in Başları’nda
ABD’nin Sınırını Mississippi Irmağı oluşturuyordu. 1840lar’da Öncüller, Oregon,
Utah ve California’da Yerleşmeleri’ni kurdular. 1848’de California’da Altın ve
Gümüş bulunmasının ardından Maden Arayıcıları Cordilleralar’a Akın etti.
1860-1900 arasında Çiftçiler Yüksek Düzlükler’e yayıldılar. 1790-1830 arasında
ABD’ye gelenler’in Sayısı, Yıl’da Ortalama 10.000 Dolayındaydı. Bu Akın,
1850ler’de Yıl’da 280.ooo e çıktı. 1890lar’da ise Her Yıl Ortalama 370.000 Kişi
ABD’ye Göç etti.
Fransız Kolonileri :
Kıta’daki Fransız Kolonileri, Kuzey Amerika Anakarası üzerindeki New France
(Kanada)ile Acadia’da (Nova Scotia Kıyıları) kuruldu. Ama Acadia 1713’te
İngilizler’in Eline geçtiğinde, Fundy Körfezi’nde yalnızca 1800 Fransız vardı.
New France’daki Kürk Tekeli’ni elinde tutan Fransız Kumpanyaları’nın Kötü
Yönetimi Nedeniyle Krallık, 1663’te Koloni’ye doğrudan Denetimi altına aldı. O
sırada Koloni Nufusu 2500 kadardı. Daha sonra, Uygun Şartlar’la Toprak
edinebilme İmkanı tanınarak ve Fransız Askerleri’nin New France’da kalmaları
sağlanarak, buralara gelen Göçmen Sayısı artırıldı. Göçmenler, Fransa’dan
Hükümet’in gönderdiği Kadınlar’la evlenerek Aile kurdular. Toprak Sahipleri’de
çalıştırmak üzere Ülke’den İşçi getirttiler. 1700ler’de Mahkumlar’da
gönderildi. 1680’den sonra Nufus, daha çok kendi Doğal Artışı’yla büyümeye
başladı. Kraliyet Polisi, Muhalifler’in Göç etmesini yasakladığı ve Fransız
Tarımı Büyük değişiklikler geçirmediği için, Göçmenlik Fransa’da pek İlgi
görmedi. New France’daki Yerleşmeler Quebec, Trois Irmağı Boyunca yayılarak İç
Kesimler’deki Richelieu Irmağı Boyları’na kadar uzandı ama daha öteye geçemedi.
1700ler’de öncelikle nir Tarım Alanı olan New France’da çok Az Ürün Fazlası
Elde edilebildiği için, Kürk Ticareti Ağırlığını korudu.
1699’da kurulan Louisiana, önce bir Tüccar Koloni Sahibi’nin, sonra da
Compagnie des Indes Occidentales’in (Batı Hint Adaları Kumpanyası) Yönetimi
altında gelişti. 1731’de bir Krallık Eyaleti haline gelen Louisiana, Illinois
Arazisini de içine alacak biçimde genişletildi. Buralar’da Yaşayanlar, Kürk
Ticareti, Tarım ve Kurşun Madenciliği’yle uğraşıyordu.
1760’da Fransa’nın Kuzey Amerika Anakara’sındaki Kolonilerinde
Avrupa Kökenli Toplam 80.000 , Fransız Batı Hint Adaları’nda yine Avrupa
Kökenli 45.000 Kişi ve 300.000 Köle bulunuyodu. Aynı Dönem’de New England’dan
Nova Scotia’ya yerleşenler oldu. New York ve New England Yörelerinden gelen
Tüccarlar, Quebeck ve Montreal’de Topluluklar oluşturdular. Amerikan
Bağımsızlık Savaşı, İngiliz Yanlıları’nın ABD Toprakları’nı terk ederek
Yıkarı Kanada, Nova Scotia ve New Brunswick’e Göç etmelerine Yol açtı.
1790-1815 arasında ABD’den bir çok Kişi Yukarı ve Aşağı Kanada’ya geldi.
1815’ten sonra, Britanya Adaları’ndan gelen Göçler Önem kazandı. Bunlar arasında
İrlanda’daki Kıtlık’tan kaçanlar ve İskoçyalı Topraksız Çiftçiler de vardı.
1858’de, Fraser Irmağı’ndaki Altın’a Hucum Hareketi, İngiliz Kolumbiyası’nda
birden çok Dil konuşan bir Nufus yarattı, ama bu Eyalet’in Gelişmesi yine de
Yavaş oldu. 5.Selkrik Kontu Thomas Douglas’ın, 1812’de Red Irmağı Vadisi’nde
İskoçyalı Göçmenler’den oluşan bir Koloni Kurmuş olmasına, Eskiden Kürk
Ticareti’nde çalışmış Avrupalı İşçiler’le Melezler’in de hala burada yaşamasına
karşın, kanada’ya 1890’dan önce çok Az göçmen geldi. Ama o Tarih’ten sonra
Hükümetler’in Etkin olarak geliştirmeye çalıştığı bu Bölge’ye, 1930’a kadar
Eski Eyaletler’den, ABD’den, İngiltere’den, Batı ve Orta Avrupa’dan çok Sayıda
Göçmen Yerleşti.
1700LER’DEN 1900LER’E ÖNEMLİ TOPRAK
DÜZENLEMELERİ:
Avrupa’daki Krallar, Göç eden Uyrukları’yla birlikte Egemenliklerinin de
Yenidünya’ya taşındığını düşünüyorlardı. Ama Koloni Politikaları, Avrupa’daki
Savaşlar ve Amerika üzerindeki Rekabet, Kıta’da Bazı Arazi Düzenlemeleri’ni
Zorunlu kıldı. 1600ler’de İspanyollar, Anakara üzerinde toplanmışlar;
İngilizler, Fransızlar, Felemenkler ve Danimarkalılar Bahama Adaları’ndan
Windward Grubu’na kadar olan Antil Adaları’nı paylaşmışlardı. İngilizler
1655’te İspanyollar’ın Elindeki Jamaika’ı İşgal ettiler ve Honduras ile
Mosquito Kıyıları’nda Köprübaşları’nı Ele geçirdiler. Fransızlar da Haiti’nin
Issız Kesimlerine girdiler.
1664’te New Netherland’ı Ele geçiren İngilizler buraya New York Adını
verdiler. Fransızlar 1713’te Acadia, Newfoundland ve Rupert’s Land
üzerindeki İddiaları’ndan İngiltere lehine Vaz geçtiler. 7 Yıl
Savaşları’nın Ardından Fransa, 1763’te Mississippi Irmağı’nın
Doğusundaki Topraklarını İngiltere’ye , Batı’da kalanları da
İspanya’ya bıraktı. Aynı Yıl İspanya, Florida’yı İngilizler’e verdi. ABD Bağımsızlığı’nı
kazandıktan sonra 1783’te Kanada’nın Güneyindeki Toprakları Toprakları ve
Mississippi’nin Doğusunu aldı. Florida yeniden İspanyollar’a geçti.
Napoleon 1800’de İspanyollar’ın Elindeki Louisiana’yı Ele
geçirdi. Ama Haiti’deki Ayaklanma Fransa’nın Planları’nı bozdu ve Sonuçta Haiti
ile Dominik Cumhuriyeti’nin Bağımsızlıkları’nı kazanmasına giden Yolu açtı. ABD
1803’te Louissiana’yı Fransa’dan Satın aldı. İspanya 1819 Antlaşması’yla
Florida’yı ABD’ye verdi. ABD’nin bu Antlaşma çerçevesinde Kabul ettiği Batı
Sınırı’yla Texas İspanyollar’a bırakılıyordu.
1810 Devrimi’nden sonra İspanyollar’ın Amerika’daki Egemenliği sarsılmaya
başladı. 1823-39 arasında Orta Amerika Ülkeleri’nin Orta Amerika Birleşik
Eyaletleri’ni oluşturmasına karşın, Meksika, Guatemala, el-Salvador, Honduras,
Nikaragua ve Kosta Rika Devletleri kuruldu.
1835’te Texas’ta ABD’den gelmiş olan Göçmenler ayaklanarak Cumhuriyet İlan
edildi. Kısa süren bir Savaş’ın Ardından Texas üzerinde Egemenlik
İddiaları’ndan vazgeçen Meksika, New Mexico ile California’yı da ABD’ye
bıraktı. 1853’te ABD, Gila Irmağı’nın Güneyi’nde kalan Diğer Meksika
Toprakları’nı da Sınırları içine aldı.
ABD ile Kuzey’deki İngiliz Eyaletleri arasındaki Sınır, 1818’de, 49.Paralel
boyunca Lake od the Woods’a ve Kayalık Dağları’nın Zirvesine kadar uzatıldı.
1846’da ise Büyük Okyanus’a bağlandı. Tartışmalı Maine-New Brunswick Sınırı da
1842’de belirlendi. Rusya ve İngiltere, 1825 Antlaşması ile Alaska’nın
Sınırları’nı çizdiler. Rusya bu Bölge’yi 1867’de ABD’ye sattı.
1860’dan sonra İngiliz Eyaletleri’ndeki Topraklar’ın Yönetimi’nde Önemli
Değişiklikler oldu. 1867’de Nova Scotia ve New Brunswick (Bugün Ontario ve
Quebec) Kanada Dominyonu’na katıldı. Kanada 1869’da Hudson Körfezi
Kumpanyası’ndan Rupert’s land’i Satın aldı. İngiliz Kolumbiyası 1871’de, Prens
Edward Adası 1873’te New-foundland ise Labrador’u içine alacak Biçim’de 1949’da
Federasyon’a katıldı.
1898’deki İspanyol-Amerikan Savaşı’nın İspanyol-Amerikan Savaşı’nın ardından
Küba, İspanya’dan Bağımsızlığı’nı elde etti. Puerto Rico’da, Guam ve
Filipinliler’le birlikte ABD’ye bırakıldı. Panama, 1903’te Kolombiya’fan
ayrılarak Bağımsızlığı’nı İlan etti ve Kanal Bölgesi’ni ABD’ye bıraktı. Bu
Bölge 1979’da yeniden Panama’nın Egemenliği’ne verildi. ABD, 1917’de
Danimarka’dan Virjin Adaları’nı Satın aldı.
Güney Amerika
NUFUS:
ETNİK KÖKEN ve GÖÇLER:
Güney Amerika’nın Bugünkü Nufusu, 4 Etnik Bileşen’in Katkısı’yla oluşmuştur.Kolomb Öncesi’nde Kıta’da yaşayan Amerika Yerlileri, Kıta’yı 1800ler’in
Başına kadar Egemenliği altında tutan Portekizliler ve İspanyollar (İberler);
Sömürgeciler atarafından Köle olarak Kıta’ya getirilen Afrikalılar; Bağımsızlık
Dönemi’nde Denizaşırı Ülkeler’den gelen Göçmenler, özellikle Güney
Avrupalılar’dır.
Yerliler:
Güney Amerika Yerlileri’nin Kökeni Bugün hala tartışma Konusu’dur.
Antropologlar’ın Çoğu, nu Yerliler’in MÖ 25 Binyıl’dan başlayarak, muhtemelen
Bering Boğazı’ndan Dalgalar Hali’nde Kuzey Amerika’ya gelen Kavimler’in
Soyu’ndan geldiğini sanıyorlar.
MS 1500ler’de Avrupalılar’ın Keşif ve Avrupalılar’ın Keşif ve
İstila hareketleri başladığında, Güney Amerika’nın Yerli Halkı Değişik Lültür
Düzeyleri’nde bulunuyordu. Merkezi Peru olan And Toplumu, Eski Dünya’nın Mısır
ve Mezopotamya ile Eski Yunan Öncesi Diğer Kültürleri ile karşılaştırılabilir
bir Uygarlık Düzeyine ulaşmıştı. And Uygarlığı, en Geç MÖ 2500ler’de başlayan
Oluşum Dönemi’nin ardından MS I.Binyıl’da Klasik Dönemi’ne ulaştı. Mimarlığın
incelmesi, Maden İşleme, Dibi ve Törensel Merkezler’in Dışı’nda bir Kentleşme,
Askeri ve Siyasal Alanlar’da Yüksek bir Örgütlülük Düzeyi Klasik Dönem’in
Özellikleri arasındaydı. Klasik sonrası Dönem’de ise bir yayılma ve
Merkezileşme görüldü (Örn.İnka Krallığı). Bu Dönem, 1536’da İspanyollar
tarafından Sona erdirildi.
Diğer Güney Amerika Toplulukları ise 1500ler’de Toplumsal Gelişme’nin Alt ya da
Orta Evreleri’ni aşmış değillerdi. Bugünkü Arjantin ve Uruguay ile Tierra del
Fuego ve Horn Burnu Yöreleri’nin yerlileri Göçebe Avcılık Aşaması’ndayken ,
Amazan havzası ile Atlas Okyanusu kıyısı’nda yaşayan Topluluklar Avcılığın yanı
sıra tarım’ı da öğrenmişlerdi.
İstilalar Sırası’nda Yerli Nufus Konusu’nda Değişik Tahminler yürütülüyor.
Görece Gerçekçi gözükeni 14 Milyon Civarı’nda olduğudur.
İspanyollar ve Portekizliler:
İspanya ve Portekiz Egemenliği’nin Sonuna Kadar, bu Ülkeler’in Güney
Amerika’daki Kolonilerine ancak İspanyollar ve Portekizliler
girebiliyorlardı.Ama Onlar arasında da Etnik Bakımdan Büyük Farklar vardı.
Latin Soyu’ndan gelenler dışında, Vizigotlar, Yahudiler, Araplar, Berberiler ve
Mağribliler de Kıta’daki İspanyol ve Portekizli Nufus’un oluşumuna katkıda
bulundular.
İspanyollular’ın Büyük Çoğunluğu Kastiya’dan ve Güney Bölgeleri’nden geliyordu.
Sömürgecilik Dönemi Boyunca İspanya’nın Resmen Çıkış İzni verdiği Göçmen Sayısı
150.000 dolayındaydı. İzinsiz çıkanlar da muhtemelen yine o kadardı. Her 2
Yol’la da, İspanya’dan ayrılanlar’ın en çok %40’ı Güney Amerika’ya geldi.
Afrikalılar:
Güney Amerika’ya Afrika’dan çok Sayı’da Köle getirilmesine, İspanyollar’ın
Kıta’ya Girişi’nden 20-30 Yıl Sonra başlandı. İspanya, Köle Ticareti’ne ilk Kez
1518’de Resmen izin verildi.Afrika’dan, Brezilya’ya getirilen Köleler’in Sayısı
4 Milyon, tüm İspanyol Amerikası’na getirilenlerin Sayısı ise 3 Milyon
dolayında Tahmin ediliyor. Bunların Çok Küçük Bölümü And Bölgesi ile Güney’e,
Bugünkü Arjantin, Uruguay ve Şili’nin bulunduğu Bölge’ye gitti. Afrikalı
Köleler’in Çoğu Batı Afrika’dan geliyordu. Köle Ticareti 1800ler’in Başlarında
Son buldu.
Bağımsızlık Sonrası Deniz Aşırı
Göçler:
Amerika’daki Pek Çok Ülke’nin 1800ler’in Başları’nda bağımsızlığı’nı Kazanması
üzerine, Yabancılar’ın Kıta’ya Girişi’ni önleyen Kısıtlamalar kalktı. Ama Yoğun
Göçler, ancak 1800ler’in Son 30 Yıl’ından 1930lar’a Kadar gerçekleşti. Bu
Dönem’de Kıta’ya gelen 11-12 Milyon Kişi’nin yarıdan çoğu Arjantin’e, yaklaşık
%37 si Brezilya’ya yerleşmişti.
Göçmenler’in Büyük Çoğunluğu’nu Avrupalılar oluşturuyordu. Uruguay, Arjantin ve
Brezilya’ya yerleşenler’in Önemli Bölümü İtalyan’dı. Orta ve Doğu Avrupa’dan
gelen Göçmenler’in Sayısı az olmakla beraber, Toplumsal Ağırlıkları
Önemli’ydi.Özellikle 1930lar’da ve 1940lar’da, aralarında Yahudiler’in ve Diğer
Mülteciler’in bulunduğu Eğitim Görmüş, Orta Sınıf Kökenli Topluluklar, giderek
Önem kazandı.
BUGÜNKÜ NUSUS BİLEŞİMİ:
Güney
Amerika’nın Bugünkü Nüfusu’nu belirleyen Etnik Karışım, İspanyollar’ın Kıta’ya
Ayak Basması’yla başladı. Önce İberler’le yerliler arasında Yasal Evliliğe İzin
verildi. Hatta bazen özendirildi. Avrupalı-Afrikalı ve Yerli-Afrikalı
Kaynaşmasında aynı Hoşgörü’nün olmaması , Genel Etnik karışımı önleyemedi. Bu
Uzun Süreç , Fiziksel Tipler’de Büyük Değişikliğe Yol açtı. Bunların En
Önemlileri Mestizolar (Brezilya’da ‘Caboslos’ Adı
verilen İber-Yerli Karışımı) ve Çololar’dır
(Mestizo-Yerli Karışımı). Avrupalılar’ın Bağımsızlık Sonrası’ndaki Göçler’i ile
birlikte, Başka Ulusal Topluluklar da Etnik Karışıma Katkı’da bulundu. Arjantin
ve Uruguay’ın Etnik Bileşimi Tümüyle değişmiş oldu.
Ekolojik Dağılım:
Bu Etnik Gruplar için 3 Ekolojik Dağılım Bölgesi Ayırt edilebilir:
a)Yerli Bölgesi; Kıta’nın Batısı’nda, Kuzey’den Güney’e uzanan Yükseltiler’den
oluşur. Kabaca Venezuela, Kolombiya, Ekvator, Peru ve Bolivya ile örtüşür.
İspanyol Keşif ve İstilaları başladığında Kıta’nın Uygarlık bakımından en
gelişmiş ve en kalabalık kesimi bu Bölge’ydi. İspanyollar, Bölge’de Görece
İleri Kurumlar ve Önemli bir Yerli İşgücü buldular. İspanyol Egemenliği’nin İlk
Yüzyılı’ndaki en az %30luk Nufus azalmasına Karşın, Yerli Nufus’un Yine de
Önemli bir Nicelik’te kalması, Etnik Karışım’ın Yoğunluğunu artırdı. Yerli
Nufus, 1600lerin Sonlarından başlayarak yeniden artmaya başladı. Yöre’de oluşan
Yeni Uluslar 1800 ve 1900ler’de Avrupa’dan Önemli bir Göç almadığı için,
Günümüzde burada yaşayan Avrupalı Nufus’un Kökeni Büyük Çoğunlukla Sömürge
Dönemi’ne dayanır.
b)Mestizo Bölgesi, Tropik ve Astopik Ovalar’dan oluşur. Dağınık Yerli
Kabileler’in Plantasyonu’ndaki Yoğun Çalışma’ya Ayak Uyduramaması, Köleliğe
Karşı Direnmesi, Savaşlar ve Salgın Hastalıklar’la Nufus yitirmesi, Yöre’ye
Afrikalı İşgücü getirilmesine Yol açtı. Avrupalı-Yerli Karışımı seyrekleşirken,
Afrikalı Nufusun Etnik ve Kültürel Etkisi giderek arttı. Brezilya’da Siyah
(Afrikalı ve Mulatto) Nufusu’nun Oranı %30-40 a ulaşır. Siyah ve
Siyahlar’la karışmış Nufus Oranı’nın Önem Taşıdığı Diğer 2 Ülke Kolombiya ve
Venezuela’dır.
c)Ilıman İklim Kuşağıy’la örtüşen Avrupalı Bölgesi’nde, zaten Seyrek olan Yerli
Nufus gitgide daha da azalmış, Mestizolar ise Avrupa’dan gelen Kitlesel
Göçler’le iyice Azınlığa düştüler.
Güney Amerika’da Etnik Gruplar’ın Ekolojik dağılımı, Kentleşme Düzeyi’nden de
etkilenir. Kent Hayatı’nı yeğleyen Avrupalılar önceleri Büyük Kentler’e
yerleşmişlerdir. Ama 1900ler’in Ortaları’nda bu Tablo Değiştirme’ye
başlamış, Gerek Ülke İçi gerekse Ülkeler arası Göçler, Nufus’un Ekolojik
Dağılımını belirlemiştir.
Sosyo Kültürel Faktörler:
Tüm Latin Amerika’da Etnik Ölçütler, ABD ya da Güney Afrika’da olduğu
gibi Soy’a değil, Dil, Giyim-Kuşam ve Davranış Örüntüleri türünden
Sosyokültürel Etmenler’e Dayalı’dır. Bu Kıta’da da Irk Ayrımı, Irksal
Önyargılar ve Sömürü vardır. Ama ‘Irk’ sınıflaması her Zaman Kişi’nin Toplumsal
Statüsü’nce belirlenen çok Öznel bir Boyut taşımaktadır.
Güney Amerika Nufusu’nun %74ü Hristiyan (%95i Katolik) tir. Musevi, Müslüman,
Budacı ve Hindu Azınlıklar da vardır.
Dil:
Portekizce Konuşulan Brezilya, Fransızca konuşulan Fransız Guyanası, İngilizce
konuşulan Guyana ve Felemenkçe konuşulan Surinam dışında, İspanyolca Kıta’daki
Ülkeler’in Resmi Dili’dir. Güney Amerika Nufusu’nun %6,5 i Özgün Yerli
Dilleri’ni konuşur ve bunların ¾ ü And Bölgesi’nde toplanmıştır.
Güney Amerika Yerli Dilleri Büyük Çeşitlilik gösterir ve Dil
Sınıflamasında Güçlük yaratır. Yerli Dilleri’nin Çoğu, İlgili
Kabileler’in ortadan kalkması ya da Başka Diller’in Egemen olması
Sonucu’nda Yok olmuştur. Güney Amerika yerli Dilleri ile Eski ve Yeni
Dünyalar’ın Diğer Dilleri arasındaki İlişkiler tartışmalı’dır. Kolumbiya’nın
Güneyi’nde konuşulan Diller’le Kuzey Amerika Dilleri’ni birbirine bağlayan pek
az Gösterge vardır.Büyük Okyanus Kıyısı’ndaki Yerli Dilleri ile
Malaya-Polinezya Dilleri’nin Akraba olması kanıtlanamamıştır.
Yerli Dilleri’nden Kimileri’nin Bugüne Kadar Varlığını koruyabilmesi, bu
Diller’in konuşulduğu Uygarlıklar’ın Başlangıç’taki Düzeyi ile Bağlantılı’dır.
And Yaylaları’nın Keçua ve Aymara Dilleri bunlardan en yaygın olankrdır.
Bolivya’da Nufus’un %60’ı, Peru’da %40’ı, Kolombiya’da ve Ekvator’da yine
Önemli bir Bölümü bu Diller’i konuşur. Diğer Önemli Yerli Dili, Paraguay’da
konuşulan Guarani Dili’dir. Kültürel Gelişme’nin daha alt düzeyindeki
Topluluklar’ın Dilleri Bugün Büyük ölçüde yok oldular.
Yerli Dilleri gibi Bugün Yok olmuş Afrika Lehçeleri de, Portekizce ve
İspanyolca üzerinde geçmişte belirli bir Etkide bulundu.
Toplumsal Değişme:
Yerliler’e ve Diğer Etnik Gruplar’a Karşı Ayrımcı Kurallar koyan Yasalar,
Bağımsızlık’la birlikte ya da 1800ler Süresince kağıt üzerinde Yürürlük’ten
kaldırıldı.Ama Yerliler’in ve Afrikalılar’ın Durumu Çoğu Zaman değişmedi. Hatta
kötüleşti. Çünkü hem Liberal Yasalar Yerli Topluluklar’ın Yasal Varlığı’na ve
her türlü Ortak Mülkiyet’e Son vermeye yöneliyor, hem de Sömürü Biçimleri Hiç
değişmeden Varlığını sürdürüyordu. 1800ler’in, Yerliler’i ve Afrikalıları
‘Aşağı’ Irk olarak gören Biyolojik Öğretileri de bu şartlar’ı desdekliyordu.
1900lerde ise Yaklaşımlar’da Önemli Değişiklikler görüldü. Latin Amerika’da
Hükümetler’i Yerli Toplulukları Korumaya Yönelik Özel Kuruluşlar oluşturdular.
Bu Topluluklar’ın Varlığı yeniden Yasal olarak tanındı. Tarım Reformu
Tasarıları hazırlandı. Bazı Yasal ve Yönetsel Yenilikler’e gidildi. Ama
Uygulama’da bunların Kalıcı Sonuçlar vermesi sağlandı.
Bugün Yerli Kabileleri ile Yerli Toplulukları’nın Durumunu birbirinden Ayırt
etmek İmkanlı’dır. Kağıt üzerinde ‘Koruyucu’ Bazı Düzenlemeler’den yararlanması
gereken Yerli Kabileler Ulusal Hayat’tan dışlanmış, Marjinal bir
Konum’dadırlar. Toplam Nufus’un çok Küçük bir Bölümünü oluşturan bu Kabileler’e
Gran Chaco ve Amazon Bölgeleri ile Peru ve Bolivya’nın Dağlık
Kesimleri’nde rastlanabilir. Bu Kabileler, ya Kötü Hayat Şartları ve Hastalık
gibi Nedenler’le Fiziksel olarak Yok olmakta ya da Ulusal Toplum’un bir Kesimi
içinde eriyerek ortadan kalkmaktadır.
Kabile Düzenini aşmış Yerli Toplulukları ise, İstilalar Öncesi’nde Görece
Yüksek bir Uygarlık Düzeyi’ne ulaşmış Toplumlar’ın Uzantıları’dır. Ama Sömürge
Yönetimi dolayısıyla Kültürleri Büyük Değişim’e uğramıştır. Bu Topluluklar,
başta Peru olmak üzere Bolivya ve Kolombiya ve Venezuela’nın Kimi Yöreleri’nde
görülür. Bazıları Peru Hükümeti tarafından resmen tanınmıştır. Bazıları Sömürge
Dönemi’nin Geleneksel Yönetici Kadroları’nı (Alcalde)
korumaktadır. Çoğu da Yasal olarak Ülke’nin Genel Yönetim Organları’na
Bağlı’dır. Ama Yakın Zamanlar’a kadar, Büyük Malikhaneler’e (Hacienda)
Yarı-Feodal bir Bağımlılık içinde olmuşlardır. Özellikle 1952 Bolivya
Devrimi’nden ve Peru’daki Toplumsal ve Siyasal Dönüşümler’den sonra bu Durum
Hızla değişmeye başladı.
DEMOGRAFİ:
Güney Amerika Demografik Geçiş Süreci’nin Doruk Noktası’nda sayılabilir. Bu
Süreç 3 Ana Aşama’yı içerir. Geleneksel 1.Aşama, Yüksek Doğum ve Ölüm Oranları,
Nufus Dengesi’ni korur. 2.Aşama’da, Yüksek Doğurganlık Oranı sürerken Ölüm
Oranları’nın Düşmesi, Hızlı bir Nufus Artışı’na Yol açar. Son Aşama’da ise;
Doğurganlık Oranı’nın da Düşmesiyle Nufus Artışı yavaşlar.
Sanayi Öncesi Dönem’de Avrupa’da Doğurganlık Oranı %0 30-35i çok Ender aşarken,
Bazı Örnekler dışında Güney Amerika’da bu Oran %025-40 arasında değişmiştir.
Arjantin, Şili ve Uruguay’ın Kuzeyindeki Tropik Güney Amerika Ülkeleri’nde
1055-65 arasında Yıl’da %3’e ulaşan Nufus Artış Hızı 1979’da ancak %2,4 e
inmiştir. En Çarpıcı Düşüş Brezilya ve Kolombiya’da görülmüştür. Ilıman İklim
Kuşağı’nda, 1950ler’le 1070ler arasında Doğurganlık’ta görülen Düşüş
dolayısıyla, Nufus Artışı da Görece Yavaş olmuştur.
Arjantin ve Uruguay,1930lar’dan bu yana, Geçiş Sürecinin Son Aşamasındadırlar.
Şili’de 1920ler’den bu Yana Doğurganlık Oranı düşmektedir.
Avrupa’da Ölüm Oranları’nın Düşmesi, 100-150 Yıllık bir Süre alırken, Güney
Amerika’da daha hızlı bir Düşüş görülmüştür. 1990’de 25-30 Yıl olan Ortalama
Ömür Son Dönemler’de 60 Yıl’a yükselmiştir.
Doğurganlık:
Güney Amerika’da Nufus Patlaması ,Geleneksel Yüksek Doğurganlık Oranları
sürerken, Ölüm Oranları’nda Düşüş olmasının Sonucudur. Sağlık Hizmetleri’nin
yaygınlaşmasıyla Ölüm Oranları’nda Düşüş sağlanabilirken, Doğurganlık’ta
kendiliğinden bir Düşüş gerçekleşmesi Çok Karmaşık, Toplumsal ve Psikolojik
Dönüşümleri gerektirir. Artıca Avrupalı ve Yerli Toplumları’na Özgü Değerler
de, Doğurganlık’taki kendiliğinden Düşüşü geciktirmektedir. Hükümetler’in
başlattığı Aile Planlaması Girişimleri, Katolik Kilisesi ile Bazı Siyasal
Partiler’in engellemesiyle karşılaşmaktadır.
Yine de Bazı kendiliğinden Değişmeler Yok değildir. Kentli Orta Sınıflar Doğum
Kontrolü Yöntemleri uygulamakta, Eğitim Düzeyi yükseldikçe Kentler’deki
Doğurganlık Oranı da düşmektedir. Ama Kırsal Nufus’un Çokluğu ve Eğitim görmüş
Kentli Nufus’un Toplum içindeki Göreli Azlığı, bu Gelişme’nin Ulusal Düzey’deki
Oranlar’a yansımasını önlemektedir. Süreç Bütünü’yle Doğal Gelişimi’ni izlediği
Taktir’de, Kıta’daki Tüm Ülkeler’in Düşük Doğum ve Ölüm Oranları ile tanımlanan
Modern Aşama’ya ulaşabilmesi birkaç Onyıl daha alacaktır.
Hızlı Nufus Artışı’nın Etkileri:
Hızlı Nufus Artışı’nın Önemli Demografik ve Toplumsal Sonuçları vardır. Nufus
Artışı’nın en Yüksek Oranlar’a ulaştığı Dönemler’de Toplam Nufus içindeki
Çocuklar’ın Oranı artar. Güney Amerika’da da 15 Yaş’ın Altındakilerin Toplan
Nufus’taki Payı Görece Yüksek’tir (Yaklaşık %50).Dolayısıyla, Çalışma
çağı’ndaki Nufus Oranı Düşük ve bu Kesim üzerindeki Ekonomik Yük de daha
Ağır’dır. Bu Yükü hafifletici bir Verimlilik Artışı da sağlanabilmiş değildir.
Kentleşme:
Hızlı Nufus Artışı’nın bir Başka Sonucu, Kentsel
Patlamalar’dır. Güney Amerika, ileri sanayileşmiş Bölgeler’den sonra, Dünya’da
Kentleşme’nin en Yüksek olduğu Alanlar’dan biridir. Kentsel Yoğunlaşma,
özellikle 1930lar’da Büyük Artış göstermiştir. Kıta’da, Nufusu 10.000 i
aşan Kentler 1950’de Toplam Nufus’un %25’ini barındırırken 20 Yıl sonra
bu Oran %50’ye ulaşmıştır. Kentleşme Oranı Uruguay, Arjantin, Şili ve
Venezuella’da özellikle Yüksek’tir. Bu Ülkeler’in her birinde Nufus’un %80i
Aşkın Bölümü, Kentsel Alanlar’da yaşamaktadır. Yalnız 3 Kent’in (Rio de
Janeiro, Sao Paulo, Buenos Aires) Kentsel Alanları’nda 30 Milyon’dan çok İnsan
yaşamaktadır.
Yaygın Kanı’nın Tersine, Kentsel Nufus Artışı’ndaki Ağırlıklı Etken, İç Göç
değil Doğal Nufus Artışı’dır. İç Göç’ün Başlıca Nedenleri ise, Kırsal
Bölgeler’de Hayat Düzeyi’nin Düşüklüğü ve Toprak Mülkiyeti’nin az sayıda elde
toplanmış olmasıdır.
Yüksek kentleşme Oranına Karşılık, Bütün olarak Güney Amerika’da Nufus
Yoğunluğu km Kare Başına 15 Kişi ile Çok Düşük Düzey’dedir. En Düşük Nufus
Yoğunluğu Surinam ve Guyana’da, en Yüksek değer ise Ekvator ve Kolombiya’da
görülür. Nufus Yoğunluğu’nun Yüksek olduğu Bölgeler, Metropoliten Alanlar’da ve
onların Hinterlandlar’ıyla Sınırlı’dır.Güney Amerika, gitgide üzerine Yoğun
Nufuslu az sayıda Ada’nın serpiştirildiği Büyük bir Boşluğa dönüşmektedir.
YÖNETSEL ve TOPLUMSAL KOŞULLAR:
Güney Amerika Ülkeleri’nin Çoğunda Demokratik olmayan Yönetimler İşbaşı’ndadır.
Falkland Adaları, Fransız Guyanası ve Surinam Dışı’ndaki Kıta’daki Siyasal
Birimler’in Tümü, Kağıt üzerinde Demokratik Cumhuriyetler’le yönetilir. Ama
Bunlar’dan Bolivya, Şili ve Uruguay’da doğrudan Askeri Yönetimler
İktidar’dadır. Surinam Sivil Yönetim’e Geçiş Dönemi içindeydi. Arjantin
1983’te, Brezilya 1985’te, Sivil Yönetim’e geçtiler. Paraguay ve Guyana’da
Ordu’nun Desdeği’ndeki Sivil Yönetimler İşbaşı’ndadır. Yalnızca Venezuella,
Kolombiya, Peru ve Ekvator Demokratik Rejimler’le yönetilmektedir. Fransız
Guyanası, Fransa’ya Bağlı Denizaşırı bir İl Durumundadır. Falkland Adaları
İngiltere’ye Bağımlı’dır.
Güney Amerika Ülkeleri’nin çoğunda Tam Yargı Bağımsızlığı’ndan Söz edilemez.
Yüksek mahkemeler, genellikle Dış (Özellikle Askeri) Müdahaleler’e Açık’tır.
Venezuelle dışında Kıta’nın Kuzeybatı’sındaki And Ülkeleri, BM’in Öngördüğü
Günlük Asgari Kalori Düzeyi’ne ulaşabilmiş değildir. Bolivya, Ekvator ve
Kolombiya ve Peru’da Ortalama Ömür, Kıta’nın geri kalan Kesimleri’nden daha
düşük, Çocuk Ölüm Oranı ise daha Yüksek’tir.
Solunum Hastalıkları , And Ülkeleri’nda Başlıca Ölüm Nedeni’dir. Kıta
Ölçeği’nde Frengi ve Tifo Yaygın Hastalıklar arasındadır. 1980’de Bolivya’da 49
Yaş olan Ortalama Ömür, Uruguay ve Arjantin’de 70 Yaş’a yaklaşabilmektedir.
Brezilya’da ise Ortalama Ömür yaklaşık 62 Yıl’dır. Nufus Başına Hekim Sayısı
genelde Arhantin ve Uruguay’da ABD’dekine Yakın Düzey’dedir. Kısa Düzeyi’nde
Çocuk Ölüm Oranları %030-60 arasında değişmektedir.
1980’de Arjantin, Şili, Uruguay ve Guyana’da hem Kadın, hem de Erkek Nufusun
Okuryazarlık Oranı %91 ve üzerindeydi. And Ülkeleri’nde Kadınlar’ın
Okuryazarlık Oranı Genellikle Erkeklerinkinden daha Düşük’tür.
Güney Amerika Ülkeleri’nin Çoğunda Yaşlılar’a, Hastalar’a, Doğum yapan
Kadınlar’a Yönelik ve en azından Sanayi, Ticaret ve Devlet Kesimleri’nin
İşçileri için İş Kazalarını kapsayan Sosyal Güvenlik Programları
geliştirilmiştir. İşsizlik Sigortası ve bakmakla Yükümlü olunan Aile
Bireyleri’ne Ek Yardım Programları ise genellikle Az gelişmiştir.
Güney Amerika’da Basın Özgürlüğü Kısıtlı’dır. Kıta Ülkeleri’nin Çoğunda
Basın-Yayın Organları üzerinde gerek Askeri Hükümetler, gerekse kapatılmaktan
ya da Başka Yaptırımlar’dan kaçınmak için Doğru’dan Doğruya Yayın Organlaro
tarafından Sansür uygulanmaktadır. Bu Durum, bir Zamanlar
Gazetecilik Hayatı’nın Gelişmişliğiyle Ün yapmış olan Arjantin ve Uruguay için
Özellikle Geçerli’dir. Buna Karşılık Venezuella ve Ekvator’da Basın Büyük
ölçüde Özgür’dür. Peru’da ise 1980’den sonra önceki Yasalar’a oranla daha az
Kısıtlayıcı Basın Yasaları Yürülüğe kondu.
KÜLTÜREL YAPI:
Güney Amerika’da Kültür Hayat’ın Temelini, İberik Yarımadası’nın Değerleri,
Amerika Yerlileri’ne ve Afrikalılar’a Özgü Folklor, Müzik ve Sözel Gelenek
Ögeleri oluşturur. Yerli Etkisi özellikle Andlar’da ve Amazon Havzası’nda;
Afrika Etkisi ise Brezilya’da Güçlü’dür. Ayrıca Alman ve İtalyan Göçmenler’in
Gelenekleri ile Görece Yakın Zamanlar’da Batı, özellikle ABD Kökenli Teknolojik
Yenilikler de Bölge Kültürü’nde Etkili oldu. Arjantin, Uruguay, Şili ve bir
oranda da berzilya’daki Avrupa Etkisi, Sanat Galerileri’nde, Müzeler’de ve
Konser Salonları’nda kendini gösterir. Andlar’ın Kuzey Bölümü’nde kalan
Ülkeler’de ise İspanyol Sömürge Mirası’nın Etkisi hala Belirgin’dir. And
Ülkeleri’nde Yerel şenlikler, Yünlü Eşyalar’ın Çoğunlukla Yerli olan Bölge
Halkı’nın Hayatı’ndaki Önemini yansıtır. Okyanus Kıyısı’ndaki Plajlar ve Futbal
Maçları pek çok Güney Amerikalı için en Önemli Eğlence Ögeleri’dir.
TARİH
COLOMB ÖNCESİ:
Avrupalılar’ın 1500ler’deki İstilaları’ndan önce Güney Amerika’da yaşayan
Halklar, Meksika ve Orta Amerika’daki Maya ve Aztekler’in tersine henüz Yazı’ya
geçmemişlerdi. Yazı’ya Dayalı bir
Takvimleri yoktu. Bu Nedenle, Kıta’nın Tarihöncesi’ne İlişkin
Bilgiler,Arkeolojik Bulgular’la Yerel Söylenceler’e ve İlk Kaşifler’in
Kayıtları’yla Sınırlı’dır.
Eski Kültürler:
Güney Amerika’ya İlk Yerleşenler, Orta Amerika Yolu’yla Kuzey’den gelen Göçebe
Avcı, Balıkçı ve Toplayıcı Topluluklar’dır. Bu Topluluklar’a İlişkin Kalıntılar
Ekvator, Doğu Brezilya ve Güney Şili gibi, birbirinden oldukça Uzak Yöreler’de
bulunur. Kalıntılar arasında İnsan İskeletleri ile Taş ve Kemik Aletler de
vardır.
Avcılık ve Toplayıcılık, Kıta’nın Güneyi’nde Tarihöncesi Dönem boyunca
varlığını sürdürdü. Ama Diğer Kesimler’de, daha Gelişkin Kültür ve
Uygarlıklar’ın Oluşumu Tarım’a Dayalı’ydı. Güney Amerika’nın en İleri
Uygarlıklarının Temeli Yoğun Tarım’dı. Bu
Tür Tarım’ın en
Gelişkin Örnekleri, Büyük Okyanus Kıyısı boyunca uzanan And Dağları’nda,
özellikle Peru’daki Dağlar’da ve Kıyı Şeridi’nde, Bolivya’nın da bir Kesimi’ni
kaplayan Orta Andlar’da ortaya çıktı.
Peru’nun Kuzey Kıyıları’ndaki en Eski Kalıntılar, Geçimini Ağırlıklı olarak
Balıkçılık ve Kabuklu hayvan Toplayıcılığı’yla sağlayan ana Sukabağı, Kabak,
Fasulye, Kırmızıbiber ve Pamuk Yetiştiriciliği’yle de uğraşan Topluluklar’ın
varlığı’nı göstermektedir. MÖ 3000-1000 arasında ait Buluntular Henüz Çanak
Çömlek Yapımı’na başlamamış olan bu İnsanlar’ın yine de Pamuk Lifleri’nden
Elbise, Sepet ve Hasır Ürettikleri’ni, ayrıca Kabaca yontulmuş Aletler
yapabildiklerini gösteriyor.
MÖ I.Binyıl’da Seramiş İşlemeciliği’nin yanı sıra Gerçek Anlam’da Dokumacılık
ile Darı ve Amonyak Tarımı’nın da yerleştiği, Uzun bir Oluşum Süreci
başlamıştır. Sulama Sistemleri’nin Kurulması, maden İşsleme’de Yeni
Teknikler’in geliştirilmesi, İnşaatlar’da Güneş’te kurutulmuş Kil Blok
kullanılması, bu Sürec’in diğer Belirtileri’dir.
MÖ 400-MS 600 arasında Orta Andlar Bölgesi’nde Belirgin Bölgesel Kültürler’in
ortaya çıkmasının Temelinde de bu Süreç vardı. Klasik Dönem olarak adlandırılan
bu Evre’de Seramik ve Maden İşlemeciliği’nde, Dokumacılık’ta ve Mimari’de
Yüksek bir Sanatsal ve Teknik Düzey’e ulaşıldı. Önde gelen Yerel Kültürler ,
Peru’nun Kuzey Kıyıları’nda Moche, Güney
Kıyıları’nda Nazca, Kuzey Yaylaları’nda Becuay, Bolivya’da ise Pucara ve Tiahuanaco idi.
Giderek güçlenen Yerel Kültürler Çevre’ye de Yayılma’ya başladı. Örneğin Tiahuanaco Kültürü Bolivya’ya, Kuzey Şili’ye ve Peru’nun
Kızı ve Yüksek Alanları’na yayıldı. MS 600-1000 arasında Dini Dürtüler’den
kaynaklanan bu yayılma, gerçek bir Dini ya da Siyasal Birlik yaratamadı. Tiahunacolar Gücünü yitirince, Bölgesel Kültürler yeniden
canlandı. Bunlar’dan Kuzey Kıyısı’ndaki Cimular ‘İmparatorluk’
denebilecek bir Örgütlülüğe ulaştılar. Peru’da bugünkü Trujillo Yakınları’nda
Chan Chan Adlı Büyük bir Tören Kenti de kuran Çimu Devleri Siyasal ve Dinsel
Örgütlenme Açısından, onu izleyen İnka Krallığı’na
pek çok bakımdan benziyordu.
İnkalar:
İspanyollar’ın keşfettiği İnka Krallığı Kültürel Gelişmesi’nin Doruğu’ndaydı.
Orta Abdlar’ı birleştirerek Kuzey’de Kolombiya’ya, Güney’de ise Arjantin ve
Şili’ye uzanan İnkalar’ın Tarihi Manco Capac’ın Önderliği’nde Güney’den Cuzco Yöresi’ne doğru çıktıkları Göç’le
başlatılır. Başka And kabileleri gibi Cuzco vadisi’nde Yıllarca yaşayan
İknalar,zamanla güçlenerek Çevre’deki Kabileler üzerinde de Nufuz
kazandılar. Bir Yanı’yla Dinsel İnançlar taşıyan Fetih hareketleri, İnkalar’ı
bir Kabile Konumu’ndan Yönetici bir Kast Konumu’na yükseltti. Yöneticilerini
de, Yeryüzü’ndeki Tanrı olarak görüyorlardı.
MS 1200 Dolayları’nda yaşadığı sanılan ve Tarihçilerce MancoCapak’ın Oğlu olarak tanımlanan Sinchi Roca’dan sonra, İnkalar’ın Gücü Güney’e doğru, Kolla Halkları arasında da yayıldı. İknalar Titicaca Gölü’ne kadar
uzandılar. İnka Egemenlik Alanı’nın Batısı’nda ve Kuzeybatısı’nda yaşayan Çanka Halkı’nı, Kolla Kavimleri’nin Desdeği
ile yenen İnkalar’ın Krallığı Böylece çok daha Geniş bir Alan’a yayıldı. İnka
Krallığı, böylece çok daha Geniş bir Alan’a yayıldı. İnka Krallığı en Güçlü
Dönemi’nde, Arjantin’deki Tucuman’dan, Dağ Şeridi Boyunca Kuzey’e uzanarak
Ekvator’daki Quito’ya ulaşıyordu. Bu Dönem’de İnka Krallığı yaklaşık 2,5 Milyon
km karelik bir Alan’a yayılıyor, yaklaşık 6 Milyonluk bir Nufus barındırıyordu.
Güney Amerika’nın Diğer Yöereleri’nde Nufus çok daha Seyrek, Uygarlık Düzeyi
çok daha Düşük’tü. Kuzey’deki Dağlar’da Çıpçalar, yine
Kuzey Kıyıları’nda ise Karipler ve Aravaklar yaşıyordu. Brezilye’da ve Üst Plata Havzası’nda
Yarı Göçebe Kültür’e Sahip Tupi-Guarani Kabileleri,
Kıta’nın Güney Ucu’nda ise, Doğu’da Patagonyalılar,
Batı’da ArokanlarDağınık Birimler halinde yerleşmişlerdi.
KEŞİFLER:
Kolomb’un Yenidünya’ya 1498’de yaptığı 3.Sefer sırasında, Bugünkü
Venezuella’daki Orinoco Irmağı Ağzı’nda Kara’ya çıkmasıyla, Kıta’nın
Avrupalılarca İstilası başladı. 1509’a gelindiğinde, Rio de la Plata’ya kadar
Tüm Doğu öğrenilmişti. 1513’te Vasco Nunez de Balboa’nın Panama Kıstağı’nda Büyük Okyanus’u keşfetmesinden
sonra 1520’de Fernao
de Magalhaes (Macellan) kendi Adını taşıayacak olan Boğazı dolaştı.
1527’de Pizarro Peru Kıyıları’na çıktı. Pizarro, 1533’te İnka Krallığı’nı Ele geçirdikten sonra 1535’te Lima’yı
kurdu. Aynı Yıl Diego
de Almagro, Şili’yi Ele geçiriyor, Pedro de Mendoza ise Buenos Aires’te bir Yerleşme kuruyordu.
1537’de Jimenez de
Quesada, Çıpçalar’ı Egemenlik altına aldıktan sonra Kolombiya’da
Bogota’yı kurdu. 1541’de Pedro de Valdivia, Santiago
de Chile’yi kurarken, Francisco de Orellana da
Ekvator’un Doğu’sundan Yol’a çıkıp Amazon Irmağı’nı izleyerek Atlas Okyanusu
Kıyısı’na ulaşmıştı. 1500ler’in Ortaları’nda Avrupalılar Yerleşme Amacıyla
Kıta’ya gelmeye başladılar. Yüzyıl tamamlandığı’nda Kıta’daki Başlıca
Kentler’in Teneli atılmış bulunuyordu.
SÖMÜRGE DÖNEMİ:
Batı Kıyısı’ndaki Yerleşmeler:
İspanyollar’ın İnka Bölgesi’ne Yönelik İlk Girişimler’indeki Dürtüleri, Değerli
Madenler’in elde edilmesiydi. Yerliler’in Elindekiler alındıktan sonra, daha
Çoğu için Madencilik başladı. Ama Yiyecek ve Giyeceğe de gereksinim vardı.
Ayrıca Keşif Grupları’yla birlikte gönderilen İspanyol Din Adamları’nın Görevi
yerlileri Hristiyanlaştırmaktı. Böylece Tarım’a ve Avrupa’dan getirilen
Hayvanlar’ın beslenmesine Dayalı İlk yerleşmeler ortaya çıktı.
Peru, Bolivya ve Kolombiya başlıca Madencilik Alanı’ydı. Altın Dağınık, Gümüş
daha Bol’du. Madencilik dışında Başlıca Tarım Bölgesi, Peru Kıyı Şeridi’nin
yanı sıra Şili’nin Orta Vadisi’ydi.
1500ler’in Sonu’na gelindiğinde Kıta Büyük Ölçüde Ele geçirilmişti. And
Toprakları Madencilik ve tarım’a Dayalı yerleşmeler’den oluşan Geniş bir Sistem
içinde toplanmıştı. Gerek Tarım, gerekse Madencilik Yerli Emeğine dayanıyordu.
Kıta’ya İspanya’dan görece AzAile geldiğinden, Yönetsel ve Askeri Amaçlar’la da
Kıta’da bulunan İspanyollar’ın yerli kadınlar’la kaynaşması Sonucunda mestizo
Adı verilen Melez Tip gelişti. Sayıları giderek artan Mestizolar,
İspanyollar’ın Kıta’daki Etkinlikleri’nde Önemli Yardımcı İşlevler gördüler.
1600ler’de en Zengin Rezervler bir Bölümü’yle de olsa tükenince madencilik
yerleşme Açısı’ndan Eski Çekiciliği’ni yitirmeye başladı. Yaylalar’da Merinos
Koyunculuğu, Şili, Peru ve Arjantin’in Batısı’nda Bağcılık ve Zeytin Üretimi,
Ekvator’da Hurma Kozalağı, Balsa Ağacı ve 1700’den sonra da Kınakına Önem
kazanmaya başladı. Gemi Yapımcılığı’da hızlandı.
Doğu Kıyısı’ndaki Yerleşmeler:
Doğu Kıyısı’nda Yerli Nufus daha azdı. Ayrıca bu Kıyılar’daki 200 Yıl boyunca
Yer altı Kaynağı bulunamadı. Dolayısıyla, önceleri Bölge’deki Yerleşmeler
Tarım’a ve Bölge’nin Doğal Ürünleri’ne Dayalı’ydı. Plata Bölgesi’nin Ele
geçirilmesini Yerliler’in Direnişi geciktirdi. Paraguay’da ise İspanyollar
Göçebe olmayan ve kendilerine Karşı direnmeyen Yerliler’in Yaşadığı Sulak bir
Bölge bulunca 1537’de Asuncion’u kurarak Yerleşim’e başladılar. 1700ler’in
Sonları’nda, Orta Arjantin’in Doğusu’nda Humusça Zengin Topraklar’da Tahıl
üretiliyor, Ovalar’da Sığır besleniyor, Kuzey’de ve paraguay’da ise Tropik
Ürünler’le Mate (Paraguay çayı) yetiştiriliyordu. Yer altı
kaynağı bulunmaması ve İspanyollar’ın, Peru Aracılığı’yla İspanya’dan gelen
ürünler dışında her Türlü Ticareti Yasaklaması, Bölge’nin Gelişmesini
engelledi.
Kıta’nın Yaklaşık Yarısınını kaplayan Brezilya’daki Portekiz Yerleşmeleri,
Tropik Ürün Plantasyonları oluşturulması Amacıyla Soylular’a bağışlanan 20
Capitania Aracılığı’yla gerçekleşti. Yerliler’den umulan verim alınamayınca
Afrika’dan getirilen Köleler’in çalıştırıldığı bu Plantasyonlar’da Şeker,
Pirinç,Tütün, Çivit ve kakao Üretini yapılıyordu. Boya Eldesinde ve
Doğramacılık’ta kullanılan Ağaç, Ahşap ve Hayvan Derisi de İhraç Ürünleri
Arasındaydı.
1700ler’de Minas Gerais Bölgesi’nde Altın, Elmas ve çok Değerli madenler
keşfedilince Brezilya’ya Nufus Hareketi başladı. Bu Ülke 100Yıl’ı Aşkın Süreyle
Dünya’nın Başlıca Altın Üreticisi Konumunu korudu. Güney’de daha yavaş gelişen
yerleşmeler, Büyük ve Küçükbaş Hayvan Yetiştiriciliğine dayanıyordu.
Portekiz ve İspanyol
Sömürgeciliği’nin Mirası:
Güney Amerika’nın Siyasal Coğrafyası, Büyük ölçüde İspanyollar ve
Portekizliler tarafından oluşturulan Yönetsel ve Yargısal Bölüm’ün Ürünü oldu.
İspanyollar’ın kurduğu 3 Genel valilik (1542’de Lima, 1717de Nueva Granada,
1776’da Rio de la Plata), capitania ve aufiencia’lar
(Kısmen Yönetsel kısmen Yargısal Nitelik taşıyan Birimler) Kıta’nın Siyasal
Sınırları’nı belirledi. Coğrafi Özellikler’in ve Yabancı Çıkarları’nın
yanı sıra, İspanyol Yönetimi’nin, her Birimi yalıtılmış bir Konum’da tutması
da, İspanyol Amerikası’nın önce 10, sonra da 20 Ayrı Devlet’e Bölünmesine Yol
açtı.
Brezilya’nın Bütünlüğü’nü korumasına karşın Eyaletler’e ayrılması ve bu
Eyaletler’in Bölgeci Tutumları, Portekiz Yönetimi’nin Etkileriyle ve Merkezi
Denetim’in Gevşekliğiyle , bir oranda, açıklanabilir. Güney Amerika’nın
Bağımsız Ulusları’nın Siyasal Örgütlenmesi, Fransız ve Amerikan Modelleri’ni
izlemiş olmakla birlikte özellikle 1800ler boyunca gözlenen Siyasal Kültür,
Değerler Yapısı, Tutum ve Davranış Örüntüleri Büyük ölçüde İspanyol-Portekiz
Siyasal Yapılanmasını yansıtır.
Düşünsel Hayat’ta ve bir oranda de Eğitim’de, başta Fransa Kökenli olmak üzere
Güçlü bir Avrupa Etkisi görülür. Ama İspanya ve Portekiz’in Düşünsel Mirası, bu
2 ülke’nin Dilleri’yle Birlikte Güney Amerika’nın Yeni Uluslarına da
aktarılmıştır. Gerek İspanyolca gerekse Portekizce Kıta’nın Yerel Şartları’ndan
etkilendi. Güney Amerika’da konuşulan İspanyolca, İspanya’da konuşulandan Bazı
bakımlardan Farklı olduğu gibi Değişik Uluslar arasında da Farklılık gösterir.
Kıta yerlileri’nin yanı sıra Arjantin ve Uruguay’daki Diğer Avrupalı
Göçmenler’in de bunda Rolü oldu. Portekizce’nin, Portekiz ve Brezilya’da
konuşulan Biçimleri arasındaki Farklar, İspanyolca’da gözlenenden de Büyük’tür.
Güney Amerika’da İspanyol-Portekiz Sömürge Sömürge Dönemi’nin Kesintisiz
Etkisi, Ekonomi Alanı’nda da gözlenir. Sömürge Dönemi’nde Güney Amerika, bir
Hammadde Üreticisi ve başta İspanya olmak üzere Avrupa Ürünleri için bir Pazar
Konumu’ndaydı. Bu Dönem’de İmalat sanayisi engellendi. Ekonomi’nin Geri
kalan Bölümü Geçimlik Tarım ve Yerel Aly Sınıflar’ın Tüketime Yönelik Küçük El
Zanaatları ile sınırlandı. İşlenmemiş Temel Ürünler’in İhracına Dayalı bu
Çerçeve, Bağımsızlık’tan sonra da Uzun Süre varlığını korudu. Kimi Ülkeler’de
Bugün de ortadan kalkmış değildir.
Toprak Tasarruf Sistemi ve Çalışma İlişkileri’nin Sürekliliği de Toplumsal
Örgütlenme ve Tabakalaşma’yla yakından İlgili’dir. Hacienda(Brezilya’da Fazenda) Adını alan
Büyük Toprak Mülkleri, Sömürge Toplumu’nun Temel Taşları’ndan Biri’ydi. Hacienda, yalnızca Ekonomik bakımdan değil, giderek Toplumsal
ve Siyasal bakımdan da kendine yeterli, özerk Birimler’e dönüştü. Hacienda’yı
Elinde tutan Büyük Toprak Sahibi, kendi Ailesi’nin yanında, Hizmetçiler,
Serfler ve Köleler üzerinde de her açıdan Mutlak yetki taşıyordu. 1600ler’de,
Kentler’de odaklaşmış Sömürge Yönetimi’nin Gücü’nün Zayıflaması,
Bağımsızlık’tan sonra ise Eski Devlet Örgütü’nün dağılması, Haciendalar’ın
İşlevini daha da sağlamlaştırdı.
Sömürge Dönemi’nde oluşturulan Çalışma İlişkileri de İspanyol ve Portekiz
Yönetimi’nin Çelişik Durumları’nı yansıtır. Belirli Sayıda Yerli’nin bir
İspanyol’un Sorumluluğu’na ‘Teslim edilmesine’ dayalı encomiendaSistemi , Yerel halk’ın Korunmasını ve Hristiyanlığın
yayılmasını amaçlarken, Yerliler’in Köleleştirilmesi ya da Serfleştirilmesi ile
sonuçlandı. Encomienda 1700lerin Sonunda, kaldırıldıysa da, Özündeki
Yarı-Feodal İlişki Haciendalar’da Varlığını sürdürdü ve Uğradığı Bazı
Değişiklikler’e karşın 1800ler boyunca Tümüyle ortadan kalkmadı. Bazı
Bölgeler’de, Toplumsal Değişim’in Kırsal kesim’de de Etkisini duyurduğu
1900ler’in İlk Yarısına kadar, Benzer İlişkiler Yürürlük’te kaldı.
Sömürge Dönemi’nde Yasalar’ın tanıdığı Başlıca 3 Zümre vardı:İspanyollar,
Yerliler ve Kastlar (Castra). Son Grup, Mesitzo ve Mulatto gibi Melezler Afrikalı
Köleler’den oluşuyordu. Avrupa’da doğmuş İspanyollar, Yönetim Görevleri ve Dış
Ticaret’teki Tekelleri ile en Üst Tabaka idi. Onları Koloniler’de doğmuş
Kreoller (Beyazlar, Beyazımsılar), Mestizolar ve Mulattolar izliyordu.
Toplumsal tabakalaşmanın en altında ise Yerliler bulunuyordu.
Sömürgecilik Dönemi’nden devralınan bu Toplumsal Yapı, Yeni oluşan Devletler’de
Tutarlı bir Siyasal Düzen’in yaratılmasını Engelledi. Ayrıca Hammadde,
İhracı’nın Ekonomi’deki Büyük Ağırlığı, Büyük Toprak Sahipleri’nin Gücünü
pekiştirirken, hem Dışa Bağımlılığı sürdürüyor, hem de köhnemiş Toplumsal
Yapı’yı süreklileştiren Toplumsal İlişki Biçimlerini besliyordu.
GÜNEY AMERİKA’DA SÖMÜRGE YÖNETİMİ’NİN
SONU:
1600ler’de ,Venezuela dışında İspanya’nın Güney Amerika’daki Tüm Toprakları
Peru Genel Valiliği’ne Bağlı’ydı. 1700ler’de ise diğer İspanya Genel
valilikleri oluşturuldu. İspanya’daki bir Konsey’in atadığı ve Toprak
Sahipleri’nden seçilen Valiler’in neredeyse Mutlak Yetkileri vardı.
1700ler’in Sonları’na gelindiğinde İspanyol Sömürgeleri’nde Devrim olgunlaşmaya
başladı. Napoleon Savaşları Debrim’in Kıvılcımını alevlendirdi.
1808’de Napolen İspanya ve Portekiz’i İşgal etti. Kendi
Savunması’yla uğraşan İspanya, Güney Amerika’daki Sömürgeleri’nin Denetimini
hemen tümüyle elinden kaçırdı. Bağımsılığa doğru ilk Adımlarını atan Koloniler
, kendi Junta’larını oluşturdular. Napoleon’un İşgali’nden Kısa süre Önce Brezilya’ya giden
Portekiz Kralı VI.Juan, bu Ülke’deki Portekiz Yönetimi’ni Koloni’de
bulunanlara devretti. 1811’de Venezuela, Francisco de Miranda’nın
Önderliği’ndeki Bağımsızlığı’nı İlan etti. Onu Diğer İspanyol Sömürgecileri
izledi. İspanyol Kuvvetleri’nin 1812’de Venezuela’da MirandaYönetimindeki Genç Cumhuriyeti Devirmesine karşın, Güney
Amerika’da Bağımsızlık Mücadelesi durmadı. 1817’de Kıta’nın Kuzeyi’nde Simon Bolivar, Güneyi’nde de Jose Francisco de San Martin 1818’de Şili’yi, 1822’de ise Peru’nun Güneyini
İspanyollar’dan kurtardı. Bolivar da 1821’de
Venezuela’yı ve Kıta’nın Kuzeyi’ndeki diğer İspanyol Sömürgeleri’ni Özgürlüğe
kavuşturdu. 1826’da Peru’da Callao Kenti’nin de düşmesiyle, İspanya Güney
Amerika’dan çıkarılmış oluyordu.
Brezilya ise 1822’de Portekiz’den Bağımsızlığını İlan etti ve Portekiz
Prens I.Dom Pedro’yu İmparator İlan etti.
Böylece Güney Amerika, bugün de İngiltere, Fransa ve Hollanda’nın Elinde
bulunan Guyanalar dışında, Avrupa Egemenliği’nden kurtulmuş oldu.
Arjantin, Uruguay, Paraguay ve Bolivya, La Plata Genel
Valiliği’nin; Kolombiya, Venezuela ve Peru ise İspanya’ya Bağlı Eski Peru Genel
Valiliği’nin dağılmasıyla kuruldular. Genç Latin Amerika
Cumhuriyetleri’nin Tümü bir Yürütme Erkine dayanıyordu. Ama
Yarı-Feodal Ekonomiş Şartlar Tutucu ve Güçlü Toprak Sahipleri ile
Sanayi’nin Gelişmesinden ve Toplumsal Reformlar’dan yana olan Liberaller
arasındaki Keskin Mücadeleler’e ve Devrimler’e Ortam hazırlayacaktı.
GÜNEY AMERİKA ULUSLARI:
Bağımsızlık Sonrası’nda Kalkınma:
İspanyol Sömürgeleri Bağımsızlığı’nı kazanınca , İspanyollar’ın Ticaret’e ve
Yerli Girişimciliğe getirdiği Kısıtlamalar da ortadan kalktı. Dünya
Pazarları’na Mal sürebilme Özgürlüğü, Tarım’ın Gelişmesine Yardımcı oldu. Yol
Yapımı’nda İleri Adımlar atıldı. 1850’den sonra, özellikle İngiliz Teknik
Yardımı’yla, Pek çok Kıyı Noktasından İçler’e uzanan Demiryolları yapıldı.
Arjantin’den Avrupa’ya Büyük Miktarlar’da Buğday ve Deri gönderiliyordu. Sao
Paulo’da Kahve Yetiştiriciliğine başlandı. Kısa süre sonra da Brezilya bu
Alan’da Öncülüğü Elde etti. Ekvator, Brezilya ve Venezuela’da Kakao Önem
kazandı.
Batı Kıyısı’nda ise, ekilebilir Topraklar’ın Uzaklığı ve Azlığı yüzünden Tarım
pek az gelişebildi. Bağımsızlık, Güney Amerika’nın Hiçbir Bölgesi’nde
Toprak’atki Büyük Mülkler’in Parçalanmasına Yol açmadı ve bu nedenle Tarım,
Mülkiyet’in yaygınlaşmasının sağlayabileceği bir Dürtü’den de Yoksun kaldı.
Mamul Maddeler’in , Avrupa’dan, Sömürge Dönemi’ndekinden daha Düşük
Fiyatlar’la getirilebilmesi, Güney Amerika’da Sanayi’nin
Gelişmesi’ni köstekliyordu. Yine de hafif Sanayi Dalları yaygınlaştı. Dokuma
Fabrikaları’nın Sayısı Hızla arttı.
I.Cihan Harbi Öncesi’nde Yeni Gelişmeler oldu. Amazon Bölgesi’nde Doğal Kauçuk
elde ediliyordu, ama Kuruyemişler, Balmumu ve Deri İhracatı daha Uzun Ömürlü
oldu. Arjantin’in Plata Bölgesi’nde Kurulu Büyük Paketleme Tesisleri’nden,
Dondurulmuş, Et İhraç ediliyordu. Antiller’de Muz, Kolumbiya’nın Dağ
Vadileri’nde kahve yetiştirilmeye başlandı.Şili ve And Ülkeleri’nde Madencilik
canlanıyor, Brezilya’da elde edilen Manganez ve Guyanalar’da çıkarılan Boksit
Dünya Ticareti’ne katılıyordu.
1900ler:
Panama Kanalı’nın Açılışı, Güney Amerika’nın Batı Kıyısı’na Yararlı
oldu.I.Cihan harbi’nde Kıda Madenleri’nin Önemini artırdı. Kıta’nın Dış Ticaret
Ağırlığı giderek Avrupa’dan ABD’ye kaymaya başladı. Savaş’tan sonra Venezuela
ve Kolombiya’da Petrol çıkarılmaya başlandı; Mamul Madde Kıtlığı, gitgide
güçlenen Milliyetçi Duygular’la birleşerek, ‘Yerli Malları’nı üretecek Fabrika
Kurma Projeleri’ne Canlılık kazandırdı. Hükümetler’in Londra ve New York’tan
topladığı Krediler’le Yollar, Limanlar, Eğitim Kuruluşları İnşa edildi.Hem
dışardan gelen Göç, hem de Nufus Artış Oranı yükseldi. Üniversiteler ve Basın
da Modernleşme Hareketine katkıda bulundu.
1930lar’ın Büyük Bunalımı, Kıta’nın Maden İhracına Ket vururken Göçmen Akışını
da durdurdu. Bunalım’ın Yol açtığı Kitlesel Hoşnutsuzluk, Kimi
Ülkeler’de, Tarım’ın Gelişmesini sağlayacak Reformlar’ı Gündeme getirdi.
Almanlar’ın Denizaşırı Harekatı’na Karşın II.Cihan Harbi Güney Amerika
İhracatını yeniden canlandırdı ve Kıta’nın Genel Vali Konumu’nu
güçlendirdi.Böylece Sanayileşme Projeleri için gerekli İthalat da
gerçekleşebildi. Sanayileşme Süreci’nin hızlanması ve Hükümetler’in Enerji
Üretimi’ne yaptığı Yatırımlar Sonucu’nda, Sanayi Üretimi 2 Savaş arası Döneme
göre %50 artmıştı.
I.Cihan Harbi Sırası’nda Güney Amerika Ülkeleri’nin Çoğu Almanya ile
İlişkileri’ni kesti. Savaş’tan sonra Kıta Ülkeleri Milletler cemiyeti’ne
katıldılar. 2 Savaş Arası’ndaki Dönem’de Kolombiya ile Peru, Ekvator ile Peru
ve Şili ile Peru Arasındaki Sınır Anlaşmazlıkları Çözüm’e bağlandı. Bolivya ile
Paraguay arasındaki Chaco Savaşı (1932-35) Bolivya’nın Paraguay’la Önemli
Miktar’da Toprak yitirmesine Yol açtı.2 Savaş Arası’nda Güney ve Kuzey Amerika
arasındaki İlişkiler de güçlendi. 1938 Lima Bildirgesi ile, 2 Amerika’nın
Hükümetleri, Ülkelerine dışardan yönelecek Saldırılar karşısında Güçlerini
birleştirmek Yükümlülüğünü üstlendiler.
ABD II.Cihan Harbi’ne katılınca, Arjantin Dışı’ndaki Güney Amerika Ülkeleri
Mihver Devletleri ile İlişkilerini kestiler.Savaş’tan sonra Kıta Ülkeleri BM’e
katıldı. 1945’te Chapultepec Senedi ile, 2 Amerika arasındaki İşbirliği ve Dış
Saldırı’ya Karşı Ortak Savunma İşbirliği güçlendi. 1947’de Rio de Janeiro
Konferansı, bu Anlaşma’yı Sürekli bir Anlaşma Biçimi’ne soktu. 1948’de Amerika
Devletleri Örgütü (OAS) kuruldu. Arjantin, Brezilya, Meksika, Paraguay, Peru,
Şili ve Uruguay’ın 1960’da imzaladığı Montevideo Antlaşması ile Latin Amerika
Serbest Ticaret Birliği (LAFTA) oluşturuldu. And Grubu (1969) ve Amazon Paktı
(1978), Bölgesel Ekonomik İşbirliği’ni güçlendirmeyi amaçlayan Diğer
Kuruluşlar’dı. 1982’de LAFTA’nın yerini LAILA (Latin Amerika Entegrasyon
Birliği) aldı.
Toplumsal ve Siyasal Değişme:
Kıta’nın İhraç Ürünleri’ne Dönük Talep Artışı’nın Yol açtığı Ekonomik
Genişleme, bunun gerektirdiği Yeni bir Hizmet Sektörü’nün gelişmesi ve
Devlet’in Eşgüdüm ve Toplumlaştırma İşlevi’nin giderek artması, Güney
Amerika’da Kentsel Toplum’un Dönüşümü’yle sonuçlandı. Bir yandan Kentli bir
Orta Sınıf doğuyor, diğer yandan Modern İşçi Sınıfı biçimleniyordu. Bu
Dönüşümler Siyasal Alan’a da yansıyor, Siyasal katılım genişliyordu. Kitle
Haberleşme Araçları’nın ve Ulaşım Ağı’nın Gelişmesi ise Kırsal Kesim’in
Yalıtılmışlığına Son verdi.
Yeni Toplumsal Kesimler’in Ortaya çıkması, Kültürel ve Toplumsal Alanlar’da da
Köklü Değişiklikler yarattı. Çeşitli Biçim ve Ölçülerde de olsa Milliyetçilik,
hem Kentli Orta Sınıflar’ın, hem de Oligarşik Rejimler’in Yerini alan Populist
Rejimler’in Bakış Açısını belirledi. Askeri Müdahale Geleneği sürmekle
birlikte, Müdahaleler’in İçeriği değişti. 1930lar’a kadar Askeri Müdahaleler,
Yönetici Seçkinler arasındaki Hizip Çekişmeleri’nin bir yansımasıyken, bu
Yıllar’dan sonra Nufus’un giderek genişleyen Kesimleri’nin Siyaset’e
katılmasından kaynaklanan ‘Katılım Bunalımları’nın bir Bileşeni oldular.
Hegemonyacı Dış Güçler’e ÖZELLİKLE DE abd’ye Ekonomik, Siyasal ve Kültürel
‘Bağımlılık’ Temel tartışma Konuları arasına girdi. Ulusal Kimlik Duygusu’nun
Gelişmesi de Yerli ve Mestizo Mirası’nın yeniden değerlendirilmesine Yol açtı.
Ekonomik Kalınma ve Ulusal Topluluğun bütünleşmesi Herkesçe benimsenen Amaçlar
olmakla Birlikte, Siayset’e Etkin Biçimde katılan Toplumsal Kesimler’in
İdeolojileri ve Çıkarları arasındaki Farklar, Derin Uzlaşmazlıklar’a Ortam
hazırladı. Kıta’da, Marksist Eğilimliler’den Modernleşme’yi amaçlayan Otoriter
Askeri Yönetimler’e kadar değişen Yeni Rejimler kurulurken Sömürgeciliğin
Mirası hemen Tümüyle Yok oluyordu.
Leif Eriksson
9??-10??
İskandinavyalılar, Bugün Torunlar’ının
yaşadığı İzlanda’ya da gittiler ve Grönland’ın Güneybatısı’na yerleştiler. Bu
Seferin Mnderi Kızıl
Erik idi. Kuzey Amerika’ya ilk
ulaşanların ise Kızıl Erik’in oğlu Leif Eriksson’un Önderliğindeki Grönland Vikingleri olduğu
sanılmaktadır. Leif
Erikssonyaklaşık 1002’de Grönland’dan
Norveç’e gitti. Kral
I. Olav Tryggvasson’un Etkisiyle
Hıristiyan oldu. Grönland’a Dönüş sırasında muhtemelen Rotasını şaşırarak
sürüklenmeye başladı ve Kuzey Amerika Kıyıları’nda.Nova Scotia ile Cod Burnu
arasındaki bir Bölge’ye çıktı.
Kızıl Erik
900ler
Asıl adı Erik
Thorvaldson olan Kızıl Erik (Eirik Raude),600ler’in Sonları’nda İzlanda’dan Yola çıkarak
sonradan Grönland Adını vereceği Ada’yı keşfetti. Bu Serüvenci Viking, aynı
zamanda’’ Kızıl Erik’’ Adlı İzlanda Destanının da Kahramanıdır. Oğlu Leif Eriksson ise Kuzey Amerika’ya İlk Ayak basan
Avrupalılar’dandır.
Norveç Kralı’nın Uyruğu olan Kızıl Erik’in Keşifleri Ortaçağ’ın Başlarında, Kuzey Avrupa’daki
Vikingler’in Yayılma ve Yerleşme Hareketi’nin bir Parçasıdır. İngiltere ve
Normandiya’yı yağmaladıktan sonra bu Topraklar’a yerleşen Vikingler, İzlanda’da
da Yeni Yerleşim Yerleri kurdular. Erik’in Babası Norveç’i
Terk etmek Zorunda kalarak İzlanda’ya yerleşmişti. Erik ise İzlandalılar’la arasında çıkan Ciddi bir
Kavga sonucu İzlanda’dan ayrıldı. 982’de Batı’ya doğru Deniz’e açılarak
Grönland Kıyıları’na ulaştı. Burada 3 Yıl boyunca Avcılık ve Balıkçılık yaptı;
Keşifler’de bulundu. Daha sonra Grönland’da bir Yerleşim Bölgesi kurmak
Amacıyla İnsan toplamak için 986’da İzlanda’ya Geri döndü.
Erik bu yeni
Ada’ya ‘’Yeşil Topraklar’’ Anlamına gelen Grönland Adını verirken, İnsanlar’ın bu Ad’ın
çekiciliğine kapılarak, Ada’ya yerleşmek isteyeceklerini ummuştu. Grönland,’ ’Buz Ülkesi’’ Anlamına gelen İzlanda’dan daha
Çekici bir Ad’dı. Ada’ya yerleşmek üzere Yol’a çıkan 25 Gemi’den ancak 14’ü
Grönland’a ulaşabildi. O Dönem’de biri Batı Kıyısı’nda (Godthåb) diğeri ise
Güney Kıyısı’nda (Julianehåb) olmak üzere 2 Yerleşme kuruldu. Erik’in Hayatı’nın geri kalan Bölümünü Grönland’da geçirdiği sanılmaktadır.
Kızıl Erik’in
Grönland’da kurduğu Yerleşim Yerleri uzunca bir süre ayakta kaldı. 1000
dolaylarında Ada’da 1.000 kadar İnsan yaşıyordu. Yine o Yıllar’da baş gösteren
bir Salgın hastalık sonucu çok sayıda İnsan öldü. Batı’daki yerleşme 1350’de
Terk edildi; Güney’dekiyse Varlığını 1500ler’e kadar sürdürdü.
Manco Capac
1100ler (??)
İnkalar da Diğer And Halkları gibi Özel bir Yazı Tekniği geliştirememişlerdi.
Tarihleri, Ozanlar ve Devlet’in Olayları Bellekleri’nde tutup anlatmakla
görevlendirdiği Kişiler (Amauta) Aracılığıyla Sözlü olarak Kuşatan Kuşağa aktarıldı
ve İspanyol İstilası’ndan sonra Yazı’ya döküldü. Bu Kaynaklar’dan öğrenildiğine
göre İnkalar’ın Atası, Cuzco’nun yaklaşık 24 km Güney’indeki Paqaritampu Köyü’nde yaşayan Manco Capac’dı. Manco Capac Kabile’yi
daha sonra Başkent ilan ettiği Cuzco’ya yerleştirdi.
Sinchi Roca
1200ler
MS 1200 Dolayları’nda yaşadığı sanılan ve Tarihçilerce MancoCapak’ın Oğlu olarak tanımlanan Sinchi Roca’dan sonra, İnkalar’ın Gücü Güney’e doğru, Kolla Halkları arasında da yayıldı. İknalar Titicaca Gölü’ne kadar
uzandılar. İnka Egemenlik Alanı’nın Batısı’nda ve Kuzeybatısı’nda yaşayan Çanka Halkı’nı, Kolla Kavimleri’nin Desdeği
ile yenen İnkalar’ın Krallığı Böylece çok daha Geniş bir Alan’a yayıldı.
Mayta Capac
1300ler
1300
ler’de 4.İmparator Mayta Capac’ın Hükümdarlığı’na kadar
İnkalar’ın And Dağları’nda yaşayan diğer Kabileler’den ayırt edilmelerini
sağlayacak bir Özellikleri yoktu. Mayta Capac’ın Yönetimi’nde Komşu Halklar’ın Köyleri’ne saldırıp yağmalayan
İnkalar, onları Harac’a bağlayarak yayılmaya başladılar.
Capac Yupanqui
1300ler (??)
Mayta Capac’ın yerine geçen Capac Yupanqui’nin Hükümdarlık Dönemi’nde Nufuzlar’ını Cuzco
Vadisi’nin dışına yaydılar.
Itzcoatl
1400ler
Aztek İmparatoru (hd 1428-1440)
Axayacatl
1400ler
Aztek İmparatorui (Hd 1469-1481 )
Viracocha İnca
1400ler
8.İmparator Viracocha
Inca Dönemi’nde de İstila ettikleri
Topraklar’da Garnizonlar kurarak belirli bir Proğram Çerçevesinde Genişlemeye
baaşladılar.
Pachacuti İnca Yupanqui ve İnca Urcon
1400ler
İnka
Hanedanı’na dair Tarihi Kesin olarak tesbit edilmiş ilk Olay Viracocha İnca’nın Oğullarından Pachacuti İnca Yupanqui’nin Tahtı Kardeşi Inca Urcon’un Elinden adlığı 1438’dir. İnkalar Pactacuti IncaYupanqui’nin Dönemi’nde Titicaca Havzası’nın
Güneyi’ndeki Topraklar’da bugün Quito’nun
bulunduğu Yer’in Kuzeyi’nde kalan Bölgeleri ele geçirerek Güçlü Çankalar’a, Keçuvalar’a ve Çimular’a Boyun eğdirdiler. Muhtemel Ayaklanmaları önleyip Siyasal istikrarı
sağlayabilmek için Zorunlu Yerleştirme Politikası uyguladılar. Fethettikleri
Topraklar’da yaşayan Halkları Gruplar’a ayırarak İmparatorluğun ettikleri
Topraklar’da yaşyanlara bayındırlık İşleri’nde, Ordu’da ya da Tarim
Alanları’nda karşılıksız olarak Çalışma Zorunluluğu getirdiler ve Yerel
Yöneticileri Zorunlu Çalışma Yükümlülüklerini denetlemekle görevlendirdiler.
Topa İnca Yupanqui
1400ler
Topa Inca Yupanqui’nin Hükümdarlığı
(1471-1493) Sırasında Peru’nun Güney Kıyıları’nda yaşayan Halklar’a Boyun
eğdirildi ve İmparatorluğun Güney Sınırları Şili’nin Orta Kesimleri’ne kadar
genişledi.
Huayna Capac
14??-1525
İmparator’un Topa
Inca Yupanqui’nin Ölümü
üzerine başlayan Taht Mücadelesi’ni Huayna Capac (hd 1493-1525) kazandı. İmparatorluğun Kuzey Sınırı’nı Ancasmayo
Irmağı’na kadar genişleyen Huayna Capac, Salgın
bir Hastalık’tan öldü.
Atahualpa ve Huascar Kardeşler
14??-15??
Huayna Capac’ın Ölümünden sonra Oğulları Atahualpa ile Huascar Arasında
başlayan Taht Mücadelesi 1532’de İspanyollar Peru’ya çıktığında daha
çözümlenmemişti. Kardeşi Huascar’ı Tutsak aldıktan sonra,
İspanyol Komutan Francisco
Pizarro tarafından Tuzağa
düşürülerek hapsedilen Atahualpa Hapis’teyken
Kardeşinin öldürülmesini buyurdu. Bunu Gerekçe gösteren Pizarro da Atahualpa’yı idam ettirdi.
Montezuma
14??-15??
Son Aztek Imparatoru (hd
1502-20),
Manco İnca
14??-15??
1533’de 3.Erkek Kardeş Manco İnca Topraklarının
tümü İspanyol Yönetimi Altına girmişti.
KIZILDERİLİLER
KITA YERLİLERİNİN IRKSAL ÖZELLİKLERİ
Hollywood
Filimleri’nde Kovboylar’la Kızılderililer arasındaki Savaşlar’da İlkel
Silahları’yla İstilacılar’a karşı verilen Mücadelele veren Siyah Saçlı Esmer
Tenli Savaşcı İnsanlar, nereden gelmişlerdi ? Antropoloji!yi ilgilendiren Yerli
Halk’tır; Kıta’nın Büyüklüğüne rağmen bunlar ESKİMOLAR ve AMERİKA
YERLİLERİ olmak üzere iki Irk’a Mensup’turlar.
ESKİMOLOR
Artik Okyanus
Kıyısı’nı Asya’nın Kuzey-Doğusu’ndan Grönland’a kadar İşkal eden
Eskimolar kendilerini çevreleyen Topluluklar’dan çok Farklı’dırlar ve Fizik
Tipleri kadar Kutup Hayatı’na uymuş Uygarlıklar’la da
Karekterlenirler. Irk ve Etnik burada Gerçekten Birlikte görülmektedir.
Eskimolar’ın Boyları Doğu’dan
Batı’ya doğru kısalmaktadır. 158 ile 164 cm arası değişmektedir. Orta’nın
Altı’ndadırlar Vucut Tıknaz ve Kuvvetli bir Yapı’dadır . Kollar ve Bacaklar
nispeten Kısa’dır ,Eller ve Ayaklar Küçük’tür. Deri Rengi Sarımtırak Esmer’dir
ve Mongol Lekesi (Doğum’da Vucud’un herhangi bir Bölge’sinde bulunan Koyu Leke.
Mongol Irkları’nda Genellikle görünür) Çocuklar’da Aşağı yukarı Sabit bir
Şekilde bulunur.
Baş Karakteristik bir Yapı’ya
Sahiptir. Uzun ve çok Yüksek’tir .Yüz Kitlevi’dir, önden bakıldığında Beş
Köşeli bir Şekil gösterir. Bu Çeneler’in çok Geniş ve Elmacıklar’ın gelişmiş
olmasından ileri gelmektedir. Mongollar’da olduğu gibi Elmacıklar bunlarda da
İleri doğru Çıkıntı yapmaktadır. Burun Orta Derece’de Geniş ve oldukça
Tümsek’tir. Mongol Pilisi bunlarda çoğunlukla görülür. Saçlar Siyah
ve Sert’tir, Gözler Kahverengi’dir. Eskiden Fizyolojik Bakımdan 0 Kan Gurubu
Eskimolar’da Diğer Kan Gurupları’ndan daha Yüksek bir Nispette bulunduğu
hatta Saf Irk’tan Kişiler arasında yanlız 0 Kan Gurubu’nun olduğu
zannediliyordu .Sonradan yapılan Araştırmalar bu Fikri doğrulamamıştır.
Melezleşmemiş Kabileler’de A Gurubu’nun Sayısı hemen hemen 0 Kan Gurubu kadar
çoktur
Eskimolar’ın Bugün
yaşadıkları Alan çok Geniş’tir: Kuzey Amerika’nın Tekmil Kuzey Kıyısı, artik
Adalar Gurubu ve Gröland Bura’ya dahil olup Batı’da Sibirya’da nihayetlenmektedir.
Bu Alan’ın Uzunluğu 9.000 km dir :Fakat Hayat Şartları’nın Sertliği nedeniyle
Nufus Yoğunluğu çok Az’dır. 1934’te Eskimolar takriben 40.000 Kişi
kadardılar. Bunun 18.000 i Groeland 16.000 i Alaska’da yaşıyordu Bunların
arasında kalan Diğer Bölgeler’de bu Miktar ancak 5.000 i bulmaktadır. Asya
Eskimoları’nın ise sayısı ancak 1000 kadardır .
Bu Irk’ın Fizik
Karakterleri bunları açık olarak Sarılar’a bağlamaktadır. Onlardan
yalnızca Dolikosefal oluşları ve Burunlarının daha Tümsek
oOluşlarıyla ayrılırlar. Bu iki Karakter’in bir Dereceye kadar Orta-Asya Mongol
Irkı’nda görülür. Hiç kuşkusuz Eskimolar’ın Amerika’ya Gelişleri Asya’dan gelen
ve Amerika Yerlileri’ni meydena getiren başlıca Göç Dalgaları’ndan (Amerika
Yerlileri’nin Fizik Tipi bugün birçok Çukçi ve Kamçadallar’da bulunmaktadır) daha sonraki bir Dalga’ya Tekabül
etmektedir. Doğu ve Batı Eskimoları arasındaki Fark Irk’ın Spesializasyonu’nun
(Baş’ın daha fazla uzaması ,Burnun daralması ,Boyun kısalması gibi.) Kaynak
yerinden , yani Asya’dan, uzaklaştığı oranda arttığını göstermektedir.
AMERİKA YERLİLERİ
Amerika’nın Yerli Halkı’na Müşterek
olarak verilmiş olan Hindlileradı Yanlış’tır ; bu Ad onlara İspanyollar tarafından
verilmişrir .Zira İspanyollar Amerika’ya geldikleri zaman Hindistan’a
ulaştıklarını zannetmişlerdi. Kırmızı Irk (Red İndian) Terimi de
Doğru değildir. Avrupalılar Yeni Dünya’ya çıktıkları zaman Vucutları Kırmızı
Boyalı İnsanlar’la karşılaşmışlardı. Bu, bazı Törenler’de onların Adet’iydi.
Amerika Yerlileri’nin Derileri Sarımtırak Beyaz ve Esmer’dir, fakat hiç bir
zaman Kırmızı değildir.
Karışıklığı önlemek için
Antropolojistler kendi kendini yeter Derecede açıklayan Amerika
Hindlileri (Ameridiens) Terimini meydana getirmişlerdir. Bu Terim Eskimolar
hariç bütün Amerika Yerlileri’ni içine almaktadır.
Amerika Yerlileri Tek bir Irk’tan mı
oluşmuştur? Bu Soru çok defa tartışılmıştır. Yüz Yıl kadar önce İsveçli Retzius burada 3 Irk Ayırt ediyordu. Başkaları bunu 8 e kadar
çıkarmışlardır .Fakat Uzmanlar’ın çoğu ,özellikle Yerlileri bizzat yerinde
incelemiş olan Amerikalı Bilginler bunlar’da, bunlar’ın aynı bir Irk içinde
sınıflanmasını Haklı gösteren bir Aile Havzası’nın varolduğu
fikrindedirler. Bazılarının dediği gibi “bir Yerli’yi yakından gören
kimse bütün Yerliler’i görmüş demektir” Sözüyle yetinmeyip onlarda Mevcut Ortak
Çizgiler’in Tümünün tanınması Yoluna gitmek gerekmektedir.
Amerika Yerlileri’nin Boyları çok
Kısa olmamakla beraber değişmektedir; Fakat Vucut Daima Tıknaz ve Toplu’dur.
Boyun kitlevi Göğüs Geniş ve Derin’dir ;Omuzlar Kalçalar kadar Geniş’tir ve
Gövde Biçimsiz Şekilde Uzun olup Bel Bölgesi’nde hatta Kadınlar’da bile bir
Daralma göstermez. Deri Koyu Esmerimsi Sarı’dan Açık Sarı’ya, hemen hemen
Beyaz’a kadar değişir. Yeni Doğmuşlar’da Mongol Lekesi son Derece Fazla’dır.
Sarı Irklar’da olduğu gibi Saçlar Siyah’tır ve Kalın’dır, kesiti
Yuvarlak’tır.Sakal Seyrek’tir, Yanaklar üzerinde hemen hemen hiç yoktur. Beden
Kılları Az’dır. Kafa Deformasyonu Adet’inin çok Yaygın olması nedeniyle Baş
Şeklini Taktir etmek çok defa Güç’tür. Gerçek DolikosefalNadir’dir. Yüz Geniş’tir .Daima Çıkık olan Elmacıklar
, Köşeli ve Kuvvetli bir Çene ile Yüz’ün İfadesi az Anlamlı’dır. Burun İyi
gelişmiştir gerçek Mongollar’daki Basıklık burada yoktur; fakat Avrupalılar’ın
Burunlar’ından daha Etkili’dir. Gözler Koyu Renk ve hafifçe Eğri’dir. Çok kez,
ve özellikle Çocuklar’da Hafif bir Mongol Pilisi vardır. Bunlara Mahsus bu
Karekter de Kesici Dişler’in Arka Yüzü’nün yukarı Kısmının Kürek Şeklinde Oyuk
olmasıdır
Bütün bu
Çizgiler’e Fizyolojik Soy’dan olan diğerleri de katılmaktadır. İlkin 0 Kan
Gurubu’nun fazla oluşu. Bunun Yalnız Saf Kan Yerliler’de böyle oldugu iddia
edilmiştir. Olaylar bu Hipotezi Teyit etmemiştir. Fakat % 80-90 oranında Mevcut
olduğu da Nadir değildir. Yeni Dünya’nın Kuzey’inde olduğu kadar Orta ve
Güney’inde de böyledir. Diğer bir Genel Karekter, Nabızlar’ın Yavaşlığı’dır.
Buna Mentalite’deki Garip bir Benzerliği de İlave etmek lazımdır. Amerika’nın
bir Ucundan öteki Ucuna kadar bütün Yerliler Soğuk’durlar, Suskun’durlar. Bu
yönden Diğer birçok Irklar’la , hatta Eskimolar’la, açık bir Çelişki
Hali’ndedirler.
AMERİKA YERLİLERİNİ TÜRKLERLE
OLAN IRKSAL YAKINLIĞI
Türkler’in
Amerika Yerli Halkları’yla olan Irksal Benzerlikleri var mı? Colomb’tan binlerce Yıl önce bu Topraklar’a yerleşmiş ve bu
Topraklar’ın Gerçek Sahipleri’nin Kökenler’i neydi? Türkler’le bir İlgileri var
mıydı?.
Mongoloid, Ainular’ı, Japonlar’ı, Çinliler’i Eskimolar’ı, ve Amerika Yerlileri’ni de içine alan, Dünya’da
çok Geniş bir Coğrafya’ya yayılmış olan Irk’tır.
Türkler’de
Mongoloid Irk’ın bir Kolu olan Altay Alt Irk Gurubu içinde değerlendirilir.
Fakat daha sonra Batı’ya doğru Göç etmeleri nedeniyle Caucasoid Irklar’la
melezleşmiş ve bunun sonucunda Morfolojik Değişikliğe uğrayarak bir Kısım
Özelliklerini yitirmişlerdir.
Bu Irk Buzul
Devri’nde Caucasoid Irk’tan yalıtıldığı için (Bering Boğazı ve Güney
Himalayalar’la) farklılaşmaya uğramamışlardır. Çoğunluğu Sarı Derili, Düz Siyah
Saçlı, Sakal ve Vucut Kılları Seyrek , Yüz Yuvarlak, Çene Kemikleri Çıkık, Kaş
Kemerleri ya hiç gelişmemiş ya da pek az gelişmiş, Burun ve Yüz Basık , Göz
Kapakları Şişkin, Gözler Kısık’tır ve Görsel olarak Az Eşeysel Dimorfizm
gösterirler (Erkek ve Dişi arasındaki fark) Bering Boğazı’nı geçerek Amerika
Kıtasına yayılan Yerliler bu Irk’ın içinde Kabul edilir.
Altay Alt Gurubu
içinde yer alan Türkler’in Batı’ya Göçleri’yle melezleştikleri Caucasoid
Irkları’na gelince.. Kuzey Avrupa, Alpler, Akdeniz Yöresi, Kafkasya, Doğu
Avrupa, Anadolu, Kuzey Afrika ve Hindistan Hindu’larını kapsar. Renk Beyaz’dan
Kahverengi’ne kadar gider, Saçlar Dalgalı, Vücut ve Yüz Kılı fazla, Burun
oransal olarak Dar ve Öne doğru Çıkık, Dudak İnce, Çene İyi gelişmiş, Yüz Düz,
Alın Yüksek ve Kan Gurubu da A2 Geni Baskın’dır.
AMERİKA YERLİLERİ’NİN BÖLGESEL
DAĞILIMI
Kuzey- Pasifik Yerlileri:
Alaska’da ve Kaya
Dağları’nı Pasifik’ten ayıran Yayla ve Dağlar Bölgesi’nde otururlar,
Kalifornia’da dururlar. Avrupalılar’ın buralara girmesi ile az çok dağılmış
olan bir çok Kabileler’i içerir. Bu Kabileler’den en tanınmışı Apacheler’dir.
Kuzey-
Atlantik Yerlileri:
Kızılderililer’in
en Büyük Kısmını teşkil eder. Savaşcı Kabileler’den oluşmuşlardır, Av’a ve
Balık Avcılığına Düşkün’dürler; Kaya Dağları’nın Doğusu’ndan Atlatik’e kadar
uzanan Ormanlar ve Çayırlar Alanı’nda otururlar . Fransız ve İngilizler’in
1700ler’de karşı giriştikleri Saldırılar Bunlar’ın Bugün bulundukları Sığınak
Bölgeleri’ne sürülmeleriyle sonuçlanmıştır. Mohican , Delawera, Huron, Iroquois, Sioux, Cheyenne,v.s.ler Bugün çok azalmışlardır. Kanada’da hala
takriben 100.000 Yerli Halk bulunmaktadır, Birleşik Amerika’da 1930 da
30.000 kadar Sioux vardı, Delaware’ler 2.000
Kişi’ye inmişlerdir, Moican’lar 1890 da aşağı yukarı 121 Kişi idiler, Bugün
Pratik olarak sönmüşlerdir
Güney-Pasifik
Yerlileri:
Bu Yerliler’in
İşkal ettikleri Alan Uzunluğu’na gitmektedir. Burada bir çok Kavim bulunur.
Bunların arasında Colomb’dan Önceki Amerika’nın Büyük Uygarlıkları’nı
geliştirmiş olan Aztek veya Nahaular, Güney
Meksika’da çok İleri bir Topluluk yaratmışlardır. Yukatan‘da Mayalar Henüz daha çözülmemiş Hierofik bir Yazı’ya Sahiptiler. Cordillereler’de Aymarlar ve Quichualar İnka imparatorluğu’nun Temeli olmuşlardır. Andlar’ın
Güneyi’nde bulunan Arokanlar Aynı Irk’a Mensupturlar.
Güney-Atlantik
Yerlileri:
Esas itibariyle
Büyük Brezilya Ormanı’nı İşkal ederler. Boyları Ortalama’nın Altındadır. Bu
Yerliler birçok Kabileler teşkil ederler. Bunların Çoğu Avrupalılar’ın
Etkisi’nden tamamiyle Uzak kalmışlardır ;Bazıları bugün bile Az
bilinmektedirler. En Müstakil olanlarından biri Ekvator’un Amazon Yamacı’ndaki
Kelle Avcıları yani Jivarolar’dır Bu Küçük Kabileler Beyazlar’la
melezleşmemişlerdir, fakat Eski Esirler’in Soyları’ndan olan Boni Zencileri’yle bazı melezleşmeler olmuştur
Amerika’nın
İstilası Antiller’de Karaipler oturuyorlardı.
Bunlar Avrupalılar’la ilk Temas’a giren Yerliler olmuşlardır. Karaipler Kıtalar’ındaki kendi Cinsleri tarafından hemen
hemen tamamiyle yok edilmişlerdir.
YERLİLER
ASYA’DAN AMERİKA KITASINA NE ZAMAN GEÇTİ
?
Göç’ün
Tarihi tam olarak bilinmemektedir. Bu Konu’da Çeşitli Bilimsel
Araştırmalar’ın Işığında birçok Görüş vardır. Bunların en Yaygın ve Bilimsel
Anlam’da Kabul görmüş olanları şöyle. Buzul Devri’nin
Sonu’nda 15.000-20.000 Yıl önce Bering Boğazı’nın Geçmeye Elverişli olduğu bir
Devir’de..
Amerika’ya ulaşan
Asyalılar İlkel Guruplar’dı . Bugünkilerden daha az farklılaşmışlardı. Bu
Durum Yerlileri’nin neden Mongoloid Irkları’nın
ancak Bazı Karakterleri’ne çok az Derecede sahip olduğunu açıklar.
Kıta’nın İstilası sırasında Yerliler’inin bir çok Kavimleri’nin
Yüksek Uygarlık Derecesi’ne karşın bunların Eski Dünya’da yayılmış olan
bir çok İcad’ı neden bilmediklerini de izah eder. Örneğin Tekerlek. Demir’i
kullanmayı bilmiyorlardı.
Kıta’ya Göç kuşkusuz bir çok Dalgalar halinde olmuştur. Bunlar Kaya ve And
Dağları’nın Batı Yamaçları’ndaki Ova ve Ormanlar’a yayılmışlardır . Bunlar en
eski Paleolitik
İndianlar’ı meydana getiren Dalga’dır.
Bugün hemen hemen kayboldular.
Güney Pasifik Alt
Irkı’nı veren Kol Kıta’ya daha sonra gelmişler.
Çeşitli Nedenler ,
Özellikle Sibiryalılar’la olan Büyük Benzerlikleri Kuzey-Pasifikler’in en
sonra, muhtemelen Eskimolar’dan sonra Kıta’ya geldiklerini düşündürür.
Bunlar Alaska ve Kanada’nın Kuzey-Batı’sında toplanmışlardır. Avrupalılar’ın geldikleri
sırada ancak Güney’e Doğru inmeye başlamışlardır.
AMERİKA YERLİLERİ ASYA’DAN YENİ
KITA’YA NASIL GEÇTİ ?
Buzul
Devri’nde Sular’ın Büyük bir Kısmı Buz Hali’nde Kutuplar’a ve Karalar’a
yığıldığından Deniz’in Su Düzeyi düşmüştü. (Bugünkü Seviyesi’nden 185m kadar
düştüğü Fosil Kanıtlar’a bakılarak bilinmektedir) Dolayısıyla Sibirya ve
Alaska en az birtakım Ada Dizisi’yle birbirine bağlanmıştır. Yine Jeolojik
Kanıtlar Buzul Devri’nde Alaska ve Sibirya’nın Buzullar’la Kapalı olmadığını
göstermektedir. Muhtemelen Geçiş Son Buzul Devri’nde oldu.
İlk İnsan Sitesi ise Kuzey’de Kolorado ve Arizona’da bulundu. (Tahminen MÖ
6800-7300 Yıl Önce) Irklar Pleistosen’in Sonu’nda veya biraz daha Geç olarak
oluşmuş, daha sonra Göç Olayları’yla birbirine karışmış ve melezlenmeler
meydana gelmiştir.
YERLİ DİLLERİ
Batı
Yarıküresi’nde yaşayan ilk Yerlihalklar’ın ve onların Soyundan
gelenler’in konuştuğu Diller.
Amerika Yerli Dilleri ,Örneğin
Hint-Avrupa Dilleri gibi, Tarihsel Bakım’dan birbiriyle Bağıntılı Diller’in
oluşturduğu Tek bir Bütün değildir. Ses Bilgisi, Dilbilgisi ve Sözcük Dağarcığı
bakımından , bu Dilleri Dünya’nın başka Yöreleri’nde konuşulan Diller’den Ayırt
etmeyi sağlayacak Yapısal Özellikleri de yoktur. Amerika Yerli Dilleri , Kolomb öncesi Dönem’de Kuzey ve Güney Amerika Kıtaları ile Batı Hint
Adaları’nın Tümüne yayılmıştı. Ama Yerli Dilleri’nin ve Dil Öbekleri’nin
Dağılımı’nda ve bu Dilleri konuşan Halklar’ın Yaygınlı’ğında Önemli Farklar
vardı.
Yerli Nufus’un Seyrek
dağıldığı bugünkü ABD ve Kanada Toprakları’nda bir Dizi Dil Öbeği vardı. Eskimo-Aleut , Algonkin, Atabask, Siu gibi
Dil Öbekleri çok Geniş Alanlar’a yayılmıştı ve bu Diller’de 20 yi Aşkın Ortak
Deyim vardı. Öteki Dil Öbekleri ise kapsamca daha Dar’dı ve bu Diller’in
konuşulduğu Alanlar’da da daha Büyük Çeşitlilik görülüyordu. Örneğin
California'da 20 Değişik Öbeğe yayılan Diller konuşuluyordu. ABD'li Dilbilimci
ve Antropolog Edward
Sapir'e göre, bu Diller arasındaki
Farklar, Tüm Avrupa'da konuşulan Diller arasındaki Farklar’dan daha
Belirgin’di. Bugünkü ABD ile Kanada'da yaşayan 1 Milyon’u Aşkın Yerli Nufusu
300 Değişik Dil konuşuyordu.
Kıta’nın İstilası’nden önce Meksika ve Orta
Amerika'da Nufus 20 Milyon’u Aşkın’dı. Bu Bölge’de yaşayan Yerliler en az 80
Ayrı Dil konuşuyordu. Orta Meksika'da konuşulan Aztek Dili ile Yucatan veGuatemala'da konuşulan Maya Dili,
Geniş ve Çok Karmaşık bir Örgütlenmesi olan Devletler’in Dili’ydi. Diğer Diller
ise, gerek yayıldıkları Alan, gerek bu Dilleri konuşan Nufus bakımından çok
daha Sınırlı’ydı. En Büyük Dil Çeşitliliği, Meksika'nın Güneyi’nde ve Bugün
Orta Amerika'nın Kuzey’ini kaplayan Ülkeler’in bulunduğu Bölgeler’de
görülüyordu.
Yerli Nufus’un 10-20 Milyon’u
bulduğu Tüm Güney Amerika'da yaklaşık 500 Dil konuşuluyordu. Nufus’un çok büyük
Bölümü, Güçlü İnka Krallığı’nın bulunduğu And Bölgesi’nde yoğunlaşmıştı. Nkalar’ın konuştuğu "Keçuve" Dilleri
,Anayurtları’nın Ötesinde Güney Peru Yükseltileri’ne de yayılmış ve Diğer bir
çok Yerli Dili’nin yok olmasına ya da zayıflamasına Yol açmıştı.
Avrupalılar’ın İstilaları ve
Kolonileşme Süreci, birçok Yerli Dili’nin ortadan kalkmasıyla ve Varlığını
koruyabilen Yerli Toplulukları’nın da Yaşayış Biçimi’nin Kökünden değişmesiyle
sonuçlandı. Batı Hint Adaları’nda konuşulan Yerel Diller hemen Tümüyle yok
oldu. ABD ve Kanada Toprakları’nda da Yerel Dillerin 1/3 ü aynı Akibet’e
uğradı. Meksika, Orta Amerika ve Güney Amerika'da ise Durum Farklı’ydı. Kesin
Veriler olmamakla birlikte, pekçok Yerli Dili’nin bugün de konuşulduğu
bilinmektedir.
Ama yaşayan Amerika Yerli
Dilleri’nin Büyük Bölümü çok Küçük Topluluklar’ca konuşulmaktadır. ABD ve
Kanada da Bugün de yaşayan Yerli Dillleri’nin yarı’dan çoğunu, en çok 1000'er
Kişilik Topluluklar konuşmaktadır. Bu Topluluklar’da pek çok Kişi aynı zamanda
ikinci bir Dil’de konuşur. İngilizce Eğitim gören Gençler’in de Ana Dilleri’ni
gerektiği gibi konuştukları söylenemez. Bu nedenle, ABD ve Kanada'da Yerli
Nufus gerçekten artmakla birlikte ,Yerli Dilleri’nin çoğu yavaş yavaş
ölmektedir. Bugün de gelişmesini sürdürebilen Diller, New Mexico ve Arizona'da
konuşulan Navaho Dili ,ABD'nin Kuzeyi’nde ve Kanada'nın Güneyinde
konuşulan Ocibua Dili, Oklahoma'da ve Kuzey Carolina'da
konuşulan ÇerokiDili ile ABD'nin Ortabatı Kesimleri’nde
konuşulan Dakota-AsiniboDili’dir..Bu Topluluklar’da da İkidillilik Oranı
Yüksek’tir.
Güney Amerika ile Orta Amerika'nın bazı
Kesimlerinde ise bugün de Yaygın ve gelişen Dil Öbekleri var’dır. Örneğin
,yakından İlişkili Lehçeler’den oluşan Keçuva Dilleri’nin,
Ekvador ve Peru ile Bolivya ve Arjantin'in pek çok Yöresinde birkaç Milyon Kişi
tarafından konuşulduğu sanılmaktadır. Tarihsel İnka Krallığı’nın başlıca Dili
olan Kuzko Lehçesi, Peru'da konuşulan Diller arasındadır.
Meksika ve Orta Amerika'da yaşayan Yerliler arasında da ,Geçmişi İspanyol
İstilaları Dönemi’ne kadar uzanan bazı Diller hala yaşamaktadır. Meksika'nın
Orta ve bazı Güney Kesimleri’nde Yuta-Aztek; Yucatan,
Guatemala ve çevre Yöreler’de Maya; Orta Meksika'da
ise Oto-Mange Dilleri bunlar arasındadır. 1500'lerden
önce bu 3 Dil’de Yerli Devletler’in Diliydi. Maya ve Aztek Halkları’nın Yazı Sistemleri de vardır.
Kolomb Öncesi’nden Bugüne kalan Büyük Dil Öbekleri’nden bir başkası,
Güney Brezilya ve Paraguay'da konuşulan Tupi-Guarani Dilleri’dir.
Avrupalılar’ın Kıta’ya gelmesinden önce bu Diller, Geniş ve Yaygın bir Nufus
tarafından konuşuluyordu. Brezilya'nın Tupi Dili
İstila’dan sonra gelişen bir "lingua geral"in
Temelini oluşturdu ve tüm Amazon Bölgesi’nde Avrupalılar’la Yerliler arasında
İletişim Aracı oldu. Paraguay'ın Büyük Bölümü’nde de Guarani Yaygın bir Dil Durumuna geldi. 1900ler’in Ortalarından sonra Tupi Dili’nin yerini Portekizce almaya başladı. Ama Guarani, Çağdaş Paraguay'da ikinci Dil Konumunu korudu ve bu Dil’de Zengin bir
Halk Edebiyatı gelişti
İNKALAR
İnka Öncesi Güney Amerika
Uygarlıkları:
İnkalar’dan önce
Güney Amerika’da başka Uygarlıklar vardı. Bunlar Bolivya’nın Yüksek Dağlık
Bölgeleri’nde ,Titicaca Gölü Yakınında yaşayan Tiahuanacolar, And Dağları’nın Ekvador’dan Bolivya’ya kadar uzanan
Yüksek Yayları’nda yaşayan Keçuvalar, Peru’nun
Kuzeyindeki Dağlar’da yaşayan Çavinler, Peru’nun
Güney Kıyısı’ndaki Nazkalar ve Kuzey’de Kıyı’da yaşayan Çimular’dır. Bu Eski Uygarlıklar’ın Doğuşu Yaklaşık İÖ 200 Tarihlerine kadar
uzanır. Bu İnsanlar’ın nereden geldikleri bilinmemektedir, ama Ağır Kayaları
biçimlendirmedeki Başarıları ve Yapı Tekniklerindeki Ustalıkları düşünülürse,
ne kadar Yetenekli oldukları anlaşılır. Tiahuanaco’da
birbirine kenetlenecek biçimde dikkatle oyulmuş Dev Bloklar’dan yapılma Büyük
Taş Yapılar vardır. Çimu ve Nazka Halkı’nın
ise Yapı ve Piramitler’inde Kaya’dan çok Kerpiçi yeğledikleri görünmektedir.
Varlığı Roma
İmparatorluğu ile aynı Dönem’e rastlayan bu Eski Uygarlıklar Roma İmparatorluğu
gibi İS 200-400 Yılları arasında çökmeye başladı ve İS 800’de Çoğunun yerinde
yalnızca Yıkıntılar kaldı.
İnkalar’da Toplumsal Tabakalar arasında Belirgin Farklılıklar vardı. İmparator
Ülke’yi Soylu Bürokratlar’ın Yardımı’yla yönetir, Otorite’sini korumak için
Sert ve çoğu kez de Baskıcı Yöntemler’e başvururdu. İnka Teknolojisi ve
Mimarisi Özgün olmamakla birlikte, oldukça Gelişkin’di. Sulama Sistemleri’nin,
Saraylar’ın, Tapınaklar’ın ve Kaleler’inin bir Bölümü hala Ayakta’dır.
Ekonomiler’inin Tarım’a Dayanıklı’ydı. Başlıca Ürünler Mısır, Beyaz ve Tatlı
Patates, Kabak, Domates, Yerfıstığı, Kırmızıbiber, Koka, Manyok ve Pamuk’tu.
Domuz, Ördek, Lama, Alpaka ve Köpek yetiştirirler, Giysilerini Lama Yünü ve
Pamuk’tan yaparlardı. Evleri ise Taş ve Kerpiç’tendi. Hemen hepsi Çiftçi olan
Erkekler Giysi ve Yiyeceklerini kendileri sağlarlardı.
İnkalar İmparatorluğun her yanına uzanan Yollar İnşa ettiler. Kuzey-Güney
Doğrultusu’ndaki 2 Anayol’dan biri 3600 km boyunca Kıyı’da, yaklaşık aynı
Uzunlukta olan Diğeri ise And Dağları Boyunca uzanıyordu. Bu 2 Anayol’u
birbirine bağlayan Ara Yollar vardı. İnkalar ayrıca Kayaları oyarak birçok Kısa
Tünel ve Sarmaşıklar’la bağlanmış Tahta’dan Asma Köprüler İnşa etmişlerdi. İnka
Uygarlığı’nda Tekerlekli Araç bilinmediğinden Yaya Ulaklar ve Yük Hayvanları için
yapılan Yollar’ın yalnızca bir Bölümü Taş’la kaplanmış, Eğilimli Araziler’de
ise Kayalar oyularak Basamaklar yapılmıştı. Yollar Askeri Amaçlar’la ve
Devlet İşleri için kullanılırdı. Bu Yol Ağı İspanyollar’ın İnka
İmparatorluğu’nu ele geçirmelerini çok kolaylaştırdı.
İnka
Dini Animizim, Fetişizm ve Doğa Tanrıları’na Tapınma’nın Bileşimi’ydi.
Tanrılar’ın En Büyüğü Güneş Tanrısı Intri’ydi. Onun
ardından Yaratıcı Tanrı Viracocha ile Yağmur
Tanrısı Apu Illapu gelirdi. İmparatorluk Dönemi’nde İnka Dini Resmi
Din Durumu’na geldi ve fethedilen Ülkeler’in Tanrıları’na Hoşgörü gösterilmekle
birlikte bu Halklar Güneş Tanrısı’na tapınmak ve Hizmet etmek zorunda
bırakıldı. İnka Ayinleri’nde İnsan ve Hayvan Kurban edilir, Kehanet Törenleri
yapılırdı.
İspanyol Fatihleri (Conquistador) İnka İmparatorluğu’nu İspanya’nın Sömürgesi haline
getirdiler. Merkezi Yönetim Yapısı parçalanarak Bağımsız Yerel Yönetim
Birimleri kuruldu. Gümüş Madenciliği’ni öne çıkaran Sömürge Ekonomisi Nufus’un
Yeni kurulan Büyük Kentler’e yerleşmesine Yol açtı. Madenler’de çalışmak
istemeyen ve Sömürge Yönetimi’nden kaçan birçok Yerli Doğu’ya göç etti.
Paganlığa karşı Sert bir Kampanya açılarak Inkalar’ın Dini Gelenkeleri yok
edildi.
İnkalar:
1100 ve 1500 ler arasında Andlar’da Büyük İmparatorluk kuran Güney Amerika
Yerli Halkı. 1400ler’in Başları’nda Topraklarını genişletmek
için Fetihler’e girişen İnkalar, 1532’de İspanyol İstilası başladığında, Büyük
Okyanus Kıyısı ve And Dağları boyunca, bugünkü Ekvator’un Kuzey Sınırı’ndan
Şili’nin Orta Kesimleri’ndeki Maule Irmağı’na kadar uzanan ve yaklaşık 2 Milyon
Kişi’yi kapsayan bir İmparatorluğu yönetiyorlardı
And Dağları’nın
Yüksek Kesimleri’ndeki Vadiler’de yaşamış ve 1100-1500ler’de Büyük bir
İmparatorluk kurmuş olan Güney Amerika Yerli Halkı..1500ler deki İspanyol
İstilası’ndan önce, Ortalama 5-10 Milyon Nufuslu Çok İyi Örgütlü İmparatorluk,
1300-1400ler de güçlenerek Topraklarını bugünkü Bolivya, Peru, Ekvador ile
Arjantin ve Şili’nin Bazı Bölümler’ini içine alacak kadar genişletti.
800ler’de çöken
Eski Uygarlıklar’dan Yaklaşık 300 Yıl sonra İnka Peru’nun Ortalarındaki Cuzco
Vadisi’nden indi ve Kendilerinden önce başka Halklar’ın yaşamış olduğu bu
Bölge’ye yerleşti. İnkalar Dağlar’dan Kıyılar’a doğru yayıldılar. 1400ler’de
Çevrelerindeki Güçlü Kabileler’e Boyun eğdirdiler. Ele geçirdikleri
Topraklar’daki İnsanlar’ın bir Bölümünü başka Bölgeler’e sürerek
Başkaldırmalarının önüne geçerken, bir Bölümünü de Tarım ve Bayındırlık
İşlerinde Zorla çalıştırdılar.
Başkent
Cuzco:
Cuzco Vadisi’nde
Yer alan ve İnka İmparatorluğu’nun Başkenti olan Cuzco ‘’Güneşin Kutsal Kenti’’ olarak bilinirdi.
Tanrı
İmparator:
İmparator’a Tanrı
Gözüyle bakılır ve Güneş’in Soyu’ndan geldiğine inanılırdı. İmparator’un, Hayat
ve Ölüm Konusunda Tartışılmaz bir Otoritesi vardı.
Toplumsal-Siyasal
Örgütlenme:
İnkalar’da 10
Ailelik Gruplar kendilerine bir Önder seçer, Önderler bir Şef’in
Sorumluluğu’nda olurdu. Her Şef’in Buyruğu’nda 5 Önder vardı ve bu Düzen
Hepsinin Önderi ve Yöneticisi olan İmparator’a kadar uzanırdı.
Halk belirli bir
Yaşama ve Çalışma Düzenine uymak zZorundaydı. Her şey Devlet’indi. Çocuklar ve
Yaşlılar dışında Herkes’ten Çalışması beklenirdi. Tembellik ve İnsan Onuruna
Aykırı Davranışlar Ağır Biçim’de cezalandırılırdı. Halk Yoksul değildi; ama
Malı Mülkü de yoktu, Özgürlükleriyse sınırlıydı. Ürettiklerinin belirli
bir kısmını İmparator’a ve Rahipler’e vermek zorundaydı.
Kaleler-Tapınaklar:
İnkalar, Çatılar’ı
Tahta Kirişler üzerine Saman Örtülü, Altın Süslemeli Büyük Taş Kaleler ve
Tapınaklar yaptılar. Cuzcu Kalesi’nin Duvarlar’ı Tonlarca Ağırlık’ta
Taşlar’dan yapılmıştı ve Yüksekliği 6 Metre’yi buluyordu.
İspanyollar
Cuzco’daki Büyük Güneş Tapınağı’nı
bastıklarında olağan üstü Güzellikte Altın ve Değerli Taşlar’la Süslü
Eşyalar’ın yanı sıra üzerinde Güneş Tanrısı’nın Resminin bulunduğu Kocaman bir
Altın Tabak buldular. Ay Tapınağı’nda ise her şey Som Gümüş’tendi. Başkent’te
yapılan Büyük Şenlikler’de Yağmur Tanrısı’na Lamalar ve İnsanlar Kurban
edilirdi.
Evler:
İnkalar’ın Evleri
kendilerinden önceki Uygarlıklar oranla daha Küçük’tü. Köylüler’in Evleri
Kerpiç’ten ve Saman Damlı’ydı.
Ölüler:
Eski Mısırlılar
gibi İnkalar da Ölüler’ini mumyalar ya da başka Yöntemler’le korurlardı.
Teknik:
İnka
İmparatorluğu’nun Kıyı Halkı Bakır’ı döverek Kaplar yapar ya da eritilmiş
Metali, Kalıplar’a dökerek biçimlendirirdi. Kıyı’nın Kuzey Kesiminde yaşayan
Halk, değişik anlatımlı İnsan Başı biçiminde Çanak Çömlek yapıyordu.
İnkalar Basit
Tezgahlar’da çok Güzel Duvar Halıları ve Yaygılar’da dokurlardı. Pamuklu
Dokumaları o kadar İnce’ydi ki, İspanyollar bunları İpek sanmıştı.
Kemik ve Bambu’dan
Flüt, Toprak ve Deniz Kabukları’ndan Borazan ve Tunç’tan Çanlar yaptılar.
Taş
Yontuculuğundaki üstün Becerilerine karşın İnkalar’ın Mayalar gibi Gelişkin
Araç Gereçleri yoktu.
Lama Tüyü’nden
Dokumalar yaparlardı.
Kent:
İnkalar
Düzgün ve Geniş Yollarını Taşlar’la döşediler. Kayalar’ı oyarak kısa tüneller,
Tahta’dan Köprüler yaptılar.
İletişim:
Gelişkin bir
Haberleşme Sistemleri vardı. Belli aralıklarda kurulu Posta İstasyonları’na
Ulaklar Haber taşırdı. Yollarda ayrıca Dinlenme Evleri de yapılmıştı. Tekerlek
bilinmediğinden yükleri Lama Sürüleri taşırdı.
Tarım-Hayvancılık:
Dünya’da İlk
Patates Üreticileri İnka Çiftçileri’dir. Öbür ürünleri Mısır, Tatlı
Patates ve Manyok’tu.
Domuz, Ördek,
Köpek ve Lama yetiştirirlerfi. ,
Yazı-Hesap-Para:
Ne bir Yazı
Sistemleri ne de Paraları vardı. İpler’e Düğüm atarak Hesap yaparlardı.
1500ler:
1500ler de 2
Kardeş Arasında çıkan Taht Kavgası İmparatorluğu zayıflattı. Taht’ın
Varisi Huascar’ı Üvey Kardeşi Atahualpa Haps’e
attırdı. Francisci
Pizarro Yönetimi’ndeki İspanyollar
Altın aramak için Peru’ya Ayak bastıklarında Taht’ta Atahualpa vardı.
İspanyol
Komutan Francisci
Pizarro, Atahualpa’yı Tuzağa düşürerek Tutsak aldı. Atahualpa Hapis’teyken Huascar’ın
öldürülmesi için Emir verdi. Emir yerine getirildi; ne var ki, bunu gerekçe
gösteren Pizarro, Atahualpa’yı İdam
ettirdi. Başsız kalan Ülke’ye İspanyollar Egemen oldular ve İnka
İmpratorluğu’nun Topraklarının Tümünü ele geçirdiler.
Asrı
Sani: Çağdaş İnkalar:
Bugün İnka Bufusu 3 Miyon’dan daha azdır. And Dağları’nın KeçuvaDili konuşan Köylüleri İnkalar’ın Soyu’ndan gelir. Bunlar Peru’nun %45
ini oluştururlar. Bugün And Dağları’nda
yaşayan ve Keçuva Dili Konuşan Köylüler İnkalar’ın Soyu’ndan
gelir. Peru Nufusu’nun yaklaşık %45 ini oluştururlar. Geleneksel Yöntemler’le
Tarım ve Hayvancılık yaparlar. 3 Tür Kırsal Yerleşim Biçimi vardır: Evlerin
Tarlalar’ın ortasında kurulduğu Köy’le, Tarlalar’ın Köy Merkezinin Çevresinde
yer aldığı Gerçek Köy Toplulukları ve ikisinin Karışımı. Aralarında Sıkı
Akrabalık Bağları bulunan Yerli Toplulukları’nda İç Evlilik Yaygın’dır. Dinleri
Paganlık’la karışmış Katoliklik’tir.
Tenoch
AZTEKLER ve TANRILARI
1400 ile 1500
Başları’nda, Bugünkü Meksika’nın Orta ve Güney Kesimleri’nde Büyük bir
İmparatorluk kurmuş Halk. Nabuva Dili konuşan
Aztekler’in Adı, Atalarının muhtemelen Kuzey Meksika’da bulunan Anayurdu
için kullanılan Aztan’dan (Beyaz Ülke) gelir. Diğer Adlarından “Tenoçka”, Ataları Tenoch’tan kaynaklanır. Yine Aztekler için kullanılan “Meksika” adı, Texcoco Gölü’nün Mistik Adı Metzliapan (Ay
Gölü) ile ilişkilendirilir. En Büyük Kentleri Tenochtitlan’ın adı “Tenoch”tan türetilmiş,
“Meksika” ise önce Kentin ve Çevresindeki Vadi’nin, sonradan
da tüm Ülke’nin Adı oldu. Aztekler’in kendilerinden Söz ederken kullandığı “KulhuaMeksika” Adı ise, Meksika Vadisi’nin en gelişmiş Merkezi
olan Colhuacan ile özdeşleşmek Çabasını yansıtır.
Aztekler’in Kökeni
Kesin olarak bilinmiyor. Ama bazı Gelenekleri, 1100ler’de Orta Amerika’ya
gelene kadar, daha Kuzey’deki Meksika Platosu’nda Avcılık ve Toplayıcılık’la
geçinen bir Kabile oldukları izlenimini verir. Yine de, Aztlan, yalnızca Destanlar’da doğmuş bir Yer olabilir. Aztekler’in Güney’e
Göçü’nün, Toltek Uygarlığı’nın Çöküşünü izleyen ve belki de bu
Çöküşü hızlandıran Genel bir Göç Hareketi’nin Parçası olduğu sanılır. Texcoco
Gölü’ndeki Adalar’a yerleşen Aztekler, Tarihleri boyunca başlıca Merkezleri
olan Tenochtitlan’ı MS 1325’te kurdular. Büyük bir Devlet ve sonunda bir
İmparatorluk kurabilmelerinin Temelinde, kullanılabilir tüm Toprakların
Entansif biçimde ekildiği, gelişkin bir Sulama ve Bataklık kurutma Sistemine
dayalı Olağanüstü Tarım Düzenleri yatar. Bu Yöntemler’le sağlanan Yüksek
Verimlilik, Zengin ve Kalabalık bir Ülke’nin doğmasını sağladı.
Tenochtitlan, Itzcoatl Dönemi’nde
(1428-1440) komşu Texcoco ve Tlacopan Devletleri
ile İttifak kurarak Orta Meksika’da Egemen Güç Durumuna geldi. Daha sonra hem
Ticari İlişkiler, hem de Fetihler Yolu’yla, 400-500 Küçük Devlet’ten oluşan,
5-6 Milyonluk Nufusuyla 1519’da 207.200 km2’lik Alan’a yayılan bir
İmparatorluğun Merkezi oldu. Kent, en Gelişkin Döneminde, 13 km2’yi Aşkın bir
Alan’da 140.000 den çok İnsan barındırıyordu; dolayısıyla Orta Amerika
Uygarlıkları’nın Tarihinde en Yoğun Nufuslu Yerleşim Yeri’ydi.
Aztek Devleti,
Askerler’in Egemenliğindeki bir Despotluk’tu. Kastlar’a ve Sınıflar’a bölünmüş
ama Dikey Akışkanlığını da koruyan Aztek Toplumu’nda yükselmenin en Güvenli
Yolu Savaş’ta Kahramanlık göstermekti. Devlet İşleri’ni Rahipler ve Bürokratlar
yürütürdü. Toplum’un Alt Katmanları’nda, Serfler, Sözleşmeli Hizmetkarlar ve
Köleler yer alırdı.
Aztek Dini:
Kozmoloji:
Aztek Dini, birçok
Orta Amerika Kültürü’nden Değişik Unsurları özümsemiş, Çeşitli İnanç
Sistemleri’nden Karşıt Öğeleri bir araya getirmişti. Önceki Halklar’ın birçok
Kozmolojik İnancını paylaşan bu Din, özellikle Evren’in bir Dizi Yaradılış’ın
Sonuncusu olduğu ve 13 Gök Katı ile 9 Yeraltı Dünyası arasında bulunduğu
yolundaki Maya İnancı’nı benimsemişti.
Tanrılar:
Aztekler’in
başlıca Tanrıları, Savaş ve Güneş Tanrısı Huitzilopochtli,
Yağmur Tanrısı Tlaloc ve Yarı Tanrı-Yarı Kahraman Tüylü Yılan Quetzalcoatlidi.
Kurban:
İnsan Kurban etme
Töreni’nde, Kurban’ın Yüreği Güneş Tanrısı’na sunulurdu. Kan akıtma Töreni de
Yaygın’dı.
Aztek
Takvimi: Tonalpohualli
Din’le yakından
İlişkili Aztek Takvimi, Rahipler’in Uğraşı olan Kapsamlı bir Ayinler ve
Törenler Döngüsü’nün Temeliydi. Orta Amerika’nın Büyük Bölümü’nde kullanılan bu
Takvim, 365 Günlük (20’şer Günlük 18 Ay, artı 5 Uğursuz Gün) bir Güneş Takvimi
ile 260 Günlük (20’şer Günlük 13 Devre) bir Dinsel Yıl’dan oluşuyordu.
Birbirine Paralel giden bu 2 Yıl Döngüsü, 52 Yıllık daha Büyük bir Döngü’nün
Parçasıydı.
Tonalpohualli denen 260 Günlük Dinsel Yıl ile 365 Günlük Güneş
Yılı’nı birleştiren Takvim Sistemi. Örnek aldığı Maya Takvimi gibi, Aztek
Takvimi de 20'şer Fünlük 13 Dönem’e bölünen Dinsel Yıl ile 20'şer Günlük 18
Ay’a bölünen ve ayrıca uğursuz sayılan 5 Günlük bir Dönemi (Nemontemi) içeren Toplumsal Yıl’dan oluşuyordu. Yine Maya
Takvimi’nde olduğu gibi, Dinsel ve Toplumsal Aztek Yılları her 52 Yıl’da bir,
birbirlerine göre aynı Konum’a gelirdi. "Yıllar’ın Bağlanması" ya da "Yeni Ateş Töreni" Adıyla
kutlanan bu Olay’a hazırlık olarak önce tüm Kutsal Ateşler ve Evler’deki
Ateşler söndürülürdü. Tören’de Heyecan’ın Doruğa ulaştığı anda Rahipler Yeni
bir Kutsal Ateş yakardı. Ardından Aztek Halkı da Ocaklar’ındaki Ateşi yeniden
tutuşturur ve Şölen’e geçerlerdi. 1790'da Mexico'da yapılan Kazılar’da
Bazalt’tan yapılmış, Ağırlığı 25 Ton’u bulan, 3,7 Metre Çap’ında Daire
Biçimi’nde bir Takvim Taşı ortaya çıkarıldı. Bugün Mexico Ulusal Antropoloji
Müzesi'nde sergilenmekte olan Taş’ın tam Ortasında Aztek Güneş Tanrısı Tonaiuth'un Yüzü görülür. Bu Yüz’ün Çevresinde de Tanrı’nın
önceki cisimleşmiş Biçimlerini yansıtan ve Dünya’nın 4 Eski Çağı’nı simgeleyen
Kare Biçimindeki 4 Pano vardır. Bunları da Aztek Ayının 20 Günü’nü simgeleyen
İşaretler çevreler.
Aztekler’in
Sonu:
Yöre’ye 1519’da
gelen Ispanyol İstilacılar bu Uygarlığın Gelişmesine Son verdiğinde Aztek
Imparatorluğu’nun Genişlemesi ve Toplumsal Evrimi henüz durmuş değildi. Son
Imparator Il.
Montezuma (hd 1502-20), Hernan Cortas tarafından Tutsak, alındı ve Hapis’te öldü.
Imparatorluk, Üstün Silahlar’la donanmış Avrupalılarca Hızla İstila edildi..
Aztek
Codexleri:
Aztekler’in Batı
Dünyası’nda Codic olarak bilinen ve Geyik Derisi ya da Sabırotu
Lifleri’nden yapılmış Kağıtlar’a yazılmış Kutsal Metinleri ve Elişleri,
Tapınaklar’da korunurdu. Yazıcılar, İdeogram, Resimyazı ve Fonetik İmgeler’in
Karışımı bir Teknik kullanırlardı. Dinsel Tören Takvimi, Kehanetler, Törenler
ve Tanrılar ile Evren’e ilişkin Yorumlar da Yazıcılar’ın İlgi Alanına girerdi.
Ülke’nin İstilasından sonra bu Metinler’in çoğunun Yok edilmesine karşın, Codex Borbonicus, Codex Borgtav,
Codex Fejervary-Mayer ve Codex Cospuno gibi bazı Örnekler bugüne ulaşabildi. Bu
El Yazması Metinlerin Anlaşılması çok Güç’tür ve pek azı gerçekten Aztekler’e
aittir.
Arkeolojik
Kalıntılar ve Aztek Sanatı:
Arkeolojik Kalıntılar arasında Tanrı
Heykelleri, Dinsel İçerikli Taş Alçak Kabartmalar, Duvar Resimleri, Kil’den
yapılmış İnsan Heykelleri ve Vazolar ile Taş ve Ahşap Maskeler bulunur. Aztek
Sanatı temelde simgesel olduğu için bu Kalıntılar Yardımıyla Önemli Bilgiler
elde edilebilir.
Aztek Tanrıları
Huitzilopochtli
Uitzilopochtli olarak da yazılır (Nahuva Dili’nin NahuvatlLehçesi’nde Huitzilin: “Kolibri” ve opochtli: “Sol”). Güneş ve Savaş Tanrısı. Aztekler ölen
Savaşçılar’ın Ruhları’nın Kolibri (Çok Güzel, Parlak
Renkli bir Kuş) Bedenine büründüğüne inanırlar ve Güney’i Dünya’nın Sol Yanı
olarak Kabul ederlerdi. Bu nedenle Huitzilopochtli’nin adı
“Güney’in dirilen Savaşçısı” Anlamına geliyordu. Dirilen Adlarından İkisi Xiuhpilli (Turkuvaz Prens) ve Totec’ti (Efendimiz). Nahual’ı (büründüğü Hayvan Biçimi)
Kartal’dı.
En Eski İnanış’a
göre Huitzilopochtli, Coatepec Dağı’nda, Tula Kenti yakınında doğmuştu.
Annesi Yeryüzü Tanrıçası Coatlicue, Gök’ten düşen bir Top
Kolibri Tüyü’nü (Yani bir Savaşçı’nın Ruhu’nu) Bağrında sakladıktan sonra Huitzilopochtli’ye Hamile kalmıştı. Erkek Kardeşleri olan Güney
Yarıküre Yıldızları Centzon
Huitznaua (Dört Yüz Güneyli) ve Kız
Kardeşi Ay Tanrıçası Coyolxauhqui onu öldürmeve karar verdiler, ama Huitzilopocthli, Xiuhcoatl'ıı (Turkuvaz
Yılan) Silah olarak kullanıp onları yok etmişti.
Başka Efsanelere
göre Huitzilopochtli, Aztekler’i Geleneksel Yurtları Aztlan'dan Meksika Vadisi’ne ulaştıran Uzun Göç sırasında Kabile’nin Kutsal
Önderi’ydi. Rahipler onun Colibri Biçimindeki Tasvirini
Omuzlarında taşıyorlardı. Bir Gece onun Buyruk veren Sesi duyuldu; bu Buyruk
gereğince Aztek Başkenti Tenochtitlan 1325’te Meksika
Vadisi’ndeki Göl’de Küçük ve Kayalık bir Ada’da kuruldu. Ilk Tapınak,
Rahipler’in bir Kartal’ı bir Yılan’ı yutarken gördükleri Kaya üzerinde Yer
alıyordu. Sonraki Aztek Kralları bu Sunak Yeri’ni genişlettiler. Sekiz Kamış
Yılı’nda (1487) İmparator Ahuitzotlburada Görkemli bir
Tapınak yaptırdı. Huitzilopochtli genellikle KolibriBiçiminde
ya da Kolibri Tüyleri’nden Miğfer ve Zırh giymiş bir Savaşçı
olarak betimlenirdi. Bacakları, Kolları ve Yüzü’nün alt Bölümü Mavi’ye, Yüzünün
üst Bölümüyse Siyah’a boyanırdı. Ayrıntılarla işlenmiş Tüylü bir Başlık giyer,
Elinde bir Kalkan ile bir Turkuvaz Yılan bulunurdu.
Dinsel Takvim’in Panquetzaliztli (Değerli Tüy Bayraklar Şöleni) Adı verilen
Yılının 15. Ayı. Huitzilopochtli’ye ve Yardımcısı Paynal’a (Tez
Canlı: Paynal’ı canlandıran Rahip, Tören Alayı Kent’in Çevresi’nde
dolanırken en Ön’de koşardı) adanmıştı. Bu Ay’da, Savaşçılar ve Auıanime (Fahişeler) Tanrı’ya adanan Tapınağın önündeki
Alan’da Geceler boyunca Dans ederlerdi. Savaş Esirleri ya da Köleler Huitzilopochco’da (Bugün Churubusco, Mexico yakınında) Kutsal bir
Kaynağın Suyu’yla yıkanır, Paynal’ın Başını
çektiği Tören Alayı’nın Kent’i dolaşması sırasında ya da daha sonra Tapınağın
Sunak Taşı’nda Kurban edilirlerdi. Rahipler ayrıca Tanrı’nın en Önemli Silahını
simgeleyen, Ağaç Kabuğu’ndan yapılmış bir Yılan yakarlardı. Son olarak Huitzilopochtli’nin Öğütülmüş Mısır’dan yapılan bir Tasvir’i Törensel
olarak Ok’la öldürülür, Rahipler ve Rahip Adayları arasında paylaşılırdı. “Huitzilopochtli’nin Bedeni"ni yiyen Gençler bir Yıl boyunca ona
Hizmet etmek Zorundaydılar.
Aztekler Güneş
Tanrısı’na Günlük Besin olarak (Tlaxcaltiliztli) İnsan
Kanı ve Yüreği sunmak gerektiğine ve "Güneş İnsanları" olarak
kendilerinin de Tanrı’ya bu Kurban’ı bulmakla Yükümlü olduklarına inanırlardı.
Kurban Yürekleri Quauhtlehuanitl'e (Yükselen Kartal) sunulur ve Quauhxicalli'de (Kartal Vazosu) yakılırdı. Savaş’ta ya da Sunak
Taşı’nda ölen Savaşçılar’a Quauhteca (Kartal’ın
İnsanları) denirdi. Savaşçılar’ın öldükten sonra, ilkin Güneş’in Parlak
Kuyruğu’nun bir Parçasına dönüştüğüne, 4 Yıl sonra da sonsuza kadar
Kolibriler’in Bedeninde yaşamaya başladıklarına inanılırdı.
Büyük Huitzilopochtli Rahibi Quetzalcoatl Totec Tlamacazqui (Tüylü Yılan, Efendimizin Rahibi), Yağmur
Tanrısı Tlaloc'un Büyük Rahibi’yle birlikte Aztek Din Adamlarının
Başıydı
Quetzalcoatl
Nahuatl Dili’nde Quetzalli:
"Değerli Tüy" ve Coatl :
"Yılan". Eski Meksika Tanrıları’nın en Önemlilerinden olan Tüylü
Yılan. Tüylü Yılan betimlemelerinin ilk Örneklerine Ülke’nin Merkezindeki
Teotihuacan Kültürü’nde (200-700ler) rastlanır. O Dönem’de Quetzalcoatl, Yağmur Tanrısı Tlaloc'la yakından
ilgili bir Yer ve Su Tanrısı’ydı.
Nahua Dili konuşan Kabileler’in Kuzey’den Göç
etmesiyle Quetzalcoatl İnanışında Önemli Değişiklikler oldu. Tula Kenti çevresinde gelişen Toltek Kültürü’nde
(900-1100) Gökcisimleri’ne Tapınma’yla İlişkili olarak Savaş’ın ve İnsan Kurban
edilmesinin Önemi arttı. Quetzalcoatl Sabah ve Akşam
Yıldızı Tanrısı sayıldı ve Tapınağı Tula'daki Törenler’in Merkezi oldu.
Aztek Döneminde
(1300-1500) Quetzalcoatl Rahiplerin Koruyucusu, Takvim’in ve Kitaplar’ın
Mucidi ve Demirciler’le başka El Sanatçıları’nın Koruyucusu sayıldı. Aynı
zamanda Venüs Gezegeni’yle Eş tutuldu. Sabah ve Akşam Yıldızı olarak Ölüm’ün ve
Yeniden Diriliş’in de Simgesiydi. Arkadaşı Köpek Başlı Tann Xolotl’la birlikte ölmüş Atalar’ın Kemikleri’ni toplamak
için Mictlan’ın Yeraltı Cehennemi’ne indiğine ve topladığı
Kemikleri kendi Kanına bulayarak bugün Yeryüzü’nde yaşayan İnsanlar’ı
doğurduğuna inanılıyordu.
Bir başka önemli
Efsane’ye göre OuetzalcoatI Toltekler’in Başkenti Tula’nın
Rahip Kralı’ydı. İnsan değil, yalnızca Yılan, Kuş ve Kelebek Kurban ederdi. Ama
Gece Göğü’nün Tanrısı Tezcatlipoca Büyü yaparak onu
Tula’dan atmıştı. Quetzalcoatl da “Tanrısal Su” (Atlas Okyanusu) Kıyılarına
inmiş ve kendini Ateş’e atarak Venüs Gezegeni haline gelmişti.
Bir başka Öykü’ye
göreyse Yılanlar’dan yapılmış bir Sal’a binerek doğu Ufku’nda kaybolmuştu.
Tezcatlipoca’nın Tüylü Yılan’a karşı kazandığı Zafer’de Gerçeklik
Payı olabilir. Toltek Uygarlığı’nın İlk Yüzyılı’nda Teotihuacan Kültürü’nün Rahipler Düzeni ve Barışçı İlkeleri
Geçerli’ydi. Kuzey’den Göç Edenler’in Baskısı Toplumsal ve Dinsel bir Devrim’e
Yol açmış, Yönetim Rahipler’den Askerler’in Eline geçmişti. Ouetzalcoatl’ın Yenilgisi Klasik Teokrasi’nin Çöküşünü Haber
veriyordu. Onun Doğu’ya yaptığı Deniz Yolculuğu, ToltekÖzellikleri gösteren Itza Kabilesi’nin
Yucatan’ı İstilası’yla ilişkili olabilir. Quetzalcoatl’ın
Takvim adı Ce
Acatl’dı (Tek Kamış) ve onun Tek Kamış
Yılı’nda Doğu’dan Geri döneceğine inanılırdı. Bu İnanç Aztek Kralı Il.Montezuma’nın, Meksika Körfezi’ne Çıkışları (1519) Tek Kamış
Yılı’na rastlayan Ispanyol Müstevli Hernan Cortes ile
Arkadaşlarını Tanrısal Elçiler olarak görmesine Yol açtı.
Quetzalcoatl Tüylü bir Yılan’dan başka, sık sık Sakallı bir
Erkek olarak da betimlenirdi. Rüzgar Tanrısı Ehecatl Kimliği’yle içinden Rüzgar geçen İki Oluklu bir Maske takar ve
Kuzeydoğu’daki Meksika Kabilesi Huastekler’e özgü Koni
Biçimi’nde bir Şapka giyerdi. Aztekler’in Başkenti Tenochtitlan’daki (bugün Mexico) Tapınağı Ehecatl’a Uygun, Yuvarlak bir Yapı’ydı. Çünkü Ehecatl’ın, Rüzgar’a karşı Keskin Köşeleri bulunmadığı için
Dairesel Tapınaklar’dan hoşlandığına inanılırdı. Bu tür Anıtlar’a özellikle
Huastek Yöresi’nde sık rastlanır.
Ouetzalcoatl hem Ehecatl (Rüzgar)
Günleri, hem de Ayin Takvimi’nin 13 Günlük Dizileri’nin 18.‘si boyunca
Egemenlik sürerdi. Ayrıca Gün Saatleri’nin 13 Tanrısı arasında 9. sayılırdı.
Genellikle 1. Derece Tanrılar Listesi’ne alınmakla birlikte, kendisine adanmış
bir Tören Ayı yoktu.
Eğitim, Yazı ve Kitap Tanrısı olarak
Rahip Adayları’yla Soylular’ın Çocuklar’ının eğitildiği Calmecac’ta (Tapınağa bağlı Din Okulu) Özellikle Saygı
görürdü. Tenochtitlan dışında Quetzalcoatl İnanışı’nın Önemli
Merkezleri arasında Pueblo Platosu’ndaki Cholula sayılabilir.
Tlaloc
(Nahuatl Dili’nde “Tomurcuk Verdiren”). Yağmur Tanrısı. İri, Yuvarlak Gözlü
ve Uzun Azı Dişli bir Maske takmış olarak betimlenen Figürler’inin ilk
Örneklerine MS 200-700 arasındaki Teotihuacan Kültürü’nde
rastlanır. Aynı Dönem’de Mayalar’ın taptığı Yağmur Tanrısı Chac’la Büyük Benzerlikler taşır.
Aztek Uygarlığı
Dönemi’nde Bütün Meksika’ya yayılan TlalocKültü’ne Büyük
Önem verilirdi. Kahin Takvimleri’nde Tlaloc Günler’in
8. Kral’ıı ve Gecelerin 9. Efendisi olarak Yer alırdı. 18 Yıllık Dinsel Yıl’ın
5 Ay’ıTlaloc’a ve Dağ Dorukları’nda yaşadıkların inanılan Diğer
Tanrılar’a (Tlaloque) adanmıştı. Dinsel Yıl’ın İlk Ay’ı Atlcaualo ile 3. Ay’ı Tozoztontli'de Tlaloc’a Çocuklar Kurban edilirdi. 6. Ay Etzalqualiztli’de
Yağmur yağdırmakla görevli Aztek Rahipleri Göl’de yıkanır, Yağmur yağması için
Su Kuşları’nın Seslerini Taklit eder ve Büyülü Sis Çıngıraklarını (Ayauhchicauaztli) kullanırlardı. 13. Ay Tepeilhuitl ise Tlaloque’ye adanmıştı;
bu Ay’da yoğrulmuş Horozibiği Eti’nden yapılma Küçük Tasvirler Dinsel Tören’le
"öldürülerek” yenirdi. 16 Ay Atemoztli’de de Benzer
bir Tören yapılırdı.
Tlaloc, Kuzeyli
Savaşçı Kabileler’in Orta Meksika’yı Ele geçirmesinden önce, Yüzyıllar Boyunca
Bölge’deki Çiftçi Kabileler’inin Ana Tanrıları’ndan biri olarak Varlığını
korumuştu. Savaşçı Kabileler’le birlikte Bölge’ye Hluitzilopochtli ve Tezcatlipoca Kültleri
de girdi. Aztekler Bağdaştırıcı bir Yaklaşımla hem Huitzilopochtli’yi, hem de Tlaloc’u en Büyük Tanrı
olarak benimsediler. Başkent Tenochtitlan Kentindeki Büyük Tapınak’ta (Teocalli), her iki Tanrı’ya ayrılmış, Eşit Büyüklük’te iki
Kutsal Bölüm Yer alıyordu. Yağmur Tanrısı Başrahibi Quetzalcoatl Tlaloc Tlamacazqui’nin (Tüylü Yılan, Tlaloc’un Rahibi)
Ünvanı ve Konumu Güneş Tanrısı Başrahibi’ninkine Eşit’ti.
Saygı gördüğü
kadar Korku da uyandıran Tlaloc, Yağmur yağdırdığı gibi
Kuraklığa ve Açlığa da Neden olabilirdi. Yeryüzü’ne Yıldırımlar fırlatır,
Korkunç Kasırgalar estirirdi. Tlaloque ise
Yeryüzü’ne Bereketli Yağmurlar yağdırabilir ya da Ekinler’e Zarar veren Seller
gönderebilirdi. Bu Tanrılar’ın ayrıca Cüzzam, Romatizma, Vücut’ta Su toplanması
gibi Hastalıklar’a da Neden olduklarına inanılırdı. Aztekler’in Ölüleri Yakma
Geleneği’ne karşın, bu Hastalıklar’dan Ölenler’le Boğulma ya da Yıldırım
Çarpması Sonucu’nda ölenler gömülürdü. Bu Yollar’la Hayat’ı sona
erenler’in Tlalocun Cenneti olan Tlalocan’da
Sonsuz’a kadar Mutlu bir Hayat süreceklerine inanılırdı.
Tatlı Su Gölleri’yle Küçük Akarsular’ın
Tanrıçası olan ve Matlalcueye(Yeşil Etekli Kadın) olarak da bilinen Chalchiuhtlicue (Yeşil Etekli Kadın)Tlaloc’un Eşi sayılırdı.
Tezcatlipoca
(Nahuatl Nili’nde “Puslu Ayna”). En Önemli Aztek Tanrıları’ndan. Büyükayı
Takımyıldızı’nın ve Karanlık Gökyüzü’nün Tanrısıdır. TezcatlipocaKültü, MS 900ler’in Sonları’na doğru, Kuzey’deki
Savaşçı Tolteklerce Orta Meksika’ya getirildi. Tezcatlipoca’nın, Tanrı Ouetzalcoatl’ı (Tüylü
Yılan) Tula Kenti’nden nasıl kovduğunu anlatan çok sayıda Efsane vardır.
İstediği Kılığa giren Büyücü Tezcatlipoca Kara
Büyü’yle birçok Toltek’in Ölümüne neden olur; Erdemli Ouetzalcoatl’ı İçki’ye, Günah’a ve Bedensel Tutkular’a
sürükleyerek Toltekler’in Altın Çağı’na Son verir. Orta Meksika’daki İnsan
Kurban etme Geleneği onun Etkisiyle başlamış. Tezcatlipoca’nın Nahual'ı Jaguar’dır; bu Jaguar’ın Benekli Postu, Yıldızlı bir Gökyüzü’nü andınr.
Yaratıcı Tanrı Tezcatlipoca bugünkü Evren’den önce yaratılıp yok edilmiş 4
Evren’den ilki olan Ocelotonatiuh’ta (Jaguar-Güneş) hüküm sürmüştü.
Tezcatlipoca genellikle Yüzünde Siyah bir Şerit’le
betimlenir; Ayaklarından birinin yerinde Obsidiyenden bir Ayna vardır.
Guatemala’dakiMayalar ve Kiçeler 900ler’den
sonra Tezcatlipoca’ya Hurakan (Tek Ayak)
Adını verdikleri bir Şimşek Tanrısı olarak taptılar. Bazı Betimlemeler’de AynaTezcancatlipoca’nın Göğsünde Yer alır. Bu Ayna’da Her gören Tezcatlipocagörünmeyen ve her yerde Var olan bir Tanrı’dır;
İnsanlar’ın Bütün Eylemlerini ve Düşüncelerini bilir.
Tezcatlipoca Aztekler Dönemi’nde (MS 1300-1500) Huitzilopochtli, Tlaloc ve Ouetzalcoatl’la
birlikte en Yüce Tanrılar’dan biri Durumuna geldi. Bu Dönem’de Tezcatlipoca’ya Yoalli Ehecatl (Gece
Rüzgarı), Yaotl (Savaşçı) ve Telpochtli (Delikanlı)
Adlarıyla tapılırdı. Geceleri Dörtyol Ağızları’nda Savaşçılar’a Meydan okuduğu
söylenen Tezcatlipoca, Halk’tan Kimseler’in İlköğretim ve Askerlik Eğitimi
için Erkek Çocuklarını gönderdiği Telpochcalli'lere de
(Delikanlılar Evi) Başkanlık ederdi. Ayrıca Köleler’i korur, “Tezcatlipoca’nın Çocukları”na Kötü davranan Köle Sahipleri’ni
cezalandınrdı. Erdem’i Zenginlik ve Ünle ödüllendirir, Yanlış Yol tutanları ise
Cüzzam gibi Hastalıklar’la ya da Kölelik ve Yoksulluk’la cezalandırırdı.
Tezcatlipoca için, 5. Ay’n ayı Toxcatl’da Törenler düzenlenirdi. Rahip Genç ve Yakışıklı bir Savaş Esiri’ni
seçer, bu Genç bir Yıl boyunca Tanrı’nın yerini alarak Lüks içinde yaşardı.
Tanrıçalar gibi giydirilmiş 4 Güzel Kız da ona Eşlik ederdi. Ayin Günü bu Genç,
çaldığı Flütleri kıra kıra Tapınağın Merdivenlerini tırmanır, Tepe’ye
geldiğinde Yüreği sökülerek Kurban edilirdi.
Aztekler’in
Başkenti Tenochtitlan dışında Tezcatlipoca’ya
özellikle Texcoco’da ve Oaxaca ile Tlaxcala arasında yaşayan Mikstek ve PueblaYerlileri tapardı.
Tlazoltéotl
(Nahuatl Dili’nde “Kirlilik Tanrıçası”). Ixcuina ya da Tlaelquaniolarak da
bilinir, Saflık’tan Uzak, Günahkar Davranışları Temsil eden Tanrıça. Huaxteca Körfez Ovaları’ndaki Halklar’dan alındığı
sanılır. Önemli ve Çok Yönlü bir Toprak Ana Tanrıça’ydı. Hayat’ın Değişik
Evreleri’yle Bağlantılı 4 Ayrı Kimliğe bürünürdü. Genç bir Kadın olarak
Hafifmeşrep ve Baştan Çıkarıcı’ydı. 2. Kimliğinde İnsanlar’ı Kötü
Alışkanlıklar’a sürükleyen Yıkıcı bir Tanrıça’ya dönüşürdü. Orta Yaşlar’da,
İnsanlar’ın Günahlarını yüklenebilen Büyük bir Tanrıça Biçimi’ni alırdı. Son
Kimliğinde Gençler’e Musallat olan Öldürücü ve Korkunç bir Kocakarı olarak
ortaya çıkardı. Aztekler Tören Kuralları’nın çiğnenmesini, Yasak Cinsel
İlişkileri ve Gelenekler’e uymayan Davranışları Günah ya da “Kirli”
sayarlardı. Tlazoltéotl, Rahiplerine İtiraf’ta bulunan İnsanlar’ın
Günahlarını Bağışlama Gücü’yle Ünlü’ydü. Bir Kimliğiyle İnsanlar’ı Günah’a
sürüklerken, başka bir Kimliğiyle Günah işleyenler’i bağışlayabiliyor ve
Dünya’yı Günah’tan arındırıyordu. Kaba Pamuk’tan yapılma Süslü bir Başlıkla,
Bazı Tasvirlerinde de bir Kurban’ın Derisini sarmış olarak ya da Ay Simgeleri
taşıyan Giysiler içinde betimlenirdi.
Xipe
Totec
(Nahuatl Dili’nde “Derisi Yüzülmüş Tanrımız”), Meksika’da Yağmur
Mevsimi’nin Başlangıcı olan İlkbahar’ın ve Yeni yeşeren Bitkiler’in Tanrı’sı.
Aynı zamanda Kuyumcular’ın Koruyucusu’ydu. Yeni yeşeren Bitkiler’in Simgesi
olarak Xipe
Totec, İnsan Derisi’ne bürünürdü. Bu
Deri İlkbahar’da Yeryüzünü kaplayan “Yeni Deri”yi Temsil ederdi. Heykellerinde
ve Taş’tan yapılma Masklar’ında da hep Yeni yüzülmüş bir Deri’ye bürünmüş
olarak betimlenirdi.
Anauatl
iteouh (Kıyı Tanrısı) olarak
tanımlanan Xipe
Totec, Başlangıçta Altın Yönü’nden Zengin
olduğuna inanılan bugünkü Oaxaca ve Guerrero Eyaletleri’nde yaşayan Zapotek ve Yopi Yerlileri’nin Tanrısı’ydı. Zapotekler onu bir Bitki Tanrısı olarak kabul ediyor
ve Quetzalcoatl’la (Tüylü Yılan) ilişkili görüyorlardı. Kesinlikle
Yabancı bir Tanrı sayılan Xipe Totec’in Tapınağı Yopico ya da Yepi Evi olarak anılıyordu. Xipe Totec’in ilk Temsili Resimleri, Teotihuacan yakınları’ndaki Xolalpan’da ve Texcoco'da Mazapan Kültürü’yle Bağlantılı olarak yani Klasik Sonrası ToltekDönemi’nde (900-1100ler) ortaya çıktı. Aztekler bu Kültü daha
sonra Axayacatl Yönetimi (1469-81) sırasında benimsedi. Aztek
Yılı’nın 2. Dinsel Tören Ayı olan Tlacaxipehualiztli'de
(İnsanlar’ın Yüzülmesi), Rahipler Yüreklerini çıkararak İnsanlar’ı Kurban
ederlerdi. Daha sonra bu Kurbanlar’ın yüzülerek Sarı’ya boyanan ve Teocuitlaquemitl (Altın Giysi) denen Derileri’ni üzerlerine
giyerlerdi. Öteki Kurbanlar ise bir Çerçeve’ye bağlanarak Oklar’la öldürüldü.
Yere damlayan Kanlar’ının Verimli İlkbahar Yağmurları’nı simgelediğine
inanılırdı. Xipe
Totec, Onuruna söylenen bir
İlahi’de, Yoalli
Tlauana (Gece Içkicisi) olarak
anılırdı. Bunun nedeni Bereketli Yağmurlar’ın Gece yağdığına inanılmasıydı.
Aynı İlahi’de Xipe Totec'e, Bereket’in Simgesi Ouetzalcoatl’ı getirdiği ve Kuraklığı önlediği için Şükranlar
sunulurdu.
Mictlantecuhtli
Ölüler Tanrısı.
Genellikle Yüzü bir Kurukafa Biçiminde betimlenir. Karısı Mictecacfhuatl’la birlikte Yeraltı Dünyası Mictlan’ı yönetir. Savaş’ta, Kurban edilerek, Çocuk
doğururken, boğularak, Yıldırım Çarpması sonucu ya da bazı Hastalıklar’dan
öldükleri için Çeşitli Cennetler’in hiçbirine giremeyenler, Mictlan’ın 9 Cehennem’inde Yargılanma’yla geçen 4 Yıllık bir Yolculuğa
başlar. Mictlantecuhtli’nin yaşadığı sonuncu Cehennem’e ulaşınca ya Yok olur
ya da Huzur’a kavuşurlar.
Coatlicue
(Nahua Dili’nin Nahuatl Lehçesi’nde “Yılan
Etekli”). Yeryüzü Tanrıçası. Yaratıcı ve Yok edici özellikleriyle Yeryüzü’nün
Simgesi, Tanrılar’ın ve İnsanlar’ın Anası olarak Kabul edilir. Mexico
Kenti’nde, Ulusal Antropoloji Müzesi’ndeki Heykeli Mitoloji’deki Anlamını çok
Güçlü bir Biçimde somutlaştırır: Yüzü birbine dolanmış iki Yılan’dan oluşmuş,
Eteği yine Yılanlar’dan örülmüştür; Yılanlar Verimliliği simgeler. İnsanlar’ı
ve Tanrılar’ı beslediği için Göğüsleri Sarkık’tır. Eller’den, Kalpler’den ve
bir Kafatasından oluşan Kolyesi vardır. Ayak ve El Parmakları Pençe’yi andırır;
Yeryüzü’nün İnsanları yutması gibi o da İnsanlar’la beslenir. Teteoinnan (Tanrıların Anası) ve Toci (Büyük Anamız) olarak da bilinen Coatlicue, Korkunç Doğum Tanrıçası Cihuacoatl (Yılan Kadın; Tonantzin Anamız olarak da bilinir) ve Kirlilik
Tanrıçası Tlazolteotl olarak ortaya çıkan Yeryüzü Tanrıçası’nın bir
Görünümü’dür.
Aztekler’den Dua Örnekleri
Ölmek İçin Güzel Bir Gün (Ayinde Okunan Dua)
Onaltı Gün’dür At Sırtı’nda General
Atlar susamış ve Yorgun
Hain şefin!! İzini sürmekte
onun Gelişini takdir etti!
Askerler Tepeler’in Gerisinde saklanmıştı
Kamp’ın Etrafı sarılmıştı
Bir Atlı sürdü At’ını Reis’e doğru
Onlar Koyu almak ve Yağma etmek için
gelmişlerdi
"Kollarınızı aşağı indirin"
"Mızraklarınızı aşağı indirin"
Reis’in Gözlerinde Hüzün vardı
Fakat Gözlerinde Korku görünmüyordu
"Ölmek için Güzel bir Gün"
Gözlerinizi kurulayın Çocuklarım
ağlamayın
"Ölmek için Güzel bir Gün"
O konuşmuştu Beyaz Adam gelmeden çok
önce,
Onların Silahları ve Wiskisi hakkında
Halkını uyarmıştı
Onlar Tarihlerini yazmadan önce
General inanmadı onun Sözlerine
Ne de yüzüne.
Fakat O biliyordu daha çok İnsan
öleceğini
Sonra da bu Kara Leke’nin yaşanacağını
Bu Kanun nasıl yıkılır
Ne yanlış yaptım Ben?
Ki Beni gömmek öldürmek istiyorsun
Bu Kan İzleri üzerinde
Biz Topraklarımız, Toraklarımız Bizim
için Endişeli
Ve bu Yol daima olmalı
Asla daha fazlasını sorma asla
Ve Şimdi şöyle Bana son sözünü
Silahlarımı Aşağıya indirdim
Başımı eğdim
Simdi istersen Beni atabilirsin bu yerden
Gidecek bir Yeri olmadan
Ve İnsanlarına dönüp Yaşlı Gözlerini
kurulamalarını söyledi
Bizler Huzurlu ve Rahat’ız
Ve Sesi Gökyüzü’nde yankılandı
Kutsal Ruh'a Dua
"Ulu Tanrı ,
Rüzgar’ın içinde duyduğum Ses Kimin Sesi, bütün Dünya’ya Hayat veren kimin
Nefesi -duy Beni-. Sen’den önce geldim. Senin Çocukları’ndan biriyim. Ben Küçük
ve Güçsüzüm , Senin Gücüne ve Bilgeline İhtiyacım var. Güzellikler içinde
yürüyelim ve Gözlerim hep farkına varabilsin Kırmızı ve Mor Günbatımı’nın.
Ellerim Saygı göstersin Senin yaptığın ve yarattıklarına, Kullaklarım açıkca
duyabilsin Sesini. Beni öyle Bilge yap ki Ben benim İnsanlarıma öğrettiklerini
anlayabileyim ve Kayalar’a ve Yaprakların arasına gizlediğin Derslerini
anlayabileyim. En Büyük Düşmanım olan kendimle savaşıp kendi içimdeki Gücü
bulabileyim ve Hazır olayım Sana gelirken; Temiz Eller’e ve Saf gözler’e , öyle
ki Hayat batan bir Günbatımı gibi solmaya başladığında Ruh’um sana Saf ve
Lekesiz gelebilsin."
Aztek-Tano Dilleri:
Amerika Yerli Dilleri’nin Ana Önekleri’nden biridir. Büyük bir Dil Ailesi
olan Uto-Aztek Dilleri ile New-Mexico ve Oklahoma’da konuşulan
Diller’den oluşan daha küçük Kiyova Tano Dil Ailesini kapsar. Uto-Aztek Dilleri, Meksika’da ve Guatemala’nın Kuzeyinde
yaygın olarak kullanılır. California, Büyük Havza Bölgesi ve Arizona’da da daha
az sayıda İnsan tarafından konuşulur. Kiyova-Tano Dilleri
4 Dili kapsar:Kiyova,
Tiva, Teva, Tova.
Aztek Ulusal Ören Anıtı:
USA’da New Mexico Eyaleti’nin Kuzeybatısındaki Aztek Kenti’nin Kuzeyinde,
Animas Irmağı’nın üstünde 1923’de 11 hektarlık bir Alan’da kurulan
Arkeolojik Sit Alanı. Yöre’ye ilk yerleşen Beyazlar tarafından yanlış olarak
Aztek adı verilen bu Yer, 1100 lerde Taş Vuvar ve Kereste’den yapılmış Pueblo
Yerli Kenti’nin Kazılar’la ortaya çıkan Kalıntıları’dır. Ören Yeri içinde
bulunan Ziyaretciler Merkezinde Yerliler tarafından üretilmiş Çeşitli Eşyalar
serileniyor.
1400 ile 1500 Başlarında bugünkü Meksika’nın Orta ve Güney Kesimleri’nde büyük
bir İmparatorluk kuran Halk. Nahuva Dili
konuşan Aztekler’in Adı, Atalarının muhtemelen Kuzey Meksika’da bulunan
Anayurdu için kullanılan Aztlan’dan
(Beyaz Ülke’ gelir. Diğer Adları’ndan ‚Tenoçka’Ataları Tenoch’tan kaynaklanır. Yine Aztekler için
kullanılan ‚Meksika’ adı , Texcoco
Gölü’nün Mistik Adı Metzliapan (Ay
Gölü) ile ilişkilendirilir. En Büyük Kentleri Tenochtitlan’ın adı ‚tenoch’tan
türetilmiş, ‚Meksika’ ise önce Kent’in ve Çevresindeki Vadi’nin, sonradan da
tüm Ülke’nin adı oldu. Aztekler’in kendilerinden Söz ederken kullandığı ‚Kulhua-Meksika’ Adı ise, Meksika
Vadisi’nin en gelişmiş Merkezi olan Colhuacan ile
özdeşleşmek çabasını yansıtır.
Aztekler’in Kökeni kesin olarak bilinmiyor. Ama bazı
Gelenekleri, 1100 lerde Orta Amerika’ya gelene kadar, daha Kuzey’deli Meksika
Platosu’nda Avcılık ve Toplayıcılık’la geçinen bir Kabile oldukları izlenimini
verir. Yine de, Aztlan, yalnızca Destanlar’da doğmuş bir Yer olabilir.
Aztekler’in Güney’e Göçünün, Toltek Uygarlığı’nın
çöküşünü izleten ve belki de bu Çöküşü hızlandıran Genel bir Göç Hareketi’nin
Parçası olduğu sanılır. Texcoco Gölü’ndeki Adalara yerleşen Aztekler, Tarihleri
boyunca başlıca Merkezleri olan Tenochtitlan’ı MS
1325’de kurdular. Büyük bir Devlet ve sonunda bir İmparatorluk kurabilmelerinin
Temelinde, kullanılabilir Tüm Topraklar’ın entansif Biçim’de ekildiği, gelişkin
bir Sulama ve Bataklık Kurutma Sistemine dayalı olağanüstü Tarım Düzenleri
yatar. Bu Yöntemler’le sağlanan Yüksek Verimlilik, Zengin ve Kalabalık bir
Ülke’nin doğmasını sağlamıştır.
Tenochtitlan, Itzcoatl Dönemi’nde (1428-1440) Komşu Teccoco ve Tlacopan
Devletleri ile ittifak kurarak Orta Meksika’da Egemen güç durumuna geldi. Daha
sonra hem Ticari İlişkiler, hem de Fetihler Yolu’yla, 400-500 Küçük Devlet’ten
oluşan 5-6 Milyonluk Nufusuyla 1519’da 207.2000 km karelik alana yayılan bir
İmparatorluğun Merkezi oldu. Kent, en gelişkin Döneminde, 13 km kareyi aşkın
bir alanda 140.000 den çok İnsan barındırıyordu. Dolayısıyla Orta Amerika
Uygarlıkları’nın Tarihinde en Yoğun Nufuslu Yerleşim yeri’ydi.
Aztek
Devleti, Askerler’in Egemenliğindeki bir Despotluk’tu. Kastlar’a ve Sınıflar’a
bölünmüş ama Dikey Akışkanlığını da koruyan Aztek Toğlumu’nda Yükselme’nin en
Güvenli Yolu Savaş’ta Kahramanlık göstermekti. Devlet İşleri’ni Rahipler ve
Bürokratlar yürütürdü. Toplum’un Alt Katmanları’nda , Serfler, Sözleşmeli
Hizmetkarlar ve Köleler yer alırdı.
Aztek
Dini , birçok Orta Amerika Kültürü’nden Değişik Unsurları özümsemiş, Çeşitli
İnanç Sistemleri’nden Karşıt Ögeleri bir araya getirmişti. Önceki Halklar’ın
birçok Kozmolojik İnancını paylaşan bu Din, özellikle Evren’in bir Dizi
Yaratılış’ın Sonuncusu olduğunu ve 13 Gök Katı ile 9 Yeraltı Dünyası arasında
bulunduğu yolundaki Maya İnancı’nı benimsemişti. Aztekler’in Başlıca Tanrıları,
Savaş ve Güneş Tanrısı Huitzilopochtli,
Yağmur Tanrısı Tlaloc ve
Yarı-Tanrı-Yarı Kahraman Tüylü Yılan Quetzalcoatl idi. İnsan Kurban etme Töreni’nde, Kurban’ın Yüreği Güneş
Tanrısı’na sunulurdu. Kan Akıtma Töreni de Yaygın’dı. Din’le yakından ilişkili
Aztek Takvimi, Rahipler’in Uğraşı olan Kapsamlı bir Ayinler ve Törenler
Döngüsü’nün Temeliydi. Orta Amerika’nın Büyük Bölümü’nde kullanılan Maya
Takvimi, bir Dinsel Yıl’dan ve Güneş Takvimi’nden oluşuyordu.
Yöre’ye 1519’da gelen İspanyol Kaşifler bu Uygarlığı yıktıklarında Aztek
İmparatorluğu’nın genişlemesi ve Toplumsal Evrimi henüz durmuş değildi. Son
İmparator II.Moztezuma (hd 1502-1520), Herman Cortestarafından Tutsak alındı ve Hapis’te öldü.
İmparatorluk üstün Silahlarca donanmış Avrupalılar’ca Hızla İstila edildi
Aztekler’in Batı
Dünyası’ndaki Codic olarak bilinen ve geyik Derisi ya da Sabırotu
Lifleri’nden yapılmış Kağıtlar’a yazılmış Kutsal Metinleri ve Elişleri,
Tapınaklar’da korundu. Yazıcılar, İdeogram, Resimyazı ve Fonetik İmgeler’in
karışımı bir Teknik kullanırlardı. Dini Tören Takvimi, Kehanetler, Törenler ve
Tanrılar ile Evren’e dair Yorumlar da Yazıcılar’ın İlgi alanına girerdi.
Ülkenin İşgal’inden sonra bu Metinler’in çoğunun yokedilmesine karşın Codex Borbonicus, Codex Borgiav,
Codex Fejervary-Mayer ve Codex Cospiano gibi Bazı Örnekler Bugün’e gelebildi. Bu El Yazması Metinler’in
anlaşılması çok güç denir, pek azı Aztekler’e aittir.
Arkeolojik Kalıntılar arasında Tanrı Heykelleri, Dinsel İçerikli Taş
Alçak Kabartmalar,, Duvar Resimleri, Kil’den yapılmış İnsan heykelleri ve
Vazolar ile Taş ve Ahşap Maskeler bulunur. Aztek Sanatı temelde Simgesel
olduğu için bu Kalıntılar Yardımıyla Önemli Bilgiler edinilir.
MAYALAR
Orta Amerika
Yerlileri olan Mayalar’ın kurduğu büyük Uygarlık 1500ler’de yıkıldı.
Bugünkü Meksika’nın Güneyi, Guatemala ve Belize’nin Kuzeyi’nde kalan
Yerler’de gelişen bu Uygarlık’tan kalma Büyük Taş Yapılar’dan oluşan Kent
Kalıntıları Bugüne ulaştı.
Maya Uygarlığı’nın
en Parlak Dönemi MS 250-900 arasına rastlar. Mayalar kurdukları Kentleri
Piramitler, Saraylar ve Güzel Heykeller’le süslemişler. Ne var ki , yalnızca
Dinsel Törenler için Yönetim Merkezleri olarak kullanılan bu Kentler’de kimse
yaşamazdı. Mayalar bu Görkemli Kentler’in Çevresindeki Çiftlikler’de yaşar,
Yöre’ye Özgü Ürünler olan Mısır, Fasulye Biber ve Domates yetiştirirlerdi.
Uzmanlar Yıllarca Mayalar’ın Barışsever bir Halk olduğuna inanmışlarsa da, Son
Yıllar’da elde edilen Bilgiler Mayalar’ın Savaşçı bir Halk olduğunu, Savaş
Tutsakları’nı İşkence’yle öldürdüklerini, Dinsel Törenler’de de çok Kan
döktüklerini ortaya koydu.
Maya Kültürü’nün
Ana Merkezleri Meksika’nın Güneyinde Chiapas ve
Guatemala’nın Kuzeyi’nde Petèn idi. Ama yaklaşık MS
975’te Savaş ve Yoksulluk, Halk Evlerini bırakıp Kuzey’e, Yucàtan Yarımadasına’a Göç etmeye zorladı. Burada,Toltek Yerlilerini’nin Töreleri’nin etkisi altında kaldılar.
İspanyollar,
Mayalar’ın yaşadığı Toprakları 1500ler’in İlk Yarısı’nda İstila ettiler.
Mayalar tıpkı Aztekler gibi kendilerini savunamadılar. Çoğu öldürüldü, kalanlar
da Tutsak edildi.
Maya Uygarlığı
özellikle Astronomi, Mimarlık, Matematik, Heykel ve Hiyeroglif Yazısı gibi bir
çok Alan’da çok ilerlemişti. Çok Karmaşık bir Takvim Sistemleri vardı. El
Sanatları’nda da ileriydiler, Güzel Boyalı Çömlekler ve Pamuklu Dokumalar
yaptılar.
Bugün, genellikle
Meksika ve Guatemala’da yaşayan Yaklaşık 2 Milyon Maya Yerlisi vardır. Çoğu
Çiftçi’dir. Hemen hepsi Katolik olmakla birlikte, inançları geleneksel Maya
Dini’nden çok etkilenmiştir; Yağmur ve Bereket için Pagan Ayinler düzenlerler.
MAYA
Maya-İndianer Orta Amerika’da MS 400ler’den sonra. Mısır, Tatlı Patates
yetiştirdiler. Şehirler, Saraylar, Tapınaklar İnşa ettiler.
Orta Amerika
Kültürleri’nden.. John Stephens ve FrederickCatherwood tarafından
araştırıldı. 1839 da New York sa denizde.. Gemiler’le Belize, Rio Dulce
ulaştılar. 22 Metre Yüksekliğindeki Anıt’ta Yazıları bulundu.
Maya Kenti Yaxchilan ve Tikal (Guatemamala,
Chichnen Itza, Bonampak, Uxmal ve Palenque - Kuzey Meksika’da)
Palenque’de Eski
Ormanlar’ın Ortasında 10 Piramit vardır. Kuleli bir Bina bulundu.
1952 de 10
Piramd’in birinde Gizli Kryp’ta bulundu. 18 Metre Derinliğinde Büyük Taş
Zeminde Sarkophag bulundu. Bu 2x4 Metre Büyüklüğünde Büyük Kapak Plate...
Maya
Kültürü 100-800ler de yaşadı. 1450 de Mayalar’ın son Başkenti yokoldu.
İspanyollar
1541 de Yucatan aldıklarında Mayalar Matematik’te Sıfırı kullanıyorlardı. 1 den
4 de dek Sayılar için nokta, 5 için Çizgi kullandılar. 6 bir Çizgi bir
nokta.. 2 Çizgi 10 u gösterirdi.
Maya Şehri
Bonampak.. Meksika ve Guatemala arasında. 600’dan kalma Duvar Resimli Tapınak..
Amerika’nın En Eski Duvar Sanatı.. Tempel 1946 da bulundu
Bugün Orta
Amerika’da Yaklaşık 2 milyon Maya Ardıl’ı yaşıyor.
Mayalar :
Bugün Meksika’nın Güneyi, Guatemala ve Belize’nin Kuzeyi’ni oluşturan
Topraklar’da hemen hemen Kesintisiz bir Alan’a yayılmış Mezo Amerika (Meksika,
Orta Amerika ve Batı Hind Adaları) Yerlileri.. Meksika ve Orta
Amerika’daki İspanyol İstilası’ndan Önce, Batı Yarıküre’nin en Büyük
Uygarlıkları’ndan birini kurdular. Büyük Taş Binalar’la Piramit Biçimli
Tapınaklar, Altın ve Bakır İşleri ile bir Bölümü çözülmüş olan Maya Hiyeroglif
Yazısı Tarım’a dayanan bu Uygarlığı’nın Ürünleri arasındadır.
Mayalar, daha MÖ 1500’de Köyler’de İlkel Tarım Yöntemleri’yle Mısır, Fasulye ve
Kabak yetiştiriyordu. İnşa ettikleri Tören Merkezleri, MS 200’de, Tapınakları,
Piramitleri, Sarayları ve Meydanları bulunan Kentler’e dönüşmüştü. Ayrıca bir
Hiyeroglif Yazı Sistemi ile çok gelişmiş Takvim ve Astronomi Sistemleri
oluşturuldu. Taşocakları da işleten Mayalar, çıkardıkları Büyük Miktar’da Yapıtaşı’nı,
Volkan Camı gibi daha Sert Kayaçları kesmekte kullanırlardı. Temel olarak Bitki
Örtüsü’nü yakıp Tarla açarak Tarım yapmakla birlikte, Sulama ve Teraslama gibi
ileri Yöntemler de uyguladılar. Yabani İncir Ağacı’nın İçkabuğu’ndan
ürettikleri Kağıdı kullanarak Hiyeroglif’le yazdıkları Kodexler’den birkaçı
Günümüze ulaştı. Mayalar’ın ayrıca Zengin bir Heykel ve Kabartma Geleneği
vardı. Mimari Eserler’in yanısıra Taş Yazıt ve Kabartmalar, Mayalar’la ilgili
Temel Bilgi Kaynakları’dır. İlk Dönemler’de Maya Kültürü, kendisinden
önceki Olmek Uygarlığı’nın etkilerini
taşıyordu.
Maya Uygarlığı’nın en Parlak Dönemi MS 250 dolaylarında başladı. Arkeologlar’ın
Klasik olarak adlandırdığı Dönem, yaklaşık 900 e kadar sürdü. Bu Dönem’de
Mayalar, herbirinin Nufusu 5000-50.000 arasında değişen 40’dan fazla Kent
kurmuştu. Tikal,
Uaxactun, Copan, Bonampak, Palenque ve Rio Bec, bunların en Büyükleri.. En Kalabalık oldukları Dönem’de
Maya Nufusu’nun 2 Milyon’a ulaştığı sanılmaktadır. Bunun büyük Bölümü,
Bugün Guatemala Sınırları içinde kalan Düzlükler’de yaşıyordu. 900’den sonra
Klasik Maya Uygarlığı, bilinmeyen bir nedenle Hızla çöktü ve boşalan Kentler’de
Tören Merkezleri Ormanlar’la kaplandı. Ama Klasik Sonrası Dönem’de
(900-1519), Chichen
Itza ve Mayapan gibi, Yucatan Yarımadası’nın Dağlık Bölgeleri’nde kurulmuş
Kentler, Nufuslar’ı giderek azalan Büyük Ova Kentleri’nin tersine Gelişimlerini
sürdürdü. 1500 lerin Başlarında İspanyollar Bölge’yi İstila ettiklerinde,
Mayalar’ın çoğu Köyler’de Tarım yaparak yaşamakta ve Ataları’nın Dini
Uygulamaları’nı sürdürmekteydi.
Mayalar’dan Bugüne kalan Büyük Kentler ve Tören Merkezleri’nde, Kireçtaşı
Bloklar’dan yapılmış birçok Piramit Biçimli Tapınak ve Saray bulunur. Bu
Yapılar’ın Duvarları, Çeşitli Olayları aktaran, Törensel ya da Astronomik
Anlamlar taşıyan Kabartma ve Yazıtlar’la Bezeli’dir. Bütün Bunlar, Maya
Uygarlığı’nın Amerika Kıtası’nın Diğer Yerli Kültürleri içindeki Üstün
Konumu’nu ortaya koymaktadır. Yine de Maya Toplumu’nun Gerçek Yapısı, Tarihi ve
Hiyerogler’in Anlamı, İspanyol İstilası’ndan Yüzyıllar sonra anlaşılmaya
başlamıştır.
Eski Maya Yerleşmeleri’nde İlk Sistemli Araştırmalar 1830’larda başladı. 1900
lerin Başları ile Ortalarında da, Maya Yazı Sistemi’nin Küçük bir Bölümü
çözülebildi. Bu Çalışmalar Sonucu Maya Dili’nde Güneş, Ay, Yağmur ve Mısır
Tanrıları gibi Doğa Tanrıları’nın bulunduğu anlaşıldı. Ayrıca Son Derece
Ayrıntılı Törensel Uygulamalar’dan Sorumlu bir Ruhban Sınıfı vardı. Matematik
ve Astronomi’deki Çarpıcı Gelişme de Maya Dini’yle yakından ilişkili, hatta
onun Ayrılmaz bir Parçasıdır. Basamaklı Yazım Sistemi ve Sıfır’ın kullanılması,
Matematik’te ulaşılan Aşama’yı gösterir. Çok Karmaşık bir Maya Takvimi
geliştiren Maya Astronomları, Ay ile Venüs’ün Konumunu doğru olarak gösteren
Tablolar yapmış ve Güneş Tutulmaları’nın önceden Tesbit edebilmişlerdi.
1900ler’de hemen hemen tümüyle çözülen Maya Hiyegorlifleri’nde genellikle
Hanedanlar’ın Tarihi ve Kentler arasındaki Savaşlar anlatılır. Bu
Hiyeroglifler’den, İşkence ve İnsan Kurban Etme’nin Ayinler’de önemli yer
tuttuğu anlaşılır. Maya İnanışı’na göre Dindarlığın ifadesi olan bu Uygulamalar
Bereket’i Güvence altına alır ve Tanrılar’ın Gazabı’nı yatıştırır. Bu Dini
Gerekler yerine getirilmezse Evren’de Düzensizlik ve Kargaşa baş gösterir. Bu
nedenle Özellikle Savaş Esirleri’nin İşkence’ye uğradığı, Sakat bırakıldığı ve
Kurban edildiği anlaşılıyor. Ayrıca İnsan Kanı’nın Tanrılar’ı besleyeceği ve
onlarla ilişki kurmak için Kan Dökülmesi gerektiği yolundaki İnanç’tan dolayı
Maya Kralları , Halkları ile Tanrılar arasındaki Aracılar olarak, Ayinler’de
kendi Kanlarını akıtmış ve kendi kendilerine İşkence etmişlerdir.
Çağdaş Maya Halkları :
Dil ve Coğrafya Temelinde şu Gruplara ayrılıyor :
1.Meksika’nın Yucatan Yarımadası ile Belize’nin Kuzey, Guatemala’nın Kuzeydoğu Kesimleri’nde yaşayan Yucatan Mayaları (Yukatekler)
2.Meksika’nın Güneyi’nde, Usumacinta Irmağı ile Guatemala Sınırı Arasındaki Topraklar’da, daha az bir
Bölümü de Belize ile Guatemala’da yaşayan ve
çok küçük bir Nufus oluşturan Lakandonlar,
3.Guatemala’nın Doğu ve Ortakesimleri’ndeki Dağlık Bölge’de
yaşayan Kiçe Halkları (Keççiler, Pikomohiler, Pokomamlar, Ustanpekler, Kiçeler, Kakçikeller, Tsutuhiller, Sahapultekler ve Sikapanalar
4.Guatemala’nın Batısı’ndaki Dağlık Bölge’de yaşayan Mam Halkları (Mamlar, Tekolar, Aguakatekler ve İksiller)
5.Aynı Bölge’deki Huehuetenango İli’ndeki ve Meksika’nın buraya bitişik
Yöreleri’nde yaşayan Kanhobal Halkları (Motozintlekler, Tuzantekler, Hakaltekler, Akatekler, Toholaballar ve Çuhlar),
6.Meksika’nın Güneyi’ndeki Chiapas Eyaleti’nde
yaşayan Tsotsiller ve Tseltallar
7.Chiapas’ın Kuzeyi ile Tabasco’da, Çontal ve Çol Dilleri konuşan ÇolHalkları ile Guatemala’nın Doğu ucunda yaşayan, aynı Dil Grubu’ndan Çortiler,
8.Meksika’nın Ortadoğu Kesimi’ndeki Veracruz Eyaleti’nin Kuzeyi’nde ve
Bitişiğindeki San Luis Potosi’de yaşayan Huastekler.
Mayalar’da Temel Kültürel Ayrım, Dağ ve Ova Kültürleri arasındaki Yucatan Mayaları, Lakandonlar ve Çontallar ile Çolar Ova
Topluluklarıdır. Dil ve Coğrafya bakımından tümüyle ayrı bir Topluluk
oluşturan Huastekler, Kültürel anlamda hiçbir zaman Maya sayılmamışlardır.
Bunların dışındaki Mayalar da, Guatemala’nın Dağlık Bölgeleri’nde kendi
Kültürleri’ni geliştirmiştir.
Günümüzde de başlıca Uğraşı Tarım olan ve bir Köy’ün çevresinde
örgütlenmiş Topluluklar halinde yaşayan Mayalar, en çok Mısır, Fasulye ve Kabak
yetiştirirler. Maya Köyleri Kalıcı Yerleşim Merkezleri de olabilir, ama
çoğu zaman Halk, Bayram ve Pazar Günleri dışında Çiftlik Evleri’nde yaşar.
Köydeki Evler ve Ortak kullanılan Binalar genellikle boş kalır. Tarım Çapa’yla,
Toprağın Sert olduğu Yerler’de Kazma’yla yapılır. Yucatan Mayaları genellikle Domuz ve Tavuk, bazen de Öküz yetiştiriler. El
Sanatları, Evde kullanılan Aletler’in Yapımına yöneliktir. Ama Tarımsal
Ürün’ün bir Bölümü gibi Bazı El Sanatı Ürünleri de Pazar’da satılır.
Erkekler giderek artan Ölçü’de Hazır Giysiler’e yönelmekle birlikte, Kadınlar
Geleneksel Giyim Tarzını korumaktadır. Ama eskiden Yaygın olan yün eğirme ile
Örücülük İşleri azalmıştır ve Giysiler’in çoğu Fabrika’da dokunmuş Kumaşlar’dan
yapılır.
Mayalar’ın hemen hemen tümü Katolikleştiler. İnançları’nda hala Pagan izler
vardır. Hristiyanlık’taki Azizler ve Öbür Kutsal Kişiler genellikle Maya
Tanrıları ile özdeşleşmiştir. Ayrıca 2 Din’in Ayin ve Kutlamalar
uygulanmaktadır.
Maya Takvimi
Mezo
Amerika’da kullanılmış Takvim. Herbiri’nin ayrı Adı ve Numarası bulunan 260
Gün’den oluşan Dini bir Yıl (Tzolkin) ile 365 Günlük Normal bir
Yıl’a (Haab) dayanırdı. Tzolkin, 20şer Günlük
13 Bölüm’e, Haab’da 20’şer Günlük 18 Ay’a (Uinal) bölünmüştü. Ayrıca Haab, 5 Adsız Gün içeriyordu. Mayalar, Uğursuz saydıkları
Adsız Günleri Oruç tutup Tanrılar’ına Kurban adayarak geçirirlerdi.
Tzolkin ile Haab aynı anda Var
olduğundan, Maya Takvimi’ne göre 1 Gün, 4 Ayrı biçimde tanımlanabilir. Bunlar,
260 Günlük Döngü’ye ait Gün Adı ve Gün Numarası ile Ay Adı ve Ay Numarası’dır.
260 ve 365 Günlük Döngüler, her 52 Yıl’da bir aynı Nokta’ya gelerek yinelenmeye
başlar. Çağdaş Uzmanlar’ca ‘Takvim Dönümü’ olarak adlandırılan bu Zaman
Dilimi’ne Mayalar’ın ne Ad verdiği bilinmiyor. 18.980 Günlük Takvim Dönümü
içindeki her Gün’ün bir Gün Numarası, Gün Adı, Ay Numarası ve Ay Adı’nan oluşan
bir Bileşimi vardır. (Örn. 12 Caban 15 Ceh).
Mayalar, Hükümdarlar’ın Hayatları’na dair Önemli Olayları, Tarihleri ve
Tanıtıcı Figürleri Taş Anıtlar Üstüne kazıyarak gösterdi. Ayrıca, Tarihler’i
Doğru Biçim’de verebilmek amacıyla ‘Uzun Hesap’ denen Yöntem kullanılır, buna
göre Belli bir Tarih Başlangıç sayılırdı. Mayalar’a göre kendi Tarihlerinin
Başlangıç Noktası 4 Ahau 8 Cumku’fur (MÖ 3114).
Maya
Hiyeroglif Yazısı
Mezo
Amerika’daki (Meksika, Orta Amerika ve Batı Hind Adaları) Maya Uygarlığı’nın
geliştirdiği, 850 Hiyeroglif Yazı Sistemi. MS 200 lerden 1600 lerin sonlarına
kadar, yani Meksika’nın İspanyollar’ca İşgal edilmesinden 200 Yıl sonraya değin
kullanıldı. Sayılar, Tarihler ve Yöneticiler’in Adları’yla Doğum, Ölüm ve Fetih
gibi Olayları belirten Simgeler dışında henüz çözülememiştir. Resim-Yazı
Kökenli Simgeler’in yalnızca bir Bölümü Ses’e dayalıdır. Bir Ölçüde Mısır
Kartuşları ile Çin Yazı Karekterleri’ni çağrıştıran bu Simgeler, ileri Düzey’de
bir Stilizasyon gösterir.
Maya
Hiyeroglif Yazısı’yla oluşturulmuş bir Çok Metin olduğu biliniyor, ama Yucatan’ın İstilası’ndan (y.1540) sonra İspanyol Rahipler, bunların Çoğunu yok
ettiler. Günümüzde bilinen 3 Maya Kodex’i vardır:
Bunlardan 1000 ya da 1100 lerden kalmış olduğu sanılan Dresden Kodexi,
400-800ler’e Ait daha Eski Metinler’din Kopyası’dır. Diğer İkisi ise
1400ler’den kalma Madrid Kodexi ile ondan biraz daha eski olduğu sanılan Paris
Kodexi’dir. Kodexler’in Hiçbirisi tam olarak çözülememişse de içerikleri
biliniyorlar.
Dresden Kodexi: Codex Desdensis
Colombus Öncesi Maya Uygarlığı’na ait Hiyeroglifleri
içeren ve Hristiyan Din Adamları’nın giriştiği Kitap Yakımı’ndan
kurtularak Bugün’e kalan kalan 3 Kodex’den biri. Tutulma Tabloları,
Venüz’ün Kavuşum Dönemleri gibi, Büyük bir Duyarlık’la hesaplanmış Astronomi
Kayıtları’nı içerir. Mayalar’ın Astronomi Alanı’ndaki Ünü büyük ölçüde bu
Eser’e dayanır. Dresden’deki Saksonya Eyalet Kütüphanesi’nin ele geçirdiği
Kodexi, Kingsborough Vikontu Edward King, Antiquities of Mexico (1830-48; Meksika’nın Eski Eserleri) Adlı Kitabında yayınladı. Ama O bunun Aztekler’e aid
olduğunu sanıyordu. Kodex’in ilk Bilimsel Yayımı 1880’de Leipzig’de E.Förstmann tarafından yapıldı.
Madrid Kodexi: Codex Tro-Cortesianus
Colombus öncesi Maya Dönemi’nden kalma
Hiyeroglifler’den oluşan ve 1500ler’de İspanyol Din Adamları’nın giriştiği
Kitap Yakımı’ndan kurtularak Bugün’e kalan 3 Metin’den biri. Geç Maya
Dönemi’nin (MS 1400 ler) Ürünü sanılan Tro-Cortesianus muhtemelen
Klasik Maya Bilginleri’nin ortaya koyduğu bir Metnin Kopyası’dır. Kodex’in
Figür ve Gligleri (Oyma Resim Yazısı Karakterleri) İyi çizilmemiştir. Bugüne
ulaşan siğer 2 Kodex’e göre daha Düşük niteliktedir.
Astroloji ve Kahinlik Uygulamaları Üzerine çok Zengin Bilgiler içerir. Çeşitli
Maya Tanrıları’nı belirlemeye çalışan Tarihçi ve Antropologlar için Özel bir
Değer taşır. Örneğin burada Muluk Yılları’nın Uzun Koltuk Değnekleri üzerinde
yapılan bir Dans’la kutlandığı Tasvir edilir. Ayrıca Seramik ve Dokuma gibi
Zanaatlar’la Avcılık gibi Etkinlikler de anlatılır.
2
yanı da yazılmış 56 Sayfa’dan oluşan Kodex İncir Ağacı Kabuğu’ndan elde edilen
Levhalar’ın kıvrılması ve ikiye katlanmasıyla hazırlanmış. 1860lar’da
İspanya’nın 2 ayrı Yerinde Farklı Uzunluk’taki 2 Parça (Troano ve Cortesianus)
halinde bulundu. Bugün Madrid’deki Arkeoloji ve Tarih Müzesi’nde korunuyor.
Paris Kodexi:Codex Peresianus
Lat.
Adı, 1860’ta Paris’teki Ulusal Kitaplık’ın bir Köşesinde bulunan Yazma’nın
Sarılı olduğu Yırtık Kağıtlar’a Yazılı Perez adından
gelir.
Hemen
Bütünüyle Ayin ve Törenler’i kapsar. ‚Alnı Sigarlı Tanrı’ olarak bilinen Önemli
bir Maya Tanrısı’nın seçilmiş Başı’nın da bu Kodex’te Yer alması, bu Tanrı’nın
Mitolojik Kimliği’ne ve Ölümü’ne dair Araştırmalar’a Yeni Varsayımlar ekletti.
Bir
çok Bölümü Eksik’tir. Diğer Kodexler’den daha Kötü Durumdadır. Akerdeon gibi
katlanan uzun bir Şerir Biçimi verilmiş Ağaç Kabuğu’ndan yapılmıştır. 11
Yapraklık bu Şetir, Glifler ve Tanrı Resimleri Kolonlarınan oluşan 22
Sayfa’dır. Maya Takvimi’nde Yıllar’ı belirleyen Gün Adları Dizini’nin Varlığı
Kodexin Maya Tarihi’nin Klasik Dönem ile İspanyol İstilası arasındaki bir
Zamana tarihlenmesini sağladı.
YUTALAR
Güney Payutlar
USA’da Colorado Eyaleti’nin Batı’sıyla Utah Eyaleti’nin Doğu’sunda yaşayan
ve Şoşon Dilleri’nden birini konuşan Yerli Halk. Utah
Eyaleti adını bu Halk’tan alır.
İspanyol Papaz Silvestre
Velez de Escalante 1776’da, Santa Fe’den (Bugün New Mexico) California’daki Misyon
Merkezleri’ne geçerken Yuta Toprakları’nden geçti. Bu Tarih’te Yutalar hiç At
kullanmıyor ve Yiyecek Toplayıcılığıyla geçinen Küçük bir Aile halinde
yaşıyorlardı. NumikDilleri’nin (Eski Yayla Şoşon Dilleri) Güney Numik Öbeği’ne
bağlı ortak bir Dil konuşan Yutalar’la
California’da Çemehuevler olarak bilinen Güney Payutlar arasında Henüz Belirgin bir Ayrım yoktu. 1800
ler’in Başlarında önce Colorado’nun Batısı’ndaki Sonra da Utah’ın Kuzeyi’ndeki
Yutalar At kullanmaya başladılar ve aralarında Gevşek Bağlar olan Avcı
Takımları Biçiminde örgütlendiler. Buna karşılık Utah, Nevada ve California’nın Güney Kesimleri’ndeki Yutalar’la Çemehuevler At
Kullanma Alışkanlığı edinemediler. Yutalar zamanla Güney Payutlar Adıyla anılmaya başladılar.
Beyazlar’ın kazandığı 1864-1870 arasındaki Savaşlar’dan sonra, Colorado Yurtları’nın Çoğu Colorado’nun Güneybatısı’ndaki bir Yerleştirme
Kampı’nda, Utah
Yutaları ise, Çoğunun Bugün de
yaşamayı sürdürdüğü Uintah ve Quray Yerleştirme
Kampı’nda toplandı. 1900 lerin ortalarında Colorado’daki Yutalar’ın Sayısı 1.700, Utah’takiler’in Sayısı 2660 dı.
(Y)uto-Aztek
Dilleri:
Meksika’da, Guatemala’nın Kuzey Kesimi’nde ve USA’nın Batısı’nda konuşulan
Yerli Dilleri Ailesi. Dilbilimcilerce 8 Öbeğe ayrılır. Bunlardan 4 ü Şoşon, 3 ü Sonora Kolunu oluşturur. Daha önce ayrı bir Kol olarak
değerlendirilen, şimdilerde genellikle Sonora Kolu
içinde anılan ise NahuaÖbeği’dir.
Şoşon Kolu Tümü USA’sa Konuşulan şu Diller’den oluşur :
1.Mono ve Kuzey
Payut, Koso ve Şoşon, Kavayisu ve Yuta Dillerini
kapsayan Numik (eskiden Yayla Şoşon)
Öbeği.
2.Tubatulabal Dilii
3.Serrano, Luisenyo-Huanenyo,
Gabrielino-fernandino, Kuhuilya ve Kupenyo Dilleri’ni
kapsayan Taki ( ya da Güney Californiya ) Öbeği
4.Hopi Dili.
Sonora Kolu ise Şu Diller’den oluşur :
1.Papago, Pima Bajo (Aşağı Pima), Tepekano ile Kuzey ve Güney Tepehuan Dillerini kapsayan Pima Öbeği
2.Tarahumara, Guarihio, Yaki-Mayo ile artık konuşulmayan Tubar, Eudeve ve Opata Dillerini
içeren Koraçol ya da Kora Öbeği.
Nahua Dilleri ise Nahuatl, Pipil ve Öşlü Poçutek Dili’nden oluşan Lehçeler.
Yuta-Aztek Dilleri USA’nın Güneybatı Kesimleri’nde
Yaygın Kiyova-Tano Dil Ailesiyle daha Uzak akrabadır ve onunla
birlikte Aztek-Tano Öbeği içinde sınıflandırılır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder