7 Haziran 2020 Pazar

" Ölüm Mağarası " ..




                  " Ölüm Mağarası " ..

.Altın tükenmeye başlayınca, İspanyollar şekerkamışı ekerek ondan şeker çıkaracak değirmenler yapmışlar. 
Bu arada Kızılderililerin büyük bir kısmı öldüğünden, diğerleri de başka yerlere kaçtı­ğından çalıştıracak adam bulunamamış . Bunun için Afrika'dan kö­le getirmeye başlamışlar. Yakın zamana kadar adanın en büyük geliri şekerkamışı yetiştirmek ve ondan şeker çıkararak satmakmış.
1 936 yılından sonra şekerkamışından Bacardi adlı bir firma rom iç­kisi yapmaya başlamış ve bu içki oradan dünyaya dağılıyormuş . Bugün dakikada 250 şişe dolduran büyük bir fabrikaları var. İspanyollar şekerkamışı yetiştirmek için getirdikleri köleleri , canlarından bezdirecek kadar ağır koşullarda çalıştırmışlar. Bu yüzden köleler zaman zaman kaçıyor, fakat yakalandıkları zaman da, akıl almayacak cezalarla karşılaşıyorlarmış. Ona karşın, yine de kaçmaktan vazgeçmiyorlarmış. Bir gün böyle bir köle şeker değirmeninden kaçıyor, hem de üçüncü kez. Kaçarken sakat bir kadın, kölenin eline bir bıçak sıkıştırıyor. Kaçtığı anlaşılınca köpekler ve silahlarla   onu aramaya çıkıyorlar. İşçilerin başı , "Onu ölü veya diri muhakkak bulmalısınız, diri getirirseniz daha iyi, bir daha kaçmamaları için ona neler yaptığımızı görmeli köleler" diye emir veriyor. Köle kaçarken, ormanda çıplak ayakla koşmak hiç de kolay olmuyor. Adam yolunun üzerinde nasılsa bir mağara buluyor ve içine giriyor. Aramalar uzadıkça karanlık ve sis basıyor, adamlar aramayı ertesi güne bırakıyorlar


O gece köle, iki odunu sürterek ateş yakıp mağaranın içini aydınlatıyor. Etraftan taş toprak toplayıp mağaranın kapısını , yalnız bir el sığacak kadar kapıyor. 
Ertesi sabah köpekler adamın izini sü­rerek mağaraya geliyorlar. Mağarada delikten başını sokan üç kö­peği köle öldürüyor. Fakat dördüncü köpek mağaraya girmeyi ba­şarıyor. Köle, bu durumda ne yapacağını şaşırıyor. Kaçmaya çalı­şırken birdenbire ayağı kayarak 30 metre kadar yüksekten bir batakiçine düşüyor. Düştüğü yer çamur olduğu için adama bir şey olmuyor. Fakat arayanlar da onu bulamayarak öldü düşüncesiyle aramayı bırakıyorlar. Köle mağarada akan küçük bir suyu büyük zorluklarla izleyerek dışarı çıkmayı başarıyor. Orada kendisi gibi kaçıp gizlenen köleleri buluyor. Hepsi birleşerek mağaranın içine merdiven yapıyorlar. Geceleri çıkıp değirmenlere gizlice girip idarecileri öldürüyor, koyunlarını, hayvanlarını çalıyorlar. Böylece etrafa bü­yük bir korku saçıyorlar. Mağaranın giriş kapısını hayvan, insan kemikleri , kafataslarıyla dolduruyorlar. Onları gören, korkudan içeri giremiyor ve mağaraya "ölüm mağarası " adı veriliyor. Kemikler mağarada hala duruyormuş . Adı da devam ediyor. Fakat ben gidip göremedim. Bunları cinlerin yaptığına, hayvanları şeytana kurban için götürdüklerine inanıyormuş halk. Şimdi bile dağda bir duman görseler haçlarını çıkarıp dua ediyorlarmış.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder