6 Aralık 2019 Cuma

Amerikan Mitolojisi




Amerikan Mitolojisi

Amerika kıtasındaki mitolojiler buradaki çoklu kültürler kadar çeşitlidir. Ancak bazıları kıtanın dışına taşımıştır. Kuzey Kutbu’ndaki yaratılış zamanında hayvan-insan varlıklarına hürmet edilmektedir. Çünkü yaşayan her şey güç bağlantılıdır ve efsanevi inançlar doğal dünyaya yayılır.


Kuzey ve Güney Amerika mitolojileri birbirinden çeşitli ve farklıdır. Özellikle sözlü gelenekte mitin farklı versiyonları anlatandan anlatana, zamandan zamana değişebilir. Mitler ayrıca yeni koşullara tepki verebilir ve yeni bilgileri kendine katabilir.
Aztek, Maya, Çipça ve İnkaların yanı sıra Kuzey ve Güney Amerika Yerlileri dağınık kabileler halinde yaşarlardı. Tek bir büyük uygarlıkları ve gelişmiş mitolojileri yoktu. Genellikle bitki ve hayvanlarda bir çeşit sihirli ya da olağanüstü gücün yaşadığına inanırlardı. Bazı kabileler belirli bir hayvan türüyle özel bir akrabalıkları olduğuna inanır, bu yüzden hiçbir zaman o hayvanı avlamaz ya da etini yemezlerdi.
Amerikan kabileleri, 1500’lerde toprakları İspanyollar tarafından işgal ve fethedildiğinde Orta ve Güney, 1500-1800 yılları arasında Fransızlar ve İngilizler tarafından işgal ve fethedildiğinde ise Kuzey Amerika’da yaşamış ve bugün de varlıklarını sürdüren topluluklardır.

Kuzey Amerika Mitolojisi

Abenaki mitolojisi – Algonkin mitolojisi-Karaayak mitolojisi-Çipevaa mitolojisi-Çiksav mitolojisi-Çoktav mitolojisi-Krik mitolojisi-Apsaloke mitolojisi-Haida mitolojisi-Ho-Chunk mitolojisi-Hopi mitolojisi-Eskimo mitolojisi-İrokua mitolojisi-Huron mitolojisi-Kwakiutl mitolojisi-Lakota mitolojisi-Leni Lenape mitolojisi-Miwok mitolojisi-Navaho mitolojisi-Nootka mitolojisi-Ohlone mitolojisi-Pavni mitolojisi-Pomo mitolojisi-Saliş mitolojisi-Seneca mitolojisi-Tsimshian mitolojisi-Ute mitolojisi-Zuni mitolojisi
Kuzey Amerika’ya ilk insan göçünün tarihi oldukça tartışmalı bir konudur, ancak kıtada en azından M.Ö. 10000’den, belki de çok daha öncesinden beri yaşanmaktadır. Kıtanın sakinleri zaman içinde, farklı zamanlarda gelişen medeniyetler halinde, Kuzey ve Güney Amerika’ya yayılmıştır. Bugün Amerika Yerlileri ile ilişkilendirdiğimiz bu kültürün ortaya çıkışının, kıtanın kuzeyinde M.Ö. 1000 ile M.S. 1000 arasında gerçekleştiği sanılmaktadır. Bu dönemin sonunda Mississippi kültürünün içinden büyük Cahokia şehri ortaya çıkmıştır bile. Günümüzün Missouri eyaletinin St Louis bölgesinde kurulmuş olan Cahokia, 20.000 kişilik bir nüfusa ulaşmıştır; bu da o zamanın Londra’sının nüfusuna denktir.
Kuzey Amerika’da göğün Yüce Varlığı genellikle iri bir kuşla (karga vb) temsil edilen gök gürültüsü ve rüzgarın mitolojik kişileştirmesiyle birleştirilme eğilimi vardır; bir kanat çırpışıyla rüzgar çıkarır ve dili şimşektir. Gök gürültüsü en başından beri gök tanrılarının temel niteliği olmuş ve böyle de kalmıştır. Bazen diğeri arasından öne çıkarılır ve kişisel özerklik tanınır. Bu nedenle, örneğin Siu Kızılderilileri yıldızların ve meteorolojik olayların, güneşin, ayın, özellikle gök gürültüsünün Wakan’la dolu olduğunu düşünürler. Kansas Kızılderilileri tanrıları Wakan’ı hiç görmediklerini, ama sesini gök gürültüsü olarak sık sık duyduklarını söylerler. Dakotalarda Wahantanha’nın anlamı “gök gürültüsü”dür (Dorsey). Omahalar Wakanda adı altında gök gürültüsüne bir tapım atfederler; özellikle ilkbaharın başında insanlar tepelere onun şerefine tütün içmeye çıkarlar ve ona tütün sunarlar. Algonkinlerde bir kasırga yaklaştığında ya da gök gürleyecekmiş gibi göründüğünde Chebbeniathan’a, “Yukarıdaki Adam”a sözler verilir.

Güney ve Orta Amerika Mitolojisi

Aztek mitolojisi-Chilota mitolojisi-İnka mitolojisi-Guaraní mitolojisi-Haiti mitolojisi-Maya mitolojisi-Mapuçe mitolojisi-Olmec mitolojisi-Toltec mitolojisi
16. yüzyılda İspanyollar Orta ve Güney Amerika’ya vardıkları zaman gelişkin Yerli uygarlıklarıyla karşılaştılar: Meksika’da Aztek ve Mayalar, Kolombiya’da Çipçalar ve Peru’da İnkalar vardı. Aztek ve Maya mitolojilerindeki bir öykü nedeniyle, Yerliler başlangıçta İspanyollar’ı çok dostça karşıladılar. Mayalar’ın Kukulcan, Aztekler’in Quetzalcoatl adını verdikleri tanrının insanlara takvimi, tarım bilgisi ve astronomiyi öğrettiğine inanılırdı. Beyaz bir teni ve sakalı olan bu tanrı, doğuya yaptığı bir yolculuktan sonra ortadan kaybolmuştu. Ne varki, giderken bir gün insan biçiminde geri döneceğini söylemişti. Aztekler, beyaz tenli ve sakallı İspanyol kaşif Hernan Cortes’i görünce, Quetzalcoatl’ın geri döndüğünü sanarak onu saygıyla karşıladılar.
Meksika ve Orta Amerika mitolojilerinde Aztek ve Maya medeniyetleri baskındır. Mitlerinin, insanların tanrılara olan kan borcunu yansıttığı düşünülür. Maya mitleri ve karmaşık Maya takvimi, günümüzde Maya dağlık bölgelerinde varlıklarını sürdürmektedir.
Meksika yaylalarında yapılan arkeolojik araştırmalar, insanların MÖ 6000’lerden bu yana bölgede yaşadığını gösterir. MS 900-1200 yılları arasında Toltekler, Orta Amerika’nın kuzey kısmını egemenlikleri altında tutmuşlardır ve başkentleri günümüzün Mexico City’sinin hemen kuzeyinde bulunan Tula kentidir. Yucatan Yarımadası’nda yaşayan Mayalara boyun eğdirmişlerdir. Tıpkı Mayalar gibi Toltekler de zengin bir söylence ve öykü mirasına sahiptirler. Dilleri Nahuatl da zengin bir kültür geleneği barındırır. Tolteklerin iktidarı, 1200 yılında Tula’yı harabeye çeviren ve bölgeyi yüzyıldan fazla egemen bir güçten yoksun bırakan bir iç savaş ile yıkılmıştır.
Aztek geleneğine göre, Aztekalar (Aztlan’ın halkı), kabilelerin tanrısının buyruğuna uymuş ve 12. yüzyıl içinde bir zamanda Colorado Nehri’nin çok kuzeyindeki Aztlan’ı terk etmişlerdir. 1325’te, bugün Mexico City olan yerde yerleşene kadar oradan oraya dolaştılar. Aztekler, Tolteklere hem siyasal hem kültürel açıdan çok saygı göstermişlerdir. 1376’da iktidara geçen ilk Aztek yönetici, Tolteklerin atası Ketzalkoatl’ın soyundan geldiğini öne sürer. Bundan sonra Toltek kültürü Aztek kültürünün bileşik parçası haline gelir.
Aztekler Toltek dilini, söylence ve öykülerini benimsemiş ve kendilerininkiyle karıştırarak kaydetmişlerdir. Azteklerin yönetiminde mimarlık, güzel sanatlar ve edebiyat çok gelişmiştir. Büyük kentleri zamanın tüm İspanyol kentlerinden çok daha büyüktür ve özenle yapılmış saraylar, tapınaklar ve su yolları vardır. Aztekler metal ve tüylerden eserler yaratmaktan, tahta ve taşlardan dev heykeller oymaktan ve mücevherlerden mozaikler yapmaktan büyük gurur duymuştur. Söylence ve öykü biçimleriyle tarihe ve şiire büyük bir ilgileri vardır.
İspanyollar Orta Amerika’ya girip 1519’da Aztekleri yendiklerinde, Hernân Cortes, hem komşu halklardan hem de Aztek imparatorundan yardım görmüştür. Azteklerin kanlı uygulamaları pek çok düşman kazandırmıştı. Bunlar büyük bir yanılgıyla yeni gelenlerin daha iyi olacağını sanmışlardır. Aztek imparatoru ise İspanyol Cortes’i, geleneksel inanışlarına göre, sözünde durarak geri dönen Ketzalkoatl sandığı için iyilikle karşılamıştır.
İspanyollar, istila ettikleri pagan halkların edebiyat ürünlerinin çoğunu, beş yıl sonra yendikleri Mayalara yaptıkları gibi, Hıristiyanlara zararlı olacağı korkusuyla yakmışlardır.
İspanyollar Azteklerin dillerini öğrenip, edebiyatlarını İspanyolca kaleme alarak Aztek kültürünün bazı öğelerini korumuşlardır. Bakış açıları, anlattıklarında açıkça görülür. Hıristiyan olmayan bu söylence ve öyküler, onlara hem çekici hem de itici gelmiştir. Daha eğitimli yerlileri Hıristiyanlaştırma süreci içinde, İspanyol keşişler onlara kendi dillerini Latin alfabesiyle yazmayı, söylence ve öykülerini Nahuatl dilinin bu daha okunabilir şekliyle kaydetmeyi öğretmiştir. Yerliler yeni edindikleri Hıristiyan kavramları ve edebi biçemini kendi daha eski sözlü gelenekleriyle sık sık kaynaştırır. 1500’lerde hem İspanyollar hem de Aztekler tarafından kaleme alınmış bu yazılar, İspanyol etkisi gösterir ve tümüyle özgün değildir.
“Beş Dünya ve Güneşleri” ve “İnsanın Yaratılışı” 16. yüzyılda, Nahuatl el yazması olarak, Chimalpopoca Codex: Annals of Cuauhtitlan and Legendof The Suns (Çimalpopoka Kodeksi: Kuauhtitlan Vakayinamesi ve Güneşlerin Masalı) adıyla yazıya geçirilmiştir. “Evrenin Yaratılışı” ise 16. yüzyılda Fransızca el yazması olarak, The History of Mexico (Meksika Tarihi) adıyla yazılmıştır. Ketzalkoatl’ın, Tezkatlipoka tarafından kandırılıp Toltek başkentinden sürülüşüyle ilgili söylenceler ise öncelikle iki büyük kaynakta yer alır: Chimalpopoca Codex (Çimalpopoka Kodeksi) ve 16. yüzyılda İspanyol rahip Fray Bernardino Sahagun tarafından oluşturulmuş bir Nahuatl metinler koleksiyonu olan Florentine Codex: General History of the things of New Spain (Florentine Kodeksi: Yeni ispanya Genel Tarihi).
Ah-Peku (Maya mitolojisi)
Aktzin (Meksika mitolojisi)
Apocatequil (İnka mitolojisi)
Asgaya-Gigagei (Güney AMerika mitolojisi)
Catequil (İnka mitolojisi)
Chac (Maya mitolojisi)
Cocijo (Meksika mitolojisi)
Enumclaw (Güney Amerika mitolojisi)
Haokah (Lakota/Teton mitolojisi)
Hinu (Kızılderili Tanrısı)
Ilyapa (Inka mitolojisi)
Jasso (Meksika mitolojisi)
Kadlu Eskimo gök gürültüsü tanrısı, Ignirtoq’un kızkardeşi
Kapoonis (Güney Amerika mitolojisi)
Kokopelli bereket tanrısı (Güney Amerika mitolojisi)
Michabo Kuzey Amerika-Kızılderili tanrısı
Xolotl (Aztek ve Toltec mitolojisi)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder