29 Şubat 2020 Cumartesi

28 Şubat 2020 Cuma

MAYA DİNİNDE ÖLÜM


Fotoğraf açıklaması yok.


MAYA UYGARLIĞI
ÖLÜM MASKESİ
YEŞİM TAŞINDAN YAPILMIŞTIR.
800
MAYA DİNİNDE ÖLÜM
Ölmek sözcüğü Popol-Vuh kitabını yazanların torunları olan Chorti Kızılderililerinde Yolculuk anlamına gelir.
Chorti'ler ölen kimsenin öte-âleme, ucu Tanrı’nın elinde olan bir iple çekilerek göçtüğüne inanırlar.
Bu inanışa Asya Şamanizmi’nde de rastlanır.
Astral Beden ya da Esiri Beden kavramı Mayalar’da da mevcuttu. Bireyin bu ikinci Can’ına, ruhsal ikinci benliğine ya da eş varlığına Way adını verirlerdi.
Bu kavram hâlen bugünkü Mayalar’da mevcuttur.
Maya dinine göre ölüm olayından sonra İkinci Canı ya da Way adı verilen ruhsal varlığı Transtaki şamanların yolculuğu gibi bir yolculuk yapar.
Önce Xibalba Yeraltı Ülkesinin yolunu tutar; oradaki bekçi köpeğin Xoloitzcuintle yardımıyla bir ırmağı geçmesi gerekir.
Bir ortamdan diğerine geçmeyi simgeleyen, öte-alemdeki ırmağın geçilmesi sembolizmine Asya Şamanizmi’nde ve pek çok gelenekte karşılaşılır.
Gök katlarından birinde, hak edebilmiş olan ruhsal varlıkların ulaşabileceği, mutlu olunan bir Cennet vardır.
Mayalar’da Ruh Göçü kavramının olup olmadığı konusunda farklı görüşler bulunmaktadır;
kimilerine göre, Ruh Göçü kavramına diğer Kolomb-öncesi Amerika uygarlıklarında ve kimi Kızılderililer’de rastlandığı gibi, Mayalar’da da rastlanmakla birlikte, Mayalar’daki Ruh Göçü kavramı Hinduizm’dekinden farklıydı.
Bu inanışa ait izlere Kral Pacal’ın yeniden doğması hikâyesinde ve Popol-Vuh’taki ikizlerin öyküsünde de rastlanır.
Atalar Kültünün de bulunduğu Mayalar’da ataların kafatasları muhafaza edilirdi.
Maya kazılarında birçok kafataslarına da rastlanmıştır.

İsviçre Tarihinde Kara Bir Sayfa HEİDİ NEDEN ÇIPLAK AYAKLI?

Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi, şunu diyen bir yazı 'Heidi neden çıplak ayaklı?'


İsviçre Tarihinde Kara Bir Sayfa
HEİDİ NEDEN ÇIPLAK AYAKLI?
Bir çoğumuzun özellikle de çocukluğunu 80’ler ve 90’lar da yaşayanların severek takip ettiği çizgi film kahramanı Alp Dağlarının sevimli kızı Heidi’yi hepiniz bilirsiniz.
Peki Heidi yaz/kış neden hep çıplak ayakla dolaşıyordu?
Hiç düşündünüz mü?
İlk akla gelen, Heidi’nin özgür ruhundan dolayı ayakkabı giymeyi kendisinin istemediğini yönünde.
Ancak gerçek hiç de öyle değil, hatta şok edici...
Heidi bir köle çocuktur ve dönemin İsviçre yasalarına göre köle çocuklar ayakkabı giyemez.
Orjinal hikayenin yaratıcısı Johanna Spyri, 53 yaşındayken yazdığı Heidi yoluyla, 80’lere kadar İsviçre toplumunda konuşulması tabu olarak kabul edilen çıplak ayaklı çocuklar hadisesine dikkat çekmiştir.
Peki nedir bu olayın aslı? Heidi’nin gerçek hikayesi ne?
Heidi’nin gerçek hikayesi Verdingkinder diye anılan çıplak ayaklı çocuklar, amiyane tabirle köle çocuklar ile başlıyor.
İsviçre’de gayri meşru olarak dünyaya gelen, anne babası hapiste olan, suç işlemiş yahut kimsesiz kalmış çocuklar kilise papazları tarafından onlara bakabilecek kişilerin yanına yerleştiriliyor ya da bir başka deyişle satılıyorlardı.
Toplum tarafından dışlanan bu çocuklar çiftliklerde çalışmaları için kiralık olarak verilir veya şehir, kasaba merkezlerinde kurulan çocuk pazarlarında ev işlerinde kullanılmak üzere satışa çıkarılırlardı.
Çocuklar satın alındıklarından itibaren onları satın alan kişinin vesayetinde sayıldıkları için, başlarına gelen dayak, işkence, taciz ve hatta tecavüz vakalarıyla hiç kimse ilgilenmezdi.
Çünkü bu çocuklar toplumun gözünde iyi bir ailenin yanına yerleştirilerek kurtarılmış sorunlu çocuklardı ve şikayet etmek yerine kurtarıldıkları için sadece minnettar olmalıydılar!
Ahırda hayvanlarla yatıp kalkmaya layık görülen, çuvaldan elbiseleriyle sadece ekmek yedirilen bu çıplak ayaklı çocuklar uzun yıllar boyunca İsviçre halkı tarafından kanıksandı, hatta öyle ki, bir çok aile bu çocukların ayakkabılı “normal çocuklardan ayırt edilmesinde kolaylık sağladığından zavallı çocukların çıplak ayakla dolaşmasının daha uygun olduğunu düşünmekteydi!
İsviçre toplumunun üstü kapalı olarak işlediği bu kölelik sistemi ilk bakışta çok uzak bir tarihe ait kötü bir anı gibi geliyor, ancak İsviçre’de Verdingkinder denilen bu kölelik sistemi, inanması güç bir şekilde 1981 yılına kadar tam olarak yasaklanmadı!
Daha da kötüsü İsviçre devletinin şuan bazıları hala hayatta olan bu insanlardan resmi olarak özür dilemesi ise ancak 2013 yılında mümkün oldu.
İsviçre toplumunun garip bir şekilde kanıksadığı ve tepkisiz kaldığı bu olaya yükselen ilk sesler ancak yabancılardan geldi. Bir Rus doktorun, çalıştırıldığı çiftlikte ağır ve yoğun tecavüzlere uğrayan ve bunun sonucunda hayatını kaybeden bir erkek çocuk için resmi rapor hazırlaması bu olaya yükselen ilk seslerden biridir.
Bu tür vakalarda doktorlar çoğunlukla ölü çocuğun ölüm sebebini görmezden geliyor ve üstünü kapatıyordu.
Yani doktorun yaptığı bu eylem hiç rastlanan bir durum değildi. Sonuç olarak Rus doktorun hazırladığı bu rapor otoriteler tarafından dikkate alınmadı ve doktor farklı milliyeti yüzünden dışlandı.
Bu olaydan sonra bazı kadın örgütleri ve sendikalar da çocuk kölelerin durumuna karşı seslerini yükselttiler.
Ayrıca bazı yazarlarda bu olaya karşı tavır aldılar.
Kendiside Verdingkinder adı verilen kölelik sisteminin kurbanı olan yazar Carl Loosli annesi ve babasını doğru dürüst göremeden 11 yaşına kadar çiftliklerde çalıştırılıp tacizlere uğramıştı.
Yazarlık yaptığı dönemde başına gelenlere sessiz kalmadı ve bu konu üzerine yazılar yazdı.
Ne yazık ki, İsviçre’nin tabu olarak kabul ettiği ve kanıksadığı bir sisteme çomak sokmaya çalıştığı için yazdıkları hiç bir zaman ciddiye alınmadı ve yaşadığı dönemde değer görmeyen bir yazar olarak kaldı.
Ayrıca ünlü ressam Albert Anker de İsviçre yaşamını yansıttığı tablolarında çokça bu çıplak ayaklı çocuklara yer vererek, görmezden gelinen bu gerçeği tablo meraklısı zengin zümrenin önüne sermeyi amaçlamıştır.
Kısacası Heidi'nin çıplak ayakları İsviçre'nin kapatmak istediği utançlarının bir resmidir.
* Çocukluğumdan beri en sevdiğim çizgi filmlerden biri Heidi.
Bu yazıyı okuduğumdan beri, duygularım sarsıldı.
Siz biliyor muydunuz bu çıplak ayaklı çocuklar gerçeğini?
Türkiye 'ye sonra kendi tarihlerine bakmadan ders vermeye kalkarlar. Türk tarihinde böyle insanlık suçları ve kölelik yoktur.

Zapotekler

Görüntünün olası içeriği: dağ, gökyüzü, bulut, açık hava ve doğa

Zapotekler tamamen unutulmuş. Kökeni hakkında fazla bilgi bulunmamakla birlikte, MÖ. 1500 civarında ortaya çıktıkları sanılıyor. Orta Amerika kültürünü etkileyen birçok şehir-devlet kurmuşlar. Zapotekler’in ana yerleşim bölgesi Maya ülkesi ile yukarı Meksika

26 Şubat 2020 Çarşamba

AZTEK UYGARLIĞI BORBONİCUS CODEX


























AZTEK UYGARLIĞI
BORBONİCUS CODEX

1899 YILINDA BULUNMUŞTUR.ASLINDAN KOPYALANMIŞ BİR KODEX'TİR.
AZTEK RAHİPLERİ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞ BİR CODEX'TİR.ÖNEMLİ BİR BİLGİ KAYNAĞIDIR.14.2 METRE UZUNLUĞUNDA KATLAMIŞ AMALT KAĞIT DESTESİDİR.KEHANET TAKVİM VE AYİN VE RİTÜELLERİ ANLATAN CODEX'LERDEN BİRİSİDİR.TONALAMALT DENİR.HER SAYFA TONAPOHUALLİ ADIYLA BİLİNİR.
1. BÖLÜMDE
260 GÜNLÜK 20 PAYDADAN OLUŞTURULMUŞTUR.13 GÜNLÜK PERİYOTLARDAN BİRİNİ TEMSİL EDEN SEMBOLLER VARDIR.SAYFANIN ÇOĞU İDARİ TANRILAR TABLOSUDUR.
2.BÖLÜMDE
MEZOAMERİKAN KÜLTÜRLERİN HEPSİNDE BULUNAN 52 GÜNEŞ YILINDAN BAHSEDİLİR.52 GÜNEŞ YILININ HERBİRİ İLK GÜN TARİHLERİNE DENK GELEN GÜNLERDİR.
3.BÖLÜMDE
RİTÜELLER VE AYİNLER ANLATILIR.52.YILLIK DÖNGÜYÜ SONA ERDİREN TÖRENLERDE YAPILMASI GEREKENLER ANLATILIYOR.
BU BÖLÜM TAMAMLANMAMIŞ YARIM KALMIŞTIR.
MEKSİKA ARKEOLOJİ MÜZESİ