8 Aralık 2019 Pazar

BİR KIZILDERİLİ MASALI-YARATILIŞ-1.BÖLÜM

BİR KIZILDERİLİ MASALI-YARATILIŞ-1.BÖLÜM ile ilgili görsel sonucu

BİR KIZILDERİLİ MASALI-YARATILIŞ-1.BÖLÜM
Senaka klanı kadın erkek toplanmış, ateşin etrafında oturmaktaydılar, merkezi kabile evlerinde. Klanlarının yaşlı anası bir hikaye anlatır, büyük ve küçüklerin aynı merakla dinledikleri.
İnsanlar biz zamanlar göksel cennette yaşamaktaydılar. O göğün altında ise boşluk ve onun da altında sadece deniz vardı, büyük su, deniz kuşlarının yüzdüğü. Henüz güneş de yoktu bu dünyada, ama buna rağmen karanlık değildi aşağısı, gökteki ışık ağacının ışığı buraları da aydınlatmaya yetiyordu. Bu ağaç, göğün hükümdarının evinin önünde yetişmekteydi.
Gök hükümdarı bir rüya görür, güzel ve genç bir kız ile evlendiğini görür rüyasında. Bu genç kız, hükümdarın nefesinin gökte ona ulaşması sonucu ondan hamile kalmıştı. Ama hükümdar, doğa ve tabiat kanunların bu mucizesini bilmediğinden, anlam veremediği bu durum karşısında çok kızmıştı.
Sonra tekrar rüya görür, rüyasındaki ses ona evinin önündeki ışık ağacını sökmesini salık verir. Hükümdarımız da bu sese riayet edip ağacı yerinden söker. Kocaman bir delik oluşmuştu evinin önünde. Bunu gören karısı, merak içinde yaklaşır ve delikten aşağıya bakar. Hükümdar sinirlidir ve karısını itmesi ile onun göksel cennetten düşmesi bir olmuştur, büyük denize doğru. Hala kızgın olan hükümdar, elinde ne var ne yok onun peşinden o delikten aşağıya atar, bitkiler, hayvanları ve karısının değer biçtiği diğer her şeyi. Mısır bitkisini, yabani meyveleri, fasulyeleri, kabakları, kurtları, geyikleri, ayıları ve kunduzları. Dünyamızda bugün yaşayan her şeyi.
Ama aşağıda bizim bildiğimiz dünya henüz oluşmamıştı. Düşüş halindeki kadın git gide denize doğru yakınlaşmaktaydı ve elbette boğulacaktı. Bu durumu fark eden büyük denizde yaşayan hayvanlar, onu yardım etmeye karar verirler. Su kuşları havalanır ve bir birine o kadar yakın uçarlar ki, kanatlarının uçlarını birbirine değer. Bu şekilde uçarak kadını havada yakalarlar. Suda yaşayan hayvanlar ise bu değerli yükü taşıyan kuşlar için bir iniş yeri ararlar. Büyük deniz kaplumbağası derinliklerden çıkıp, dış kabuğunu deniz seviyesinin üstüne çıkarır. Bunu gören diğer yaratıklar, denizin dibine dalarak oradan kum ve çamur çıkarıp, kaplumbağanın üstüne atarlar. Su samuru taş toplar getirir, kurbağa ise yosun ve alg toplayıp getirir. Bunların üst üste atılması sonucunda bir ada oluşur ve ileride git gide büyür. Deniz kuşları değerli yüklerini buraya indirirler, çok da yorulmuşlardır. Kadın deniz kuşlarına teşekkür eder, kendisini ve karnındaki çocuğunu ve de yukarıdan atılan her türlü canlıyı kurtardıkları için.
Gök kadını bir avuç toprak alır ve ileriye fırlatır. Sihirli elleri sayesinde, bu toprak çoğala çoğala bir ülke oluşturacak kadar büyür, ufuk çizgisinde artık sadece toprak görülünceye kadar. Bu topraklarda ağaçlar ve bitkiler yetmeye başlar, ve atılan hayvanlar da kendilerine birer yuva ve yiyecek de bularak, çoğalırlar. Böylece bildiğimiz dünya oluşur ve o da onun anası olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder