12 Şubat 2020 Çarşamba

Amerika’daki Kafatasları Birden Fazla Göç Dalgası Gösteriyor



Muknal batık mağarasında bulunan iskeletin orijinal bulunma anı. Bu kalıntılar yaklaşık 10.000 yıl öncesine dayanıyor ve yetişkin bir erkeğe ait. C: Jerónimo Avilés

 Amerika’daki Kafatasları Birden Fazla Göç Dalgası Gösteriyor
Dünyanın en geniş sualtı mağara sistemlerinden birinde bulunan insan kalıntılarına göre, Kuzey Amerika’daki en eski insanlar sanılandan çok daha çeşitliydi.

Meksika eyaleti Quintana Roo mağaralarında keşfedilen kalıntılar, hepsi 9.000 ila 13.000 yıl önce yaşamış olan en eski Kuzey Amerikalılardan sadece dördünü temsil ediyor.
Çalışma lideri Mark Hubbe, Amerikalar’daki insan yerleşiminin ilk binyılından kalma Kuzey Amerika kalıntılarının oldukça nadir olduğunu söylüyor. Bugüne kadar burada sadece iki düzineden az insan kalıntısı keşfedildi.
Meksika’da bulunan bu dört kişiyi ilginç kılan şey, hiçbirinin birbirine benzememesi. Biri Kuzey Kutuplarındaki insanları andırıyor, diğeri Avrupa özelliklerine sahip ve biri erken Güney Amerika kafataslarına benziyorken, sonuncusu herhangi bir popülasyonla ortak özellikleri paylaşmıyor.
Hubbe, “Meksika’daki bu kafatasları arasında gördüğümüz farklılıklar, günümüzde dünyadaki en farklı popülasyonlarla aynı büyüklükte.” diyor.
Amerikalar’daki yerleşim, 15.000 ila 20.000 yıl önceki arkeolojik bulguların eksikliği nedeniyle gizemli kalmış karmaşık bir konudur, ki bu muhtemelen ilk defa insanların bu kıtaya ayak bastığı zamana denk geliyor.
Hubbe, Güney Amerika’nın Kuzey Amerika’dan daha erken insan kalıntılarına sahip olduğunu söylüyor. Güney Amerika’da bulunan kafatasları tipik olarak birbirine oldukça benzer, ayrıca yerli Avustralyalılar ve Afrikalılar ile kafatası ölçümleri olarak ortak özellikler paylaşıyor.
Bu, Güney Amerikalıların doğrudan Avustralya veya Afrika’dan gelen ataları olduğu anlamına gelmiyor. Bunun yerine bu paylaşılan özellikler, eski Güney Amerikalılar ile Avustralya ve Afrika halkları arasında ortak bir ortak soy ortaya koyuyor.
Hubbe, “Asya’daki kafatası morfolojileri son 10.000 yılda çok değişti. 10.000 yıl önce Amerika’ya gelen herkes, Afrika ve Avustralya’daki erken modern insanlara çok benzerdi.” diyor.
Güney Amerika’ya giden yolun Kuzey Amerika’da veya Pasifik kıyılarında duraklar içermesi gerektiğinden, Güney Amerika’daki erken insanların Kuzey Amerika’daki erken insanlara çok benzemesi gerektiği varsayımı uzun süredir var. Ancak yeni araştırma aksini gösteriyor. Bunun yerine, erken Kuzey Amerika nüfusu, erken Güney Amerika nüfusundan çok daha farklı görünüyor.
“Sebebi ne olursa olsun, Güney Amerika’ya gittiklerinde bu çeşitliliğin bir kısmı ortadan kayboldu.”
Çalışmada incelenen dört kafatası. C: Hubbe et al 2020.
Quintana Roo’nun geniş mağaraları artık çoğunlukla su altında. Ancak yaklaşık 12.000 yıl önce, Pleistosen döneminin sonu ve Holosenin başlangıcı sırasında deniz seviyeleri daha düşüktü ve mağaralar kuruydu.
Meksika’nın ilk sakinlerinden bazıları mağaraları mezarlık olarak kullandılar ve kasıtlı olarak cesetleri içeriye yerleştirdiler. Mağaralarda bulunan diğer bazı iskeletler, bu insanların ölümlerinin kazara olabileceğini gösteriyor.
Yeni araştırmada incelenen dört kafatasından biri, yaklaşık 13.000 yıl önce yaşayan genç yetişkin kadına aitti; biri aynı dönemden genç yetişkin bir erkeğe aitti; biri yaklaşık 9.000 ila 12.000 yıl önce yaşamış orta yaşlı bir kadına aitti; ve dördüncüsü, yaklaşık 10.000 yıl önceki orta yaşlı bir adamdı.
Hubbe ve ortak yazarlar, kafataslarının dijital, 3B görüntülerini yeniden oluşturmak için bilgisayarlı tomografi (BT) taramasını kullandılar. Daha sonra kafataslarında, burnun altı veya göz çukurlarının üstü gibi çeşitli yerleri işaretlediler. Kafatasları arasındaki boyutlar ve mesafeler daha sonra kafataslarını dünyadaki farklı insan popülasyonlarından daha büyük veri ölçümleriyle karşılaştırmak için kullanıldı.
Hubbe, sadece dört kişinin verileriyle çalışmanın sınırlamaları olduğunu söylüyor. Sonuçta, herhangi bir birey, topluluğunun geri kalanıyla karşılaştırıldığında daha aykırı olabilirdi. Ancak, kafataslarının herhangi bir tuhaflığını görmezden gelen araştırmacılar, sadece kafatasları arasındaki varyasyonların çoğunu açıklayan ölçüm bileşenlerine odaklandı. Analizleri sadece büyük varyasyonlarla sınırlandırarak, kafatasları arasındaki daha küçük farklara odaklanmaktan kaçındılar.
Araştırmacılar, 13.000 yıllık genç kadının, Grönland ve Alaska’daki Arktik Kuzey Amerikalılarıyla çok yakından eşleşen özelliklere sahip olduğunu buldu.
Öte yandan, 13.000 yıl önceki genç adam, en çok Avrupa toplumlarından insanlara benziyordu. 9.000 ila 12.000 yıl önceki orta yaşlı kadın, Güney Amerika’nın en eski yerleşimcilerine benziyordu. Son olarak, yaklaşık 10.000 yıl önceki orta yaşlı adam net bir model göstermedi. Birçok Amerika ve Asya popülasyonunda görülen özelliklere sahipti.
Yeni bilgiler, ilk Amerikalıların kim olduğu ve en erken göçlerin nasıl çalıştığı konusundaki bulanık tabloyu karmaşıklaştırıyor.
“Kuzey Amerika’ya sürekli bir insan akışı (ve gen akışı) olsaydı Kuzey Amerika, Güney Amerika’dan daha çeşitli olabilirdi, ancak Meksika yoluyla Güney Amerika’ya sadece bir veya iki büyük nüfus hareketi vardı.”
Bu senaryo ayrıca araştırmacıların topladığı genomik veri ile de çelişiyor. Genomlar, tüm yerli Amerikalıların (daha sonraki birkaç göç hariç) Asya’daki insanların tek bir göçünden geldiğini ileri sürüyor. Ancak, fenotipe dayanan araştırma (insanların dış görünümü) düzenli göç çeşitliliği enjeksiyonları yapan bir nüfus yaratarak çoklu göç olaylarını öneriyor.
Araştırmacılar, Amerikalar’ın 10.000 veya 15.000 yıl önce homojen bir popülasyondan oluşması durumunda, kafataslarının görüldüğü gibi çok çeşitlilikte olmayacağını düşünüyor.

Live Science. 29 Ocak 2020.
Makale: Mark Hubbe et al. 2020. Morphological variation of the early human remains from Quintana Roo, Yucatán Peninsula, Mexico: Contributions to the discussions about the settlement of the Americas. PLOS ONE.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder